Tunus'ta 17 Aralık 2010 günü başlayan, ardından Mısır, Libya, Yemen ve Suriye'ye sıçrayan ve dünyaya “Arap Baharı” olarak sunulan olayların altındaki gerçek gün yüzüne çıkıyor. İlk zamanlar halkların özgürlük hareketi olarak değerlendirilen, o ülkelerde rejimleri değiştiren ancak Suriye'de adeta dünya savaşına dönüşen olayların Doğu Akdeniz'de bulunan hidrokarbon yatakları olduğu ortaya çıktı.

SÖMÜRGECİLERİN BAHARI

Savaş, Suriye'de sekizinci Yemen'de dördüncü yılına girdi. Lübnan'ı hükümetsiz bırakan, Mısır'da darbe ile kukla bir iktidar getiren, Libya'yı fiili olarak üç başlı bir yönetime mahkûm eden, Tunus'u kırılgan iktidarlara teslim eden “Arap Sonbaharı” milyonlarca kişinin ölümüne mal oldu. Bir o kadarı da ülkesini terk etmek zorunda kaldı. O tarihlerde halk hareketlerini destekleyen ülkeler, bugünlerde 60 civarında savaş gemisi ve 10'dan fazla petrol arama gemisiyle Akdeniz'de yoğun mesai yapıyor. Sebebi ise Doğu Akdeniz'de bulunan ve ilgililerine inanılmaz servet vaat eden hidrokarbon, yani doğalgaz ve petrol yatakları.

TRİLYONLARCA DOLAR

Rakamlara dudak uçuklatan cinsten. ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi'nin tahminlerine ve Türkiye'nin elindeki verilere göre, Doğu Akdeniz'de toplam 15 trilyon metreküplük doğalgaz ve 55 milyar varil petrol rezervi var. İkisinin toplam değeri onlarca trilyon dolar ediyor.

GAZZE ABLUKASININ TEMELİ

Tunus ile Sicilya Adası'nın doğusundaki bölgeyi ifade eden D. Akdeniz, dünyanın en büyük hidrokarbon yataklarından biri. Bölgede ilk büyük keşif, İsrail'in Tamar yatağıydı. 200 milyar metreküplük bu doğalgaz yatağı 2001 yılında açılmıştı. Ki bu alan İsrail Filistin bölgesi dahilinde. Bu yüzden 2006 yılında Gazze ablukaya alındı. Ardından daha büyük doğalgaz yatakları bulundu. En büyükleri ise İsrail'in 650 milyar metreküplük Leviathan ve Mısır'ın 850 milyar metreküplük Zohr yatakları oldu. 2011 yılında, Kıbrıs kıta sahanlığında yeni bir doğalgaz yatağı bulunmuş ve buna ‘Afrodit' ismi verilmişti. Halihazırda burada bulunan doğalgaz miktarının, 200 milyar metreküp olduğu değerlendiriliyor.

RUSYA AGRESİFLEŞEBİLİR

Uzmanlara göre, Doğu Akdeniz'de büyük doğalgaz yataklarının tespit edilmesi, çatışmaların alevlenmesine yol açtı. Yataklar için Türkiye, Yunanistan, Kıbrıs, İsrail, Lübnan ve Mısır mücadele ediyor. Zira dünyanın en büyük petrol ve doğalgaz şirketlerinin çıkarları söz konusu. Bu mücadelenin sonucunun küresel enerji piyasasındaki dengeyi değiştirmesi ihtimal dahilinde.
Akdeniz doğalgazı Rus gazına rakip olma ihtimali gündeme gelirse, Rusya daha agresif tavırlar sergileyebilir. Ki Rusya'nın Suriye'ye deniz gücü yığması bunun temel sebeplerinden biri bu.

SURİYE'DE KAN BİTMEZ

İnanılmaz zenginliklerin keşfi, Akdeniz'deki doğalgaz yatakları Orta Doğu'da çatışmalara yol açıyor ya da mevcut çatışmaları bitirmek yerine derinleştiriyor. Bunun en somut örneği Suriye. Batı dünyasının Irak ve Suriye'nin kuzeyinden terör örgütü PKK/PYD eliyle Akdeniz'e ulaştırmayı planladığı koridor da Doğu Akdeniz'deki bu gelişmelerden bağımsız değil. Suriye'deki bütün gelişmelere gözünü kapatan dünya, Suriye'nin üstündekilerden çok altıyla ve Akdeniz'e kıyı olan bölgeleriyle ilgileniyor. Nitekim ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu verilerine göre, Suriye'nin kıta sahanlığında 700 milyar metreküp kadar gaz olabilir, yani karadakinden 2 kat daha fazla. Bu da petrolü kimin çıkaracağı veya satacağının belirlenmesine kadar savaşın süreceği anlamına geliyor.

Doğalgaz yarışına geçtiğimiz şubat ayında Lübnan da katıldı. Lübnan'ın kıta sahanlığında gaz arama hakkı Rus Novatek, Fransız Total ve İtalyan Eni ortaklığına verildi. Lübnan yönetimi, ülkenin münhasır ekonomik bölgelerinde 700 milyar metreküp gaz olduğu görüşünde.

BÖLGEDE KİMİN KAÇ GEMİSİ VAR?

Doğalgaz sebebiyle son aylarda ciddi hareketliliğin gözlendiği Akdeniz'de şu an 60 civarında savaş gemisi bulunuyor. Aralarında NATO ve Türkiye'nin de yer aldığı 12 ülke Akdeniz'deki olayları deniz güçleriyle yakından takip ediyor. Akdeniz'de; ABD'nin uçak gemilerinden Harry Truman, USS Roosevelt ve USS Donald Cook adlı modern destroyeri ile toplam 12 muharip gemisi var. Rusya'nın ise 25 savaş gemisi bulunuyor. NATO üyesi Fransa'nın Doğu Akdeniz'de Charles de Gaulle adlı uçak gemisinin yanı sıra 2 fırkateyni, bir denizaltısı yer alıyor. Bölgede ayrıca İtalya'nın ve İngiltere'nin 2, Kanada, İspanya, Belçika, Portekiz, Yunanistan ve Hollanda'nın ise birer savaş gemisi seyir halinde. Tabii ki Türkiye de bölgede yeteri miktarda deniz gücü bulunduruyor.

ERDOĞAN: OLDUBİTTİYE İZİN VERMEYİZ

Türkiye Akdeniz'de yaşanan gelişmelere kayıtsız değil. Özellikle Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtlarını yaparak bu oyuna müdahalede bulundu. Doğu Akdeniz politikalarında söz sahibi oldu. Ekonomi ve ulusal güvenlik açısından Doğu Akdeniz Türkiye için hayati önemde. Bu sebeple Fatih gemisi 30 Ekim'de Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz için sondaj yapmaya başladı. İsrail, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Mısır'ın AB ve ABD'nin desteği ile bölgeden çıkarılan doğalgazın Mısır üzerinden dünyaya pazarlanma çalışması, Türkiye'nin yakından takip ettiği konuların başında. Kıbrıs'ta iki ülke halklarının hakkının olduğunu vurgulayan Türkiye, ABD'nin tehditlerine aldırmadan tavrını ortaya koyuyor. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mülteci akını karşısında titreyenler, konu petrol, doğalgaz olduğunda aslan kesiliyor. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin onay vermediği, rızasının olmadığı hiçbir projenin oldubittiye getirilmesine izin vermeyeceğiz” diye rest çekti.

(Türkiye Gazetesi) 

Editör: Wan Haber