Bursa Kent Konseyi (BURKENKON) tarafından düzenlenen konferansta mevlid-i şerifin yazarı Süleyman Çelebi anıldı.
BURKENKON Çekirge Çalışma Grubu tarafından düzenlenen konferansta Vesilet'ün Necat adlı mevlit kitabını yazan Süleyman Çelebi'nin hayatı ve çalışmaları anlatıldı. Araştırmacı-tarihçi Erhan Yıldızalp, mevlid-i şerif nazımı Süleyman Çelebi'nin, Orhan Gazi'nin ikinci veziriazamı olan Nizameddin Ahmed Paşa'nın oğlu olduğunu söyledi. Süleyman Çelebi'nin 1359 yılında Bursa'da doğduğunun tahmin edildiğini belirten Yıldızalp, "Süleyman Çelebi, Murad-ı Hüdavendigar devrinde yetişmiştir. Emir Sultan hazretleri Bursa'ya geldiğinde ise ona intisap etmiştir. Sultan Yıldırım Beyazıd'ın divan-ı hümayun imamlığını yapmış olan Süleyman Çelebi, 1399 yılında açılan Ulucami'nin imamlığına getirilmiştir. Ömrünün sonuna kadar bu görevde kalmıştır. Bu dönemde 1409 yılında mevlid-i şerifi yazmıştır. Adının da Vesiletü'n-Necat olduğu kayıtlara geçmiştir" dedi.
Süleyman Efendi'ye asil bir soydan gelmesinden dolayı 'Çelebi' dendiğini anlatan Yıldızalp, Emir Sultan'a mensup oluşundan ötürü 'Süleyman Dede' denildiğini de aktardı.
Yıldızalp, Süleyman Çelebi'nin mevlidi yazmasının bir sebebinin de fetret devrine giren Osmanlı Devleti'nde birlik ve beraberliği sağlamak istemesinin olduğunu söyledi. Yirmi sene süren çeşitli çatışmalar dolayısıyla toplumda huzursuzluğun baş gösterdiği, Süleyman Çelebi'nin de bu duruma tahammül edemediğini anlatan Yıldızalp, "Kendi üzerine düşen sorumluluğun şuuruyla birlik ve beraberliğin temini için Mevlid-i şerifi yazma ihtiyacı duymuştur. O tarihlerde yazılan mevlit, 600 senedir sadece Türkler arasında değil, diğer ülkelerde gayrimüslimler arasında dahi okunmuştur. Mevlitte anlamlı sözler, akıcı üslup, okuyanlara da dinleyenlere de huzur vermiştir" diye konuştu.
Süleyman Çelebi'nin tahminen 1421 yılında 62 yaşında vefat ettiğini söyleyen Yıldızalp, Çekirge yolundaki 'Dağınık Selviler Mezarlığı'nda Yoğurtlubaba olarak tanınan Şeyh Mustafa Efendi'nin zaviyesinin yanına defnedildiğini belirtti. Kabrinin mermerden yapıldığını, 1620 yılında tahrip edilerek yok edildiğini, Sultan Abdülhamid devrinde yeniden yaptırıldığını belirten Yıldızalp, kabrin 1942 yılında tekrar tahrip edildiğini, yeri meçhul kalmak üzere iken Kazım Baykal'ın ilgisiyle 1948 yılında yeni kabir inşaasına başlandığını ve inşaatın 1952 yılında tamamlandığını ifade etti. Program, Turgut Tüfekçibaşı, Nuran Bağlamaç ve Şaban Öz okuduğu şiirlerle devam etti.
(MŞ)

25.01.2013 16:31:30 TSI

Editör: Wan Haber