Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Seyrani Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil Kırnak, ''Tarım, geniş bir bilgi birikimi gerektiren ileri teknolojiden yararlanma esasına dayalı insan ve doğa ilişkilerini dengeleyen, değişen ekonomik koşullara uygun olarak sürdürülmesi gereken önemli bir sektördür'' dedi
Tarım Öğretiminin 167. Yılı nedeneyli bir açıklama yapan Dekan Prof. Dr. Halil Kırnak, her yıl 10 Ocak tarihinde Ziraat Fakülteleri ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından Türkiye'nin dört bir yanında "Tarım Öğretiminin Başlaması Yıl Dönümleri"nin coşkuyla kutlandığını ifade ederek, bu güzel geleneğin yalnız ziraat mühendisleri ve teknik elemanların ülkeye yaptığı üstün hizmetleri anıp geçmişi yâd etmekle kalmayacağını, geçmişten geleceğe bir değerlendirmenin de yapılmasını sağlayacağını kaydetti.
Açıklamasında, ''Tarımsal eğitimin kalitesi, tarımla ilgili kesimlerin yanında, toplumumuzun tamamını ve gelecek nesillerimizi de yakından ilgilendirmektedir'' diyen Prof. Dr. Kırnak, şöyle devam etti:
''Anadolu, tarih boyunca çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir coğrafyadır. Bu uygarlıklarda tarımsal faaliyetler, ülkenin iklim çeşitliliği nedeniyle çok farklı alanlarda yoğun bir şekilde yapılmıştır.Cumhuriyetin ilk yıllarında, tarıma büyük önem verilmeye başlanmıştır. Türkiye'de tarım sektörüne yön veren gelişmelerden en önemlisi 17 Şubat 1925 tarih ve 552 sayılı kanunla Aşar Vergisi'nin kaldırması olmuştur. Vergi sisteminde çiftçinin yararına değişikliklere gidilirken, tarımda makineleşme alanında da çalışmalar yapılmış, toprak ürünlerini değeri üstünden alan kuruluşlar açılmış, meyvelik ve bağcılığı geliştirmek için çeşitli fidanlıklar kurulmuştur. Çiftçilerin toprak sahibi olmaları amacıyla Cumhuriyet'in ilk yıllarında ciddi çalışmalar yapılmıştır. 1950-1953 yılları arasında tarım sektörü hızlı bir gelişme göstermiş ve ekim alanı 14,5 hektardan 18,8 milyon hektara çıkmış, tahıl ürünleri artışı ile buğdayda dünyada 4. sırada ihracatçı bir ülke olunmuştur.
Tarım sektörü, 1980 yılına gelinceye kadar Türkiye ekonomisinin lokomotifi olma işlevini hiç aksatmadan başarı ile sürdürmeye devam etmiştir. 2000'li yıllara gelindiğinde de tarımın sosyal alan olmaktan çok stratejik ve rekabete dayalı iktisadi bir sektör olarak ele alınması gerektiği ortaya konmuştur.''
Prof. Dr. Kırnak, ''Günümüzde ise tarımın Türkiye ekonomisindeki önemi nispi olarak azalmış olmakla birlikte, yurt içi gıda gereksiniminin karşılanması, sanayi sektörüne girdi temini, ihracat ve yarattığı istihdam olanakları açısından hala büyük önem taşımaktadır. Tarım, geniş bir bilgi birikimi gerektiren ileri teknolojiden yararlanma esasına dayalı insan ve doğa ilişkilerini dengeleyen, değişen ekonomik koşullara uygun olarak sürdürülmesi gereken önemli bir sektördür. Tarımda yeni bilgi ve teknolojinin üretilmesi ve çıktılarının toplumsal hayatta her bularak anlam kazanması eğitim, araştırma ve yayımdaki başarı ile yakından ilişkilidir. Bu açıdan bakıldığında, tarımla ilgili fakültelerin, bölümlerin ve ön lisans düzeyindeki eğitim programlarının önemi açıkça görülmekte, tarımsal eğitimin ne denli önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Gelecek 10 Ocakları, tarım sektörünün ve tarımsal öğretimin önemli sorunları aşılmış olarak, tüm ülkemizde daha aydınlık ve daha müreffeh şartlar da kutlanmasını diliyorum'' dedi.
(ZB-Y)

09.01.2013 14:41:09 TSI

Editör: Wan Haber