LC Waikiki'nin ortaklarından olan Taha Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Dizdar, 2012 yılının 2011 yılına göre tekstil sektörü açısından iyi geçtiğini, özellikle LCW'nin perakende sektörü açısından iyi bir yılı geride bıraktığını söyledi. 2012 yılı 2011 ile mukayese edilirse krizin yoğunlaştığı bir yıl olmasına rağmen gruplarında ciddi ciro artışları meydana geldiği belirtildi.
İşadamı Şefik Dizdar, bu bakımdan 2012 yılının güzel bir sonuçla sonuçlandığını söyledi. Yurt içinde her köşeye kendi mağazalarını açma programını hızlı bir şekilde geliştirdiklerini belirten Dizdar, şöyle konuştu: "Tabii bazı turistik yerlerde yaz sezonunda inşaat yasağı oluyor. Önümüzdeki yıl Ayvalık'ta güzel bir mağaza açılacak. Şu an mağaza sayımız 380'i aştı. Yurt dışında da 37 mağazamız oldu. Irak'ta çok iyi çalışan iki mağazamız var. Şam'da mağazamız var. Bütün bu sıkıntılara rağmen halen çalışıyor."
Mısır'da yeni bir mağaza açtıklarını anlatan Dizdar, sözlerini şöyle sürdürdü: "İskenderiye Organize Sanayi Bölgesi'nde kendi tesislerimiz var. Tekstil boya fabrikası ve hazır giyim fabrikamız var. Bunlar yoğun bir şekilde çalışıyor. Dış ülkelerle özellikle Çin ve Bangladeş'e antidampik yasaları uygulandı. Oradan ithal edilen malların ithalatında büyük vergi uygulanmaya başlandı. Mısır daha önceki anlaşmalar nedeniyle bu yasalardan mahrum. Bizim oraya kurduğumuz bu fabrikaların önemi daha ön plana çıkıyor. Burada bizim yaptığımız üretimin büyük kısmını Kahire'de açtığımız kendi mağazamıza gidiyor, diğer kısmı Türkiye'ye geliyor ya da diğer ülkelere ihracat yapıyoruz. Bangladeş'te triko örgü fabrikamız vardı. Orada antidampik yasalar içine girdiğinde büyük potansiyelle üretim yapılıyor. 4 bin 500'e yakın işçi çalışıyor. Orada işçi ücretleri çok ucuz ve kendi ihtiyaçları için büyük bir potansiyelleri var. Satışlarımızın yapıldığı Makedonya, Arnavutluk, Romanya, Rusya ve Kazakistan'da toplam 37 mağazamız var. Biz artık kendi mağazalarımızla büyümek istiyoruz. Herhangi bir mağazamızda satılan malları merkezi yönetimden dolayı satılan mal hemen görülüyor ve daha süratli iletişim oluşuyor. Müşteriye ulaşılıyor ve daha hızlı sevkıyat olduğundan daha yüksek cirolara ulaşılıyor"
Ticari ilişkilerde karşılıklı itimat ve kalite güvencesinin de çok önemli olduğunu anlatan Dizdar, şunları söyledi: "Safranbolu'da bulunan grubumuza ait Yavuz Tekstil de yapılan üretimin tamamı İngiltere'ye ihraç ediliyor. Fiyatlarımız belki Çin'in üstünde ama tercih ediliyoruz. Bir kere İngiltere'ye ulaşım açısından büyük avantaj var ve bunu iyi kullanıyoruz. Diğer üretici olarak bizimle direk irtibat kuruyorlar. İngiltere'de temsilcimiz var ve buradaki üretimleri her zaman kontrol ediyorlar. Biz de onları memnun edebilmek için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Buradaki üretimimizi ful kadro devam ediyor devam ettirmeye çalışıyoruz. Bizim üretimimizi otomobil fabrikası gibi sayı ile telaffuz etmek çok zor. Milyonlarca adet olduğu için ciro ile denilirse 3 milyon dolar seviyelerine yaklaştık. Dolayısı ile bir problemimiz yok ve eksilme olmuyor. Artmaya devam ediyor. Mümkün oldukça halkımızı tüketiciyi memnun edecek yenilikleri intikal ediyoruz ve bunu müşterilere yansıtıyoruz. Türkiye'nin dışında yurt dışında da kendi mağazalarımızı açıyoruz. Oralarda bir mağaza açmak kolay değil. Bin metrekareden az olmuyor ve bunun üstünde bir işyerinde en azından 20 ile 30 personelin istihdamı mecbur ediliyor. Böylece gelişmeye çalışıyoruz."

SAFRANBOLU'YA 5 YILDIZLI OTEL
TAHA Holding Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Dizdar, memleketi Safranbolu'ya turizm alanında da hizmet etmek için çalıştıklarını ve bu kapsamda 5 yıldızlı bir otel yapacaklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Safranbolu'nun yetiştirdiği değerlerinden biri olan rahmetli Ünsal Tülbentçi'nin başlatıp belli bir yere kadar getirdiği otel tesisi varisleri tarafından devam ettirilmekte zorluk çekildiğini duyduğumuzda 'bunu biz yaparız' dedik ve nasip oldu. Onlarda olumlu baktı. Kendilerinden oteli alarak ismini bile muhafaza ederek Grand Otel Safran ismini devam ettireceğiz. En kısa zamanda bunun inşaatına başlayacağız. Çünkü hemen hemen bütün zorlukları aşmışlar ve koruma kurulunda gerekli izin alınmış. Yeni imar planına uygun birçok şey yapılmış ve mimari projesi çıkmış şekilde bize devrettiler. Biz kısa zamanda bunun inşaatına başlamaya çalışıyoruz. Safranbolu'nun turizmine gerçek anlamda katkı verecek bir tesis olacağına inanıyoruz. 120 odası var ve 250 kişilik bir otel olacak. Çok sosyal paylaşım alanı olan bir 5 yıldızlı otel olacak, içerisinde toplantı salonu, fitnees salonu ve yüzme havuzunun olduğu 5 yıldızlı bir otel olacak."

ORGANİK TARIM ÜRETİMİ
Safranbolu'nun unutulmaya yüz tutmuş bir takım meyvelerini İlçe Tarım Müdürlüğü ile işbirliği yaparak hayatta tutmaya da çalıştığını belirten Dizdar, şunları söyledi: "300 dönümlük araziye erik, armut, elma çeşitleri ile ekşi kara dediğimiz Safranbolu'ya özgü bitkileri yetiştiriyoruz. İkinci senesini idrak ettik ve önümüzdeki yıl meyve alacağımızı umuyoruz. Gayet sağlıklı bir şekilde gelişiyor ve bakımlarını yapıyoruz. Doğal gübre ve sulamasını damlama sistemi ile yapıyoruz. Yine aynı bölgenin bir kısmına 400 fidan badem ağacı diktik. Önümüzdeki yıllarda endüstriyel bir bitki olarak ve hem de ürününü satarak ticari gelir elde etmek imkanı olacak. Safran üretimi yapıyoruz, 3.5 dönümlük alanda. Üzüm üretimi yapıyoruz. Daha çok şaraplık, sirkelik ve şıralık olacak şekilde asmalarımız var ve hasat yapıyoruz"
Kendisinin yoksulluktan geldiğini ve bu nedenle her yıl kurum olarak Karabük'te 5 bin üzerinde öğrenciye giyim yardımı yaptıklarını söyleyen Dizdar, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Türkiye çapında nereden talep gelirse karşılamaya çalışıyoruz. Sadece Karabük'te 5 bini aşkın öğrenciye kendi isimlerine yazılmış LCW yardımları yapılıyor. Bugünlerde dağıtımı yapılmaya başlandı. Yıllık LC Waikiki olarak 50 bin üzerinde öğrenciye giyim yardımı yapıyoruz. Bunun yanında burslarımız var. Bende burslu okuduğum için bursun ne denli gerekli ve faydalı olduğunun farkındayım."

CAZİBE MERKEZİ
Yıllar önce Karabük Kastamonu Karayolu üzerine kurdukları "insanın dahi gelmez" diye kendilerine acıyarak bakanların olduğu, dağın taşın olduğu uğramadığı yeri bugün cazibe merkezi haline getirdiklerini anlatan Şefik Dizdar, sözlerine şöyle devam etti: "Bize 'buraya niye yatırım yapıyor?' dediler. 'Biz sadece üretim yapacağız' diye buraya başladık. Ama oğlum Pamir'in ileri görüşü ile 'fabrikanın altına dükkan yapalım' dedi ve bizde ona uyduk. Kendi mağazamızı aştık. Şirket merkezinden bile 'burası dağın başı oraya kim gelir alışveriş yapar?' diyerek sıcak bakmıyordu. Ama biz 'gelen olsun olmasın depoda duracağına mağazada dursun' diye mağazamızı açtık ve inanılmaz bir ilgi gördü."
Bugün bölgenin cazibe merkezi haline geldiğini anlatan Dizdar, sözlerini şöyle tamamladı: "Kurduğumuz fabrikanın yanına yaptığımız AVM ile çok sayıda mağaza ile hafta sonları neredeyse araç parkı bile bulmakta zorluk çekiliyor. Şimdi burada bulunan fabrika ve AVM'ye güneş enerjisi panelleri yerleştirerek buradaki enerjiyi kendimiz üreteceğiz. Almanyalı firmalarla görüşmeler yapıyoruz. Burada aylık 60 bin lira enerji bedeli ödüyoruz. 'O ödediğimiz bedeli kendi üretimimizle karşılayalım' dedik. Bunun yatırımı bir hayli pahalı ama biz bunu başlatmak istiyoruz. Bu tür yatırımlar bir hayli teşvik görüyor. Çevreyi kirletmeyen enerji kaynakları hükümetimizce teşvik ediliyor. Rüzgar güneş ve sudan üretilen elektriklerin teşviki var. Biz güneş enerjisi ile buranın elektriğini kendimiz üreteceğiz. Bunun yanında kimsenin gelmez dediği bu bölge her geçen gün giderek gelişiyor. Artık inşaat sektörleri de bu bölgeye gelmeye başladı. Biz de kendimize ait üst taraftaki arazilerimize ileriye dönük olarak rezidans yapmak için çalışma başlattık. İnşallah bununda temellerini atarız."
(YE-ET-HO-Y)

25.12.2012 15:30:20 TSI

Editör: Wan Haber