Trabzon Özel İmperial Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Hakan Çelik, spor yaralanmalarının sadece spor yapanlarda değil, spor yapmayan kişilerde de ortaya çıkabileceğini söyledi.
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Hakan Çelik, spor yaralanmaları konusunda bilgi verdi. Futbolcuların en çok maruz kaldığı yaralanmaların diz ve ayak bileği bölgesinde oluşan yaralanmalar olduğunu belirten Dr. Çelik, "Spor yaralanmaları terimi, vücudun tamamının veya bir bölgesinin normalden fazla bir kuvvetle karşılaşması sonucunda dayanıklılık sınırlarının aşılmasıyla ortaya çıkan durumları kapsar. Spor yaralanmalarının çoğu sadece spor yapanlarda değil, spor yapmayan kişilerde de ortaya çıkabilir. Ancak mesleği spor olanlarda kas iskelet-sistemi ve kardiovasküler (kalp-damar) sisteminin üst seviyede olması ve bu seviyenin devamlı korunması mecburiyeti, yaralanmanın hızlı ve aktif bir rehabilitasyon programı ile tedavisini mecburi kılar. Sportif faaliyetler sırasında çok değişik yaralanmalarla karşılaşılabilir. Bunların yüzde 75'i önemsizdir ve bir sorun oluşturmadan iyileşir. Yüzde 25'i ise sportif faaliyete ara vermeyi gerektiren kısa veya uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyar. Kas, tendon, bağ, eklem kapsülü, kıkırdak gibi yumuşak dokuların yanı sıra, kemik ve iç organlarda da yaralanmalar oluşabilmektedir. Futbolcuların en çok maruz kaldığı yaralanmalar diz ve ayak bileği bölgesinde oluşan yaralanmalardır" dedi.
Bağ yaralanmalarının genellikle şiddetli darbeler veya aşırı gerilmeler sonucu oluştuğunu kaydeden Dr. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kas yaralanmalarında olduğu gibi. Liflerde yırtık olmaması (sadece aşırı gerilimin olması) kısmi yırtık ve tam yırtık olmasına göre üç derecede sınıflanır. Akut dönemde lezyon bölgesinde şişlik, ekimoz, hassasiyet ve ilgili eklemlerde stabilite bozukluğu saplanabilir. Ağrı ve stabilite bozukluğu hareket bozukluğuna yol açarak hastanın yardımcı bir cihaz kullanmasını gerektirebilir. Özellikle diz ve ayak bileğinde sık olarak rastlanır. Dizde çapraz bağların, özellikle ön çapraz bağın ayrı bir önemi vardır. Ön çapraz bağ yararlanmaları, sporcuların uzun süre spordan uzak kalmasına sebep olan önemli yararlanmalardandır. Çapraz bağ yararlanmaları muayene ve MR ile teşhis edilir. Bir diğer sık görülen bağ yararlanmaları ayak bileği bağındaki yararlanmalardır. Ayak bileğinin iç yanı, talovaniküler, ön talotibial, kalkanetotibial ve arka talotibial bantlardan oluşan kuvvetli deltoid bağla güçlendirilmiştir. Bu sebeple ayak bileği yararlanmalarının büyük çoğunluğu daha zayıf olan dış kollateral bağın hasarı şeklindedir. Ayak bileğinin ani içe dönmesi anterior talofibular ve kalkaneofibular bağ yararlanmasına yol açar. Bağ yararlanmalarının temel prensipleri de kas yararlanmasının tedavi prensipleri gibidir. Erken dönemde başlanan istirahat-buz-kompresyon ve elevasyon tedavisi, 2-3 gün sonra yerini sıcak su tedavisine bırakır, 7-10 gün içinde ise alçı veya plasterden yapılmış tespit çıkartılır. Ağrı ve enflamasyonla mücadele etmek için fizik tedavi araçlarından yararlanılabilir. Şişlik ve hassasiyet geçtikten sonra ise, en kısa zamanda rehabilitasyon programına alınmalı ve aktif spor hayatına mümkün olduğunca erken dönüş sağlanmaktadır."
Menisküs yararlanmaları konusunda bilgi veren Dr. Çelik, "Menisküsler, bükülme ve doğrulma (fleksiyon-ekstansiyon) hareketi sırasında femurun tibia üzerinde iç ve dış rotasyon hareketine yardımcı olur ve eklem stabilitesinin artmasına katkıda bulunur. Fleksiyon sırasında menüsküslerin arka yarısı tibial ve femoral kondiller arasına sıkışır ve bu sırada ani rotasyonla beraber ekstansiyon yapılırsa menisküs hasarı ortaya çıkar. Şişlik 24 saatte tam olarak yerleşir, bazı olgularda kilitlenme veya boşalma olabilir. Tanıyı destekleyen görüntüleme yöntemleri ise, kontrastlı artrografi, artroskopi ve MRI olarak özetlenebilir. Tedavi akut dönemde istirahat, buz, kompresyon (bandaj), yükseltme (İBKE) uygulanır. Hasta ekstremite üzerine basmaya izin verilmez ancak erken dönemde izometrik egzersizler ve düz bacak kaldırma egzersizlerine başlanır. Hastanın durumuna göre cerrahi uygulanır, en sık uygulanan cerrahi menisektomidir. Bu operasyondan sonra gelişen bağ dokusundan zengin tamir dokusu, çıkarılan menüsküs parçasının kaybının kısmen yerine geçer. Cerrahi müdahalelerden sonra ikinci günden itibaren egzersizlere başlanır, özellikle ayağın devamlı yerle temas ettiği 'kapalı kinetik zincir egzersizleri' uygulanır. Bu travmalar sırasında bazı faktörler yaralanmayı kolaylaştırır ve iyileşme süresini uzatır. Bunlar; spor yaralanmasına sebep olan faktörler, yorgunluk ve aşırı yüklenme, önceden geçirilmiş ve tam tedavi edilmemiş yaralanmalar, soğuk, aşırı gerilme ve enfeksiyon gibi etkenlere bağlı gelişen kas ve eklem sertlikleri, geçirilmiş yaralanma veya eğitimsizlik nedeniyle oluşan kas zayıflıkları, kaslar arası güç dengesizliği, spor araç ve gereçlerinde yetersizlik, bedensel hazırlığın tam olmaması, ısınma eksikliği, spor dalının sporcuya uygun olmaması, yetersiz teknik, ruhsal yönden hazır olmama, aşırı rekabet, yarışmalı sporlar, hastalıklar. Spor yaralanmalarını tamamen önlemek mümkün değildir. Bazı kurallara uyulup bir takım tedbirler alındığında spor yaralanmalarını en aza indirmek mümkündür" dedi.
Spor yapılan yerle ilgili tedbirler konusunda uyarılarda bulunan Dr. Çelik, "Spor sahaları yeterince çimlendirilmeli, zemin düzgün ve kuru olmalı, çarpmalara karşı sütun ve direkler desteklenmeli, yüzme havuzlarında su içi işaretler net olarak görülmelidir. Havuzun derinliği mutlaka belirtilmelidir. Spor malzemelerinin cinsi ve kalitesi, kullanılan malzeme mevsime ve sporun cinsine uygun olmalıdır. Koruyucu malzemeler, özellikle kafa travmalarının sık olduğu boks, bisiklet, motosiklet ve beyzbol gibi sporlarda kask, futbolcularda krampon çarpmasını önlemek için çorap içine plastik koruyucular kullanılmalıdır. Sporcuyla ilgili tedbirlerde ise sağlıklı ve düzenli bir yaşam, düzenli sağlık kontrolleri, antrenman ve müsabakadan önce yeterince ısınmak, germelerin yapılması sporcunun yaralanma riskini düşüren faktörlerdir" ifadelerini kullandı.
(BK-CC-Y)

14.02.2013 13:31:02 TSI

Editör: Wan Haber