Gündemi yakından takip eden biri olarak söylüyorum ki, karışık gündem paralelleri yaşıyoruz.Tabiri caizse kimin eli kimin cebinde belli değil, birileri ya bizimle dalga geçiyor ya da baştan aşağı soyuyor.

 

Ardı ardına gelen operasyonlar,seçimin verdiği yorgunluk, Van'da hangi parti önde?, seçimi kim kazanır?, benim babam senin babanın döver durumuna büründük hali hazırda.

 

Kamuoyunun merak ettiği bir çok soru cevap kazanmaya başladı.Aylardır Van'ın Ak Parti adayı kim olacak? diye yerel basın olarak tartıştık durduk, Vanlılar tahminler yürüttü ne isimleri attık ön plana hiç biride tutmadı.

 

Osman Nuri Gülaçar Hocanın adaylığı açıklandıktan sonra herkes için büyük sürpriz oldu.Osman hocayı tanıyanlar pekde şaşırmadı ama tanımayanlar merak içinde osman hocanın kim olduğunu sordu araştırdı.Zaten google verileride bunu ispat ediyor sitemize en çok Osman Gülaçar ismi sorgulanarak giriş yapılmıştı.

 

Geçen cumartesi Osman hocanın basın ile tanışma toplantısı vardı.Çok çarpıcı ve samimi açıklamalarda bulundu.Ak parti adaylığını kendine daha yakın bulduğu için tercih ettiğini söyledi.Daha çarpıcı olan söylemi ise BDP ve HÜDA PAR adaylık teklif etse düşünür belkide kabul ederdim demesi oldu.Samimi bir açıklamaydı bu aslında.Osman hocanın liyakatı ve dürüstlüğünün göstergesiydi.

 

BDP cephesi Osman hocanın adaylığı ile ilgili bazı ithamlarda bulundu.Bunun yanında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Van Belediye Başkanlığı için  Osman Gülaçar’ı AK Parti’nin adayı olarak açıklaması üzerine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran konuyu TBMM’ye taşıdı,soru önergesi verdi.

 

El Kaide davasından tutuklandığını adaylığının doğru olmadığını söylediler, siyaset gereği bunuda kullanan partiler oldu tabiki.Bu söylemler ne ahlaki nede siyasi etiğin kalıbına sığıyor.Siyasi ve rant sağlamak amaçlı bu söylemler sadece bir tarafı yıpratacam kendimide yükseltecem mantığından uzak değil.

 

Kendi yanlışlarımız ve üstün körü fikirlerimizi bertaraf etmeden düşman olmaya devam edeceğiz malesef.Bazen tabularımızından arınıp öyle siyaset yapmak öyle konuşmak el vicdan meselesidir.

 

Demokrasinin tek yolu sandıktır, adaylar kozlarını sandıklarda kapışır.İster siyasi ister mahalli... küçücük köylerin bile yöneticisi sandıkta belirlenir,halk kime o makamı layık görüp oy verirse o kazanır, bu işin en temel ve gayri mantığı budur.Daha ötesine geçmek sadece hakaret ve işi yokuşvari zedeleyici söylemlerden başka birşey olmayacaktır.

 


Belediye Başkanlığı sadece koltukta oturarak olunmuyor malesef...Bana göre bir belediye başkanının lider vasfı yanında siyasi kimliğininde olması lazım.Daha atak dinamik ve kurumlar arası iyi diyalog kurması gerekiyor.Modern ve yaşanılabilir bir kent olmak yolunda kent yaşayanları ile birlikte hareket etmesi gerekiyor.Daha ilerisi mahalli idari vasıftan çıkıp global bir başkan sıfatı kazanması gerekiyor.

 

Her alanda, her yerde izlerini belli etmesi,sosyo kültürel kimliği ile ben buradayım bu şehrin belediye başkanıyım duruşu ile kendini belli etmesi gerekiyor.

 

Çok fazla istemler olsada bunlar bir şehrin kalkınması için helede geri kalmış bir şehrin kalkınması için emin olun az bile...

 

Daha mantıklı düşünmek, öyle oy vermek, kentin manfaati için çıkarcı bir yaklaşım ortaya koymak, gelecek için kalkınma adına daha akılcı olanıdır...

 

Birileri bizi sevsin, bizi saysın fikri ile üstün körü oy kullanmak çıkarcılığın ve servet düşmanlığının ta kendisidir.

 

 

Çıkarsız Ve Şehrin Selameti Uğruna Daha Güzel Yarınlara...