Parti binasında düzenlenen toplantı öncesi bir açıklama yapan SP Van Gençlik Kolları Başkanı Uğur Çiçekel, bu toplantı vesilesiyle gelişen ve değişen olayları ele alıp gençliğin bu olaylardan ne şekilde etkilendiğini değerlendireceklerini söyledi. Çiçekel, bugün toplantıda, bölgedeki genç Saadet Partili kardeşlerinin çalışmalarını, isteklerini, hedeflerini dinleyip Gençlik Seferberliği kapsamında devam eden çalışmaları hızlandıracaklarını söyledi.

Kronikleşen sorunlar çözülüyormuş gibi gösterilse de aslında yerimizde saymaktan öteye bir adım atılamadığını anlatan Çiçekel, şöyle konuştu: "Gençliğimizin sorunlarını ele alanların, gençliğin bakış açısını anlamaya çalışmadan teşhis koymaları ve bu ham teşhislere tedavi üretme çabaları boşa kürek çekmekten ibarettir. Şuurlu ve duyarlı bir gençliğin varlığı, o toplumun ne kadar kaliteli olduğu ve sağlıklı yapılandığının göstergesidir. Maalesef gençliğimizi şekillendirmeye çalışan otoriteler, gençliği maddiyatçı bir takım kalıplarda şekillendirmeye çalışmak suretiyle onları ve dolayısıyla geleceğimizi heba etmektedir." Halkımızın kafasının suni gündemle doldurulmakta ve asıl gündemlerin gözden kaçırılmakta olduğunu anlatan Çiçekel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Gündemi tayin edenler, maalesef genellikle mevcut sonuçları tartışarak o sonucun sebeplerini ıskalamaktadır. Eğitim sistemimizin sıkıntılarını gidermek için her gelen iktidar ve hatta her değişen bakan, kendince farklı bir teşhis ve tedavi yöntemi benimsemekte, sürekli ‘sil baştan’ yapmak suretiyle yersiz ezberleri bozmaktadır. Ancak, bu ezber bozmalar tabiri caizse ‘körlerin fil tarifine’ benzemektedir. Her gelen iktidar ve her değişen Milli Eğitim Bakanı, eğitimin sorunlarını kendi yetersiz programlarıyla ele almakta ve sorunun bütününü görememektedir.” 

Milli Görüş gençliğinden de bahseden Çiçekel, sözlerine şöyle devam etti: “Önce ahlak ve maneviyat sloganıyla yola çıkan Milli Görüş gençliği ise, şimdiye kadar olduğu gibi şimdi de doğru teşhisleri koyup onların tedavi yöntemlerini dillendirmektedir. Maalesef eğitim sistemimizin temel sorunu eğitimsizliktir. Evet, mevcut eğitim sistemimiz at yarışı mantığıyla uygulanan sınav sistemleriyle de bu bilgi öğretimin sonuçlarını tahlil eden bir kısır döngüden ibarettir. Ahlak ve maneviyatın bilgiyle eşgüdümlü olarak gençliğin bünyesinde hazmedilmesini öngörmek dururken; aileleri ve o ailelerin hedefsel ekseni konumundaki gençleri anlamsız ve beyhude yarışlara kilitlemek doğru bir tutum değildir. Ahlaktan yoksun bilgi, ruhsuz bir beden gibidir. Sistemi sorgulamayan, gençliğinin baharını kıyasıya bir rekabet silsilesinde harcayan bir nesil, ideal bir nesil olamaz. Bu sistem, gerçek bir eğitimle, yani ahlak ve maneviyat donatımıyla harmanlanmazsa, sistem mühendislerinin arzu ettiği kuru kalabalıklar gelecekte vücut bulacaktır." 

Gençliğin kumar illetinin içine terk edildiğini anlatan Çiçekel, şöyle konuştu: 
"Hatta devlet eliyle resmileştirilen ve meşrulaştırılan piyango, loto, iddia, at yarışı ve benzeri tuzaklarla kumara esir edilmiş bir haldeyken, suni gündemler üzerinden gençliğin sorunlarını tartışıyor gözükmek maalesef göz boyamaktan ibarettir. Bu yüzden biz Saadet Partili gençler olarak; sivil toplum kuruluşları diye bilinen ve farklı adlar altında faaliyetine devam eden dernekler, cemaatler ve organizasyonlara bir çağrıda bulunuyoruz. Gelin gençliğin gerçek gündemini ve sorunlarını tartışalım. Gençlerimizin nasıl diplomalı işsizler ordusuna dönüştüğünü tartışalım. Yakın gelecekte bunca diplomalı işsize rağmen üretim sektörünün nasıl ara eleman sıkıntısı çekeceğini ele alalım. İlkokuldan itibaren sırtına kitapları yükleyip, kenardan tezahürat tutmak suretiyle amansız bir yarışın içine sokup neticede üniversite kapısından olanca sorunlarıyla birlikte mezun aldığımız çocuklarımızın yarınlarını konuşalım. Biz bunları konuşalım ki gençlerimiz de, vatandaşımızın, piyasadaki mevcut paranın 20 katı kadar bankalara borçlanmasına sistem eliyle nasıl çanak tutulduğunu sorgulayabilsin. Zinayı suç olmaktan çıkaran bir ceza yasasını düzenleyen, devlet eliyle kumar oynatan, eşcinsellere dernekleşme hakkı tanıyan bir zihniyetin nasıl ‘dindar nesil’ yetiştirmeyi düşündüğünü irdeleyebilsin. Sözde barış ve hoşgörü eksenli çok ilahlı ‘masum’ dini öğretilerin mensuplarının söz konusu Müslümanlar olduğunda ne kadar vahşileşebildiğini görebilsin. Afrika’da açlıktan ölen, Amerika’da aşırı tokluktan obezite olan çocukları tefekkür edip nasıl bir dünyada yaşadıklarını görebilsin. Müminler kardeştir düsturunu bilen Müslümanların; kendi toprakları üzerinden kardeşlerinin üzerine nasıl savaş uçağı, füze ve misket bombaları gönderilmesine müsaade edildiğini merak edebilsin. Çuvala sığdırmak için ‘katlanabilir mızrak’ icat eden işbirlikçi kuklalara ve onların kibirli efendilerine; ‘hadi oradan’ diyebilen liderleri örnek alabilsin. Bütün bunları söylerken gelecekten asla umutsuz olmadığımızı da vurgulamak isteriz. Herkesin kendini kurtarma kaygısına düştüğü çağımızda, biz ülkemizde ve yeryüzünde sömürülen, ezilen, yok sayılan, yok edilen tüm halkları kurtaracağımıza bütün hücrelerimizle inanıyoruz.”

Editör: Wan Haber