Diyarbakır'da Mesut Barzani ve Başbakan Erdoğan'ın daveti üzerine bir konser vermeye gelen Kürt sanatçı Şivan Perwer basın toplantısı düzenledi.
 
Canlı yayında duygularına hakim olamayan ve gözyaşlarına boğulan ünlü şarkıcı "yıllarca Diyarbakırda olmak, sokaklarda gezmek, halkımla kucaklaşmak istedim ama mümkün olmadı. Annemin mezarını bile ziyaret edemedim. Şimdi barışa sarılmamız, kucak açmamız, el vermemiz lazım" dedi.
 
Anadilde eğitim ile ilgili de konuşan Perwer şunları söyledi:
 
BU ÖZLEMLE YAŞADIM BEN 
"Ben istedim ki Diyarbakır sokaklarına çıkayım, insanlarla sohbet edeyim, merhabalaşayım, hal hatır sorayım, onları kucaklayayım..."
 
Onlar da beni çok sevdi ben de onları hep içimde taşıdım. Ben her ne kadar dışarıda olduysam da, onları hep içimde taşıdım. Bu özlemle yaşadım ben. 
 
Onun için, duruma üzülmemek mümkün değil. Ben daha anamın mezarını ziyaret edemedim. Ailemi göremedim, dostlarımı, arkadaşlarımı... Ama sizler sağolun. Çok değerli güzel şeylere sahip çıkıyorsunuz. Umarım bunu sevmeyen çekemeyen, hala ırkçı zihniyete sahip olan kesimler de dinler, düşünür ve tartışılar... Bu yeniliği candan kabul ederler.
 
KÜRTLER HAKSIZLIĞA UĞRADI HAKSIZLIK ETMEDİ
Bu dünyaya düşen her insanın yaşama hakkı vardır. Bu hangi toplumda olursa olsun herkesin kendi gerçekleriyle, kendi insani değerleriyle yaşama hakkı vardır. Kürtler binlerce yıla sahip tarihsel bir toplum, kendi ülkesinden çıkmamış, başka ülkeleri taciz etmemiş, kimseye haksızlıkta bulunmamış bir toplum. Kendilerine haksızlık edilmiş, ama kimseye haksızlık etmemiş bir toplum.
 
Çok barışçıl, çok dostane, kardeşiği çok seven bir toplum. Bunu yine istiyor. Türk kardeşlerimiz, dostluk, kardeşlik elini bize uzatıyorsa, gelin değerli kürt kardeşilerimiz biz bir aileyiz, dayı yeğen kardeşiz, hayatın çok alanında birlikte bin yıllardır yaşıyoruz ve düşmanlık olmasın aramızda. 
 
SANATIMIZLA HİZMETE HAZIRIZ
Yaşam barışla daha güzel. Barış yaşamı mükemmelştirir. Savaş harcar, harabe eder yıkar, kimseye yararı olmaz. Savaştan vazgeçmek en doğrusudur. Barışın da gerçek yerine ulaşması gerekiyor. Biz barış istiyoruz. Barış başladıysa bu dönemde, yeni bir dönem başlıyor Türkiye'de... Daha güzel bir yaşam, daha güzel bir toplum ortaya çıkacak. Biz de sanatımızla hizmete hazırız. Biz bunu derken, Kürt halkının sahip olduğu değerlerin korunması için elbet bazı imkanlara ihtiyaç var. Devletin o konularda da düşünmesi gerekiyor. 
 
KÜRT DİLİNİN RESMEN TANINMASI GEREKİYOR
Kürt dilinin resmi tanınması gerekiyor. Kürt gençlerinin kendi lisanıyla okutulması... Biz her ne kadar Türk okullarında okuduysak da dilimizde o kürtçe şive gitmedi. Türkçe konuştuk ama ruhumuz, dilimiz, düşüncemiz hep Kürt kaldı. Eğer biz Kürtçe eğitilirsek, daha çok olgun, daha dolu, daha mükemmel şahsiyetler olarak ortaya çıkabileceğiz. Özel olanaklarla bazı şeyler yapılmaya çalışıyor. Ama bu yeterli değil. Diyarbakır'da güzel arkadaşlarımızın mükemmel hizmetleri görülüyor.
 
Mezopotamya Vakfı mesela Kürt Üniversitesi'nin yapımı için uğraşıyor. Umarım o konuda onlara destek olunur, yardımcı olunur. Bu herkesin vazifesi.

Editör: Wan Haber