TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Şu anda iki hassas çalışma yapılıyor; biri yeni anayasa, biri de terörle ilgili olarak son günlerde yaşadığımız gelişmeler. İkisi de son derece hassastır. Dikkat etmek lazım, biri diğerini engelleyici bir mazeret olmamalı" dedi.
Çiçek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla Parlamento Muhabirleri Derneği'ni (PMD) ziyaret etti. Basının hayatın önemli bir parçası olduğunu belirten Çiçek, "Bu sebeple basın ne kadar bu görevini iyi yapabilirse, bunun şartları ülkede oluşturulabilirse, hem mevzuat itibariyle, hem özlük hakları başta olmak üzere bu görev ne kadar iyi şartlarda yapılabilirse, bu hayatımıza da kalite katacaktır" dedi.
Çalışan Gazeteciler Günü'nün kendi içinde bir olumsuzluğu da ifade ettiğini belirten Çiçek, "Demek ki bir de çalışmayan gazeteciler var. Çalışmayan gazetecilerin durumuna bugünlerde daha fazla vurgu yapmak yerinde olacaktır" diye konuştu.
Çiçek, tutuklu gazeteciler konusundaki soruları da cevaplandırdı. Çiçek, tutuklamanın istisnai olduğunu herkesin kabul etmesi gerektiğini belirterek, "Tutukluluk bir tedbirdir, mahkumiyet değildir; bu ister gazeteci, ister sade vatandaş bakımından mahkumiyete dönüşmemelidir. Bir an önce davaların sonuçlanması ve kişinin akıbetinin baştan belli olması önemlidir" dedi.
TBMM'de geçen dönem kabul edilen Adli Kontrol Yasası'nın bu mahsurları ortadan kaldıracak çağdaş bir müessese olduğunu belirten Çiçek, "Bu aslında mahkemelerin işini kolaylaştıran, önündeki davalar açısından ileride beraatle sonuçlanabileceğini de hesaba katarak, daha dikkatli davranılması, her talebin tutuklama ile sonuçlanmaması, iyi değerlendirme yapılarak adli kontrol yoluyla da yargılama sürecinin devam etmesi mümkün. Daha çok milletvekilleri bakımından gündeme geldi ama herkes için geçerli. Çünkü orada cezanın üst sınırı kaldırıldı. Yani hangi suçtan yargılanırsa yargılansın mahkemelerin bu yolu tercih etmeleri bizim temennimizdi. Yasama organı olarak da bizim olaya bakışımızı ortaya koyuyordu. Ben o vesileyle yargılanmakta olan davalardan ziyade, TBMM'nin böyle bir yasayı neden kabul ettiğinin iyi anlaşılması gerektiğini ifade ettim. Bunu en evvel kim anlayacak? Üst sınır neden kaldırıldı, bu muradın iyi anlaşılması gerekir, demiştim. Bu tabiatıyla gazeteciler için de geçerli" diye konuştu.
Türkiye'nin yargı uygulamaları bakımından tutuklamaların sıkça yapıldığı bir ülke olduğunu ancak bunun biraz daha azaldığını belirten Çiçek, "Buna rağmen yine de tutuklama meselesinde olabildiğince hassas davranılması, ileride telafisi kabil olmayacak mağduriyetlere sebebiyet verilmemesi gerekiyor. Özelikle gazeteciyse, size kıyak olsun diye de söylemiyorum, ama neticede sizin için biraz daha hassas davranılması gerekir diye düşünüyorum" dedi.

İMRALI İLE GÖRÜŞMELER
İmralı ile görüşmelere ilişkin de soruları cevaplandıran Çiçek, özellikle basının bu konuda haber yaparken çok hassas değerlendirmeler yapması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:
"Bu süreç başladığından beri yazılanları, tartışmaları takip ediyorum. Bir bilgi kirliliği yaşandığını net ifade edeyim. Çünkü ilgilileri tarafından resmi bir açıklama yapılmadığı takdirde, yeni bir bilgi vereceğiz diye insanların kafasını karıştıracak, teyit edilmemiş, olsa olsa kişisel kanaat veya kulis haberi cinsinden haberlerin çokça yer alıyor olması vatandaş açısından bir kısım tereddütleri de beraberinde getirir. Çünkü terör konusunda bu toplum çok travma yaşadı, yaşıyor. Halen saldırılar oluyor, olabileceğini de herkes kabul ediyor. Onun için bu konuda yazılıp çizilenleri ve sizlere kulislerde söylenenleri itirazi kayıtla karşılamak gerekir. Bilginin kendisi midir, yoksa kişisel kanat midir ortaya konması lazım. Bu konularda beyanat verdiğimizde epey müşteri buluyoruz. Bu konular gazetelerde yer almak, televizyona çıkmak için piyasası olan bir konu. Onun için de birçok kişi biliyormuş havasında, sanki bizatihi sürecin içindeymiş, bu müzakerelerin içindeymiş gibi aktarımlar yapılıyor; bunu süreç açından sakıncalı buluyorum."

"İYİMSER DEĞİL GERÇEKÇİ OLALIM"
Çiçek, sanki bu sorun yarın öbür gün çözülecekmiş gibi bir iyimser hava olduğunu belirterek, "Bu, iyimserlik kötümserlik kavramıyla değerlendirilecek bir konu değil. Olabildiğince gerçekçi olmak lazım. Başka ülkelerin müzakere süreçlerine baktığımızda ne kadar zorluklarla dolu olduğunu görürüz. Bu konuda da vatandaşı yersiz beklentiler içerisine sokmamak gerekecektir" dedi.
Terörün önemli bir sektör, önemli kazanç kaynağı olduğunu söyleyen Çiçek, "Kimse bu altın yumurtlayan tavuğun bırakılmasını kolay kolay istemeyecektir. Terör örgütünün en önemli gelir kaynaklarından biri uyuşturucu ticaretidir. Bugün Avrupa'ya giden, pazarlanan uyuşturucunun neredeyse patronu bu örgüt haline gelmiştir. Önceden satıcı, aracıydı. İşin bu kısmından bakalım. Birçok kişiye imkan, fırsat, kazanç, rant sağlıyor. Bir ülkeye politikalarınızı kabul ettirmek, belli politikalarından caydırmak istiyorsanız, istikrarsız hale getirmek istiyorsanız, kargaşa, kaos ortamı için terör en önemli enstrümandır ve bunun da bu manada en çok kullanıldığı ülke Türkiye'dir. Türkiye'nin gelişmesi, büyümesi herkesin kabullendiği bir şey değil. Türkiye'nin gelişmiş olması, uluslararası politikada rol üstlenmesi birçok ülkelerin politikası ile ters düşüyor. O ülkeler teröre hep destek verdi, taziye mesajlarına rağmen destek verdiler. Hangi ülke ne yapması gerekiyordu da ne yapmadı bakmak lazım" diye konuştu.
Meclis Başkanı Çiçek, bu süreçte bu iş bitmesin diye zaman zaman sıkıntılar gündeme gelebileceğini belirterek, "Buna karşı da hepimizin soğukkanlı olmamız, bu süreci iyi anlamamız, iyi değerlendirmemiz ve iyi anlaşılmasına da yardımcı olmamız lazım. Elbette bilgi verilmesi gerektiği zaman bu bilgi verilmelidir. Bilgi edinmek sizin için de görev ve haktır. Ama başka ülkelerin geçmişteki uygulamalarından şunu da gördük ki; hemen her gün her sabah da bu konu Güvenpark'ta konuşulacak bir konu değil. Çünkü her türlü komplikasyonlara, yönlendirmelere açık bir süreç olacağı için bilgi bazen herkese verilir, bazen verilmesi gerekenlere verilebilir. Bu hassasiyete de iyi bakmamız gerekiyor" dedi.

"AÇIKLAMALARIN BÜYÜK KISMI SORUNLU"
Ahmet Türk'ün İmralı ile ilgili görüşmeler ve yeni Anayasa çalışmaları konusunda yaptığı açıklamaların sorulması üzerine Çiçek, şunları söyledi:
"Yaptığımız önemli bir çalışmayı özel bir olayla bağlantılı hale getirirseniz o bağlantıdan rahatsız olanlar olabilir. Bu süreci sıkıntıya sokabilir. Hem o süreci hem Anayasa yapım sürecini sıkıntıya sokabiliriz. Diyelim ki Türkiye'nin böyle bir derdi yok, bundan ayrı olarak bu anayasanın yeni baştan ele alınması, hak ve özgürlüklerin yeni baştan ele alınması, standartların yükseltilmesi, ihtilaf konusu olan kavramların, kurumların yeni baştan gözden geçirilmesi gerektiğini kabul ederek yola çıktık. Bu sürecin her aşamasında filanca olayla bağlantı kurarak bir şey yapmaya çalışırsak, çalışmalara olumlu katkısı olmaz. Bu görüşler zaten dört siyasi parti tarafından kim neyi nasıl anlıyorsa, örneğin vatandaşlık tanımından ne anlıyorsa, bununla ilgili görüşlerini partiler masaya getiriyor. Konuşulacak ve sonuçta ortak çözümü bulacağız, bulmak durumundayız. İkide bir terörle ilgili anayasaya bir atıf, bir çengel atılmaya çalışılırsa, bunlar düzenlenmesin tarzında demiyorum, baştan beri söyledim ki; bu işler hassasiyet gerektiriyor. Terör meselesi ne kadar hassas bir konuysa, bu süreçle ilgili partilerimizin görüşleri de birbiriyle aynı değil ki, bu sürece olumlu bakan olduğu kadar olumsuz bakan da var. Biz de bu anayasayı olumlu ve olumsuz bakanlarla birlikte yapacağız. Bu iş varsa yoksa bu Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda çözülür. Olmazsa olmaz noktasına getirirsek, o zaman ikisini de olmaz noktasına getiririz. Biraz daha bu işlerde hassas davranmak gerekir. Ben bu süreç başladığından beri yapılan açıklamaların önemli bir kısmını sorunlu, sıkıntılı açıklamalar olarak görüyorum. Her şeyi konuşmak gerekiyor mi onu bilemiyorum. Başka ülkelerde bu müzakereler sürdürülürken, İspanya'da, İrlanda'da acaba bu kadar çok konuşuldu mu, her önüne gelen terör uzmanı gibi konuştu mu, doğrusu benim böyle bir bilgim yok. Türkiye bu konuları olduğundan daha çok sağa sola çekerek konuşuyor. Yapılacakları da korkarım ki sıkıntıya sokmasın."
Bir gazetecinin 'Bu eleştirilerinizi süreci yürütenlere söylüyorsunuz herhalde. Çünkü açıklamalar onlardan geliyor' sözleri üzerine Çiçek, "Ben genel ifadeyi söylerim, bunu kamuoyu değerlendirir. Açıklamaların bir kısmını sorunlu açıklamalar olarak görüyorum. Yani diyorum ki; böylesine hassas bir süreçte herkesin konuşması gerekiyor mu? Sorunun kendisi biraz daha hassas davranmamızı gerektirir diye düşünüyorum. Şu anda iki hassas çalışma yapılıyor; biri yeni anayasa, biri de terörle ilgili olarak son günlerde yaşadığımız gelişmeler. İkisi de son derece hassastır. Dikkat etmek lazım, biri diğerini engelleyici bir mazeret olmamalı" dedi.
(MÜG-CC-Y)

10.01.2013 12:50:00 TSI

Editör: Wan Haber