TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını değerlendirerek, "Muhalefet partilerini çalışmaları biraz ağırdan alıyor. Çok zaman bolluğu varmış gibi davranıyorlar. Öyle değil. Gidişatta ümitsizlik vermek istemem ama ağır gidiyor. İstenen noktaya gelmiyor" dedi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını İHA'ya değerlendirdi. Kuzu, "Sayın Başbakanımızın demek istediği şu; konu Mart-Nisan'da da öte sürüncemede kalmasın. Dolayısıyla Mart ayı yeni konuşulan bir konu değil. Esasen komisyon 19 Ekim 2011 yılında çalışmaya başladı. Zaten Mart'ın sonunda 1.5 yıl dolmuş oluyor. Dünya standartlarında da 1-1.5 yıl belirleniyor. Bugüne kadar dünyada 842 anayasa yapılmış 16 günde Japonlar yapmış Amerikalılar ellerine vermişler, 17 yılda bitmeyen de var. Ama ortalama 1-1.5 yıl" dedi.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nun 15 maddelik kendi iç tüzüğüne göre yeni anayasanın 31 Aralık 2011 tarihinde bitmesi gerektiğini belirten Kuzu, bu sürenin dolmasının ardından Başbakan Erdoğan'ın liderlere görüşerek bu sürenin 3 ay uzatılmasına karar verildiğini anımsattı. Kuzu, "Bazı liderler konuşmalarıyla bunun 23 Nisan gibi milli günümüze kadar olsun dedi. Bu da olabilir. Burada şöyle bir algılama olmasın. Yani Mart'ın sonu geldi 1 Nisan geldi saate baktık 90 dakikalık maç süresi bitti, düdük çalındı, paydos. Böyle değil elbet. Yani biteceği görülürse elbette ki bu bir süre daha olabilir. 2013 yılının belli zamanında bu bitmeli ki bunun komisyon ve genel kurul görüşmeleri arkasından referanduma gitmesi bir zaman alacak. Ondan sonra arkasından mahalli seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi, genel seçimler derken seçim atmosferine Türkiye girdiği zaman bu süreç otomatikman tıkanır. Dolayısıyla bizim buradaki derdimiz bu meseleyi fazla uzatmadan nasıl çözeriz" diye konuştu.
Muhalefet partilerini çalışmaları biraz ağırdan aldığını belirten Kuzu, "Çok zaman bolluğu varmış gibi davranıyorlar. Öyle değil. Gidişatta ümitsizlik vermek istemem ama ağır gidiyor. İstenen noktaya gelmiyor. Bunun değişik nedenleri var. Bunlardan biri oybirliği şartı. Oybirliğini kaldırdığınız zaman partiler diyor ki 'Ben niye buraya geldim o zaman madem siz kendi aranızda anlaşacaktınız'. Dolayısıyla her madde hakkında oybirliği kolay olmuyor. Kaldı ki dikenli kollar kronik sorunlar duruyor. Değişmez maddeler konusu, Anayasanın başlangıç bölümü, vatandaşlık tanımı gibi... Böyle olunca da bir zorluk gözüküyor süreçte. Sayın Başbakan diyor ki, belirlenen süreçte bu tamamlanmazsa zaten süreç Meclis Başkanı tarafından otomatik olarak kesilecek. Yani bir parti çekilme durumunda kalmayacak, fatura bir partiye kesilmeyecek. Sayın Başbakan diyor ki O zaman en çok sayıya sahip olan parti olarak metnimizi kendimiz hazırlarız. Bu hazırlamada CHP, MHP, BDP ile de birli ikili işbirliği yapılabilir. Ama hiçbiri yanaşmazsa o zaman biz kendimiz metni komisyondan geçiririz genel kurula getiririz muhalefetin desteğini arz ederiz. Eğer oradan destek gelirse referanduma zaten gidilecek. Tabii sayı sorunu 330 bulunur mu bulunmaz mı onu bilemem. Burada bizim sayımızın yetmediği belli. Meclis Başkanının saymazsak 325. Ama bu gizli oylama olduğu için ufak tefek fireler olabilir 5 sayısı yetmeyebilir. Onun için daha fazla sayı gerekebilir. Bekleyip göreceğiz. Yoksa biz çekiliyoruz, zaten bu işten sonuç çıkmıyor gibi bir beyan yok. Bu bir varsayım üzerinden söylenen bir sözdür" diye konuştu.
"Mart'a kadar çalışmaların tamamlanacağından ümitli misiniz?" yönündeki soruya Kuzu, "Ağır gidiyor ama çıkmamış canda ümit vardır derler. Beklemek lazım. Hiç ümidim yok deyip diye moral bozmanın anlamı yok" yanıtını verdi.
(EDA-ÖZ-Y)

30.01.2013 17:27:28 TSI

Editör: Wan Haber