ÇİÇEK TAHAOĞLU / BİANET

Kadın şiddete uğrarsa ne yapmalı? Nereye başvurmalı? Başvuru sırasında nelere dikkat etmeli? Hakları neler? Evli değilse ya da boşanmışsa bir şey değişir mi?

Mor Çatı avukatlarından Çiğdem Hacısoftaoğlu, bianet'in sorularını yanıtladı.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve kadın örgütlerinin uzun çalışmaları ve tartışmalar sonucu, 6284 nolu "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" 20 Mart 2012'de yürürlüğe girdi.

Yasanın öngördüğü koruyucu tedbirlerden, medeni duruma bakılmaksızın tüm kadınlar faydalanabiliyor.

Peki süreç nasıl işliyor?

Şiddete uğradığınızda nereye başvuracaksınız?

Yeni yasayla, mahkemeye gitmeye gerek kalmadan valilik ve kaymakamlık gibi mülki amirler koruma tedbiri kararı verebiliyor. Kadının ilk başvuracağı adres ise içinde bulunduğu duruma ve kadının ihtiyaç ve taleplerine göre değişiyor.

Sığınak talebiniz varsa, en yakın karakola/jandarmaya ya da mülki amirlere başvurmalısınız.

Eğer başvuruyu mesai saatleri içinde yaptıysanız, kolluk kuvvetleri sizi ilgili birime (sosyal hizmetler gibi) teslim etmek zorunda.

Eğer acil bir durum söz konusuysa, örneğin mesai saatleri dışında, gece yarısı karakola gitmek zorunda kaldıysanız, kolluk gücünün sizi en yakın sığınağa ulaştırması lazım. Eğer bölgede sığınak yoksa ya da sığınakta yeterli yer yoksa, kolluk kuvvetleri sizi güvenli bir mekana (otel, konukevi, polisevi gibi) götürüp güvenliğinizi sağlamakla yükümlü.

Kolluk kuvvetleri, yükümlülüklerini yerine getirmek yerine sizi eve geri dönmeye ikna etmeye çalışıyorsa talebinizi yazılı olarak karakola sunmalı, reddedilecekse yazılı olarak reddedilmesini beklemelisiniz.

Koruma talep ediyorsanız en yakın mülki amire talebinizi sunun. Mülki amirlerin, mahkemeye/savcılığa yönlendirmeden koruma tedbiri verme yetkisi var.

Eğer mesai saatleri dışında acil bir durum söz konusu ise en yakın polis ya da jandarma karakoluna başvurabilirsiniz. Böyle acil durumlarda, kolluk kuvvetlerinin de koruma verme yükümlükleri var. Olayı takip eden ilk iş gününde, aldıkları bu kararı mülki amirlere onaylatıyorlar.

Şiddet uygulayan kişiye yönelik tedbir de talep edebilirsiniz. Şiddet gördüğünüz kişinin size yaklaşmaması için "uzaklaştırma" kararı çıkarttırabilirsiniz. Bu kararlar Aile Mahkemeleri hakimleri tarafından veriliyor.

Eğer mesai saatleri dışında bir sorun yaşadıysanız, yine kolluk kuvvetlerine başvurmalısınız. Kanuna göre "gecikmesinde sakınca bulunan hallerde" kolluk kuvvetleri de tedbir kararı alma yetkisine sahip. Olayı takip eden ilk iş gününde, bu karar Aile Mahkemesi hakimine onaylatılıyor. Polisin/jandarmanın kararı hemen şiddet uygulayan kişiye tebliğ etmesi gerektiğini unutmayın.

* Hayati tehlikenin atlatılması çok zor ve bu tedbirler yeterli değilse(tüm kararlara rağmen tehdit ve/veya şiddet engellenemiyorsa), son seçenek tanık koruma kanunu programı.

Ancak unutmayın ki bu, tüm yaşamınızı değiştirmenizi gerektiren çok ağır bir program. Yaşam tehlikesinin herhangi bir tedbirle çözülemeyeceği durumlarda, programa girdiğiniz takdirde hayatınızda nelerin değişeceğinin çok iyi anlatılması lazım.

* Sosyal güvencesi olamayan kadınlar, mülki amirlerden geçici maddi yardım talebinde bulunabilir. İlk başvuruda en fazla altı aylık veriliyor. Mevcut durumun devam etmesi halinde uzatılması mümkün.

Karakola gittiğinizde vücudunuzda darp izleri varsa ortada 6284 nolu yasa dışında bir darp suçu olduğunu unutmayın. Polislerin sizi doğrudan hastaneye sevk ederek, darp suçunu raporlaması gerek. Bunu kendiliğinden yapmazlarsa, talep edin.

Tutanak tutulurken dikkat edilmesi gerekenler

* Polis tarafından tutanak hazırlanırken yaşadığınız olayı ayrıntılı bir şekilde anlatın, yazılan tutanağı okumadan asla imzalamayın. Eğer anlatımlarınız polis tarafından tutanağa farklı veya eksik geçirilmişse düzeltilmesini isteyin ve ondan sonra imza atın.

* Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereği, tutanak tutmayan polisler hakkında cezai işlem uygulanır, tutanak tutmaması durumunda polise bunu hatırlatın.

* Mutlaka tutanağın polis memuru tarafından imzalı bir örneğini alın.

Hastaneden darp raporu alırken neye dikkat etmeli?

Ceza soruşturmasının kovuşturmaya dönüştürülmesi ve davanın kazanmanız için yaşadığınız şiddeti delillendirmeniz gerekiyor. Darp izlerini tespit ettirmek için en yakın hastaneye gidin.

Vücudunuzda darp edilen yerleri ayrıntılı bir şekilde hekiminize anlatın. Tüm detayların rapora geçmesini sağlayın.

Eğer hastaneye gidemiyorsanız fotoğraflayın.

Çocuğunuz varsa ne yapacaksınız?

Boşanma davanız ve hayati tehlikeniz sürüyorsa, çocuğunuzun babasıyla görüşeceği zamanlar için somut duruma göre hukuksal ilişkinin sınırlandırılmasını (örneğin sosyal hizmet uzmanı eşiliğinde görüşme), görüşmelerin kısıtlanmasını ya da tamamen ortadan kaldırılmasını talep edebilirsiniz.

Avukat Hacısoftaoğlu "Boşanma davası hakimleri, çocukla babanın ilişkisiyle ilgili kararlarda kadına yönelik şiddet tehdidini ciddiye almıyor. Annelerinin can güvenliği tehdidi olsa da çocuklar da mutlaka babayla ilişki kuruyor ve bu görüşme sırasında şiddet uygulayan kocayla kadının yan yana gelmesi söz konusu oluyor" diyor.

Boşanma davası sırasında 6284 nolu yasa kapsamında tedbir talep etmeyin. Bunu ayrı bir dilekçeyle yapın. Avukat Hacısoftaoğlu, boşanma davası sırasında koruma talep edildiğinde, kararın duruşma gününe kaldığını, o zaman da tedbir kararının bir anlamı kalmadığını söylüyor.

Gizliliğinizi nasıl sağlayacaksınız?

Eğer şiddet uygulayan kişiden kaçıyorsanız, korumanın etkinliği bakımından önem taşıyan bilgilerin tüm resmi kayıtlarda gizli tutulmasını talep edin.

Aile Mahkemesi hakiminden tedbir talep ederken bu hususu da belirtip, kayıtların gizliliğinin mahkeme kararı olarak çıkmasını sağlamanız, diğer birimlerin gizliliğiniz konusunda daha dikkatli davranmasını sağlayacaktır.

Sadece koruma değil, ceza davası da açabilirsiniz

6284 nolu yasayı uygulamak ve şiddet uygulayan kişiye yönelik tedbir kararlarını almak Aile Mahkemeleri'nin görevi.

Ancak darp edildiyseniz ya da tehdit ediliyorsanız sadece 6284 değil, Türk Ceza Kanunu da devreye giriyor. Yani Aile Mahkemesi'nde devam eden süreç dışında, bir de ceza davası açılmasını sağlayabilirsiniz.

Böyle bir durumda savcılığa giderek suç duyurusunda bulunun. Bunun için yaşadıklarınızı anlatan bir dilekçe yazmanız yeterli.

Dilekçeden iki kopya hazırlayın. Bir kopyasını savcıya vereceksiniz, diğer kopyasını kendiniz için saklamayı ve soruşturma numarasını not etmeyi unutmayın.

Kadın kuruluşlarına danışın

Bütün bu süreçte dayanışma ve doğru bilgilendirme çok önemli. Bu nedenle mutlaka bir kadın kuruluşuna başvurun. Kadın kuruluşları, içinde bulunduğunuz duruma göre sunacağınız telepleri belirlemenizde de yardımcı olacaktır.

Editör: Wan Haber