Haber: Umut YEĞİN

Van’da Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı okullarda çalışan ve 14 Haziran’da işten çıkarılan taşeron işçilerin eylemleri sürüyor. Gazetemize konuşan işçiler kalıcı, kadrolu iş hakları verilene kadar mücadele edeceklerini söylüyorlar.  Van’da yaklaşık üç ay mücadele eden İŞKUR işçileriyle taleplerinin aynı olduğunu ve mücadelenin ortaklaşmaması için AKP’nin bölme politikaları izlediğini de söyleyen işçiler, “İŞKUR, taşeron demeden birleşerek kazanacağız” diyorlar.
 

TAŞERONA KARŞI KALICI, KADROLU İŞ İSTİYORUZ
Taşeron sistemde uzun süre kötü koşullarda çalıştığını belirten Mecit Onar, taşeron siteminin kaldırılması gerektiğini söyledi. Onar, “Biz taşeron çalışmayı kesinlikle kabul etmiyoruz. Taşerona karşıyız. Taşeronun kelime anlamı bile kölelik demektir. Bu sistemle hem SSK primleri yatırılmıyor, tatillerde kesintiler yapılıyor hem de maaşları zamanında alamıyoruz. Biz hayatımızı devam ettirebileceğimiz bir para ve iyi çalışma koşulları istiyoruz. Biz kadrolu işçiler gibi çalışmak istiyoruz. Yani işimiz kalıcı olsun, sözleşmeli olmasın” diye konuştu. 

Ahmet Tuncer ise aldıkları asgari ücretle nasıl çalıştırıldıklarını şu sözlerle anlattı: “Asgari ücretle evimizi geçindiremiyorduk. Saat 6’da kalkıp gidiyorduk. Akşam 6’ya kadar. Bazen 24 saat çalıştığımız oluyordu. Kapı, pencere tamiratı, kazan dairesi, temizlik derken sabahtan akşama kadar çalışıyorduk. Yetkililerden ricam bizi kalıcı olarak işe alsınlar” dedi. Şu an oğlunu işsiz kaldığı için okutamadığını da kaydeden Tuncer, “Başka hiçbir yerden gelirim yok. Evin tek çalışanı benim. 14 senedir okullarda çalışıyorum. Bu saatten sonra elimden başka işte gelmez” dedi.
 

‘MÜCADELEMİZ ORTAK’
İşçilerden Kaya Erden 83 gün boyunca İŞKUR işçilerinin direnişinde de yer almış. Şu an Ankara’da Abdi İpekçi Parkı’nda eylemlerini sürdüren İŞKUR işçileriyle taleplerinin aynı olduğunu ifade eden Erden, “Onların da bizden ayrı bir talebi yoktu. Kadrolu, güvenceli bir iş istiyorlardı. İŞKUR işçisi kardeşlerimiz şu an Ankara’da güçlü bir direniş sergiliyor. Bizler taşeron işçiler olarak sürekli İŞKUR işçilerinin yanındayız. Çünkü mücadelemiz ortak, sınıfsal bir mücadele. Bu mücadelede birleşmemiz, bütünleşmemiz lazım” diye konuştu.
 

SORUMLU HÜKÜMET
İşçilerden Ferzende Acar, “AKP’nin kadro vereceğiz” vaatleriyle oyalama taktiği izlediğini söyledi. 25 Ocak’ta işten çıkarılmalarının ardından 1 Eylül tarihine kadar sürekli sözler verildiğini ama tutulmadığını aktaran Acar, şöyle devam etti: “Zaten 1 Eylül’e kadar başka işlerde de çalışamadık. Çünkü geçici olduğu için kimse iş vermek istemedi. 1 Eylül sonrasında ise yetkililerle Van Milletvekilleri ile görüştük. Van Valisine randevu talebinde bulunduk ama randevu taleplerimizi kabul etmedi. Ve taleplerimiz karşılanmadı. Sürekli olarak bize ‘İnşallah sizi işe alacağız. İşiniz de kalıcı olacak’ dendi.” Aralarında 8 yıldan 15 yıla kadar bu işten çalışanlar, engelliler olduğu söyleyen Acar, “Aldığımız ücret de asgari ücrettir. Ben bu şartları kölelik olarak görüyorum. Bunun sorumlusu hükümettir. Taleplerimiz karşılanmazsa eylemlerimiz devam edecek” diye konuştu.
 

AKP’LİLER BÖLMEYE ÇALIŞIYOR, BİZ BU TUZAĞA DÜŞMEYECEĞİZ
Mücadelelerinin birleşmemesi için AKP’lilerin sürekli bölmeye çalıştığını söyleyen Erden, şöyle devam etti: “AKP Van Milletvekili Burhan Kayatürk’ün yanına gittiğimiz zaman sürekli İŞKUR işçileriyle bizi karşı karşıya getirmeye çalıştı. Bizi oyuna getirmeye çalıştı. Ama İŞKUR işçisi arkadaşlarımız da bizler de bu tuzağa düşmedik. Biz AKP’ye gittiğimiz zaman Burhan Kayatürk’ün şöyle bir söylemi vardı: ‘Eğer İŞKUR işçilerini işe alırsak sizleri işe almayız.’ İŞKUR işçisi arkadaşlarımıza da ‘Eğer taşeron işçileri alırsak sizleri işe almayız’ diyormuş. Bu yüzden de ben değerli İŞKUR işçisi kardeşlerimle ortak mücadele ettim.  Ankara’da direnişte olan İŞKUR işçisi arkadaşlarımızı da selamlıyorum. Ortak mücadele etmemiz gerekir. Ayrıştırma işçi sınıfını bölmeye yönelik politikalardır. Bizler bu tuzağa düşmeyeceğiz. Sonuna kadar direneceğiz. Türkiye’nin tüm işçilerini İŞKUR, taşeron fark etmeden ortak mücadeleye çağırıyoruz.” (Evrensel)

 

Editör: Wan Haber