Son günlerin en tartışılan hacker grubu olan Redhack bir kitaba konu oldu. Yazar Orhan Gökdemir tarafından kaleme alınan "RedHack/Sanal Alemin Klavyeli Asileri" özellikle YÖK saldırısıyla adını duyuran bu gizli yapıyı mercek altına alıyor.
Kitabıyla ilgili açıklama yapan Gökdemir, "ABD'nin National Security Agency (NSA, Ulusal Güvenlik Dairesi) ile İsrail'in Mossad'ı, en üst düzey bazı hükümet görevlilerinin yardımıyla küçük bir yazılım firmasından 'Promis' ismindeki esrarengiz bir bilgisayar programını çalmıştı. Gizli servislerin çaldığı bu yazılım, bankaların, holdinglerin ve devlet dairelerinin gizli veri bankalarına fark edilmeden girme imkanı sağlamaktaydı. İki gizli servis çaldıkları bu yazılımı 'teröristlerin' takibinde kullanmaya başladı. Teröristin ismi bir kez programa eklendikten sonra yaptıkları her hareket anı anına izlenebiliyordu. Yazılım önce NSA ve MOSSAD tarafından kullanıldı. Sonra, CIA ve MOSSAD yazılımı 'dost ülkelerin' istihbarat servislerine servis etti. Bu ülkeler arasında Nikaragua ve Türkiye de vardı. MİT de 'teröristleri' takip etmek için 'Promis'ten yararlanıyordu. Bu olay ortaya çıkarılan ilk sanal devlet korsanlığı hikayesiydi" dedi.
Yazılımı geliştiren ancak çalındığı için iflas eden Bill Hamilton'un yazılımın gizli servisler tarafından kullanıldığını bir MOSSAD ajanının bir teknik sorunu çözmek üzere şirketten yardım istemesi üzerine öğrendiğini belirten Gökdemir," Promis programı bilmediği insanlar tarafından ele geçirilmişti. Bu arada konuyu araştıran ve özellikle gizli servislerin organize suç örgütleriyle yaptıklarını öğrenmeye çalışan bir Amerikalı gazeteci çok esrarengiz bir biçimde öldü. Ardından gazeteciye bilgi sağlayan ve NSA'da çalışan bir memur öldürüldü. Büyük Birader Promis'in açığa çıkmasını istemiyordu. Aslında Promis bir ihtiyaçtan doğmuştu. Hamilton, seksenli yılların başlarında Promis'in özellikle savcıların işini çok kolaylaştıracağını düşünmüştü. Eldeki program birbirinden çok farklı davalar arasındaki bağlantıları sağlamakta epeyce işe yarıyordu. Örneğin bu program sayesinde bir suçlunun, başka işlerde de parmağının bulunup bulunmadığı rahatlıkla tespit edilebiliyordu. Aynı zamanda polisler, uyuşturucu masası, askerler ya da gizli servisler, bilgisayarlarını optimize etmek üzere iyi bir programa ihtiyaç duyuyordu. Böylece Bill Hamilton ABD Adalet Bakanlığı ile temasa geçmişti ama kısa süre içinde iflas bayrağını da çekmek zorunda kalmıştı" diye konuştu.
Yazar Orhan Gökdemir kitabında, Promis programının akıbetini araştıran Hamilton'un programın yazılım korsanları tarafından çalındığını, manipüle edildiğini ve bu şekilde satıldığını tespit ettiğini belirtti.
Gökdemir, "Söz konusu korsanlar, ABD Adalet Bakanlığı ile bazı gizli servislerde görevliydi. Anlaşılan bu korsanlar, tarihin en büyük casusluk olayını gerçekleştirmişlerdi. Bu olayın neticesinde teknik temeldeki her türlü olaya sızabiliyorlardı. Hedef olarak bankalar, elektrik kurumları, telefon şirketleri ve yabancı ülkelerin gizli servisleri seçilmişti. Promis'in esinini, eski Yunan'dan kalan bir simge olan Truva Atı'ndan almıştı. O 'Truva Atı' daha sonra bütün casus yazılımların ortak adı olacaktı. Sonuncusu 'OdaTV' davasında ünlendi; birileri OdaTV bilgisayarlarına Truva Atı ile girmiş ve bazı dosyalar bırakmıştı. NSA tarafından dağıtımı yapılan program CIA ve MOSSAD tarafından ilk olarak Ürdün ve Guatemala'da denendi. Bu iki ülkede binlerce insan, programını deneme sürecini hayatlarıyla ödedi. Ama öte yandan programı onlardan alarak kullananlar, onların da kendi bilgisayarlarını tarama imkanına sahip olduklarını anlamış oldular. Bu yazılımı kullanan ülkelerin istihbarat ağları CIA ve MOSSAD'a açılmış oluyordu. Promis yazılımı, kayda geçen ilk organize sanal korsanlık girişimi oldu. Şebekenin en büyük korsanları acımasız gizli servislerdi. Promis gerçekten çok etkili bir Truva Atı'ydı; atın girdiği her ülke CIA ve MOSSAD saldırılarına açık hale geliyordu. Radhack, işte bu yoldan aleme adım attı. Onların yöntemleri aynı ama amaçları farklıydı. Adaletsizliğe ve haksızlıklara karşı olan korsanlardı onlar. Büyük birader ilk kez dişli bir düşmanla karşı karşıyaydı. Redhack (Kızıl Hackerlar, Kızıl Hackerlar Birliği), 1997 yılında kuruldu. Kendilerini Marksist ve sosyalist olarak tanımlıyorlar. Duyulan ilk eylemleri, Şubat 2012'de Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün internet sitesini çökerterek çok sayıda ihbar ve iç yazışmayı internet ortamında yayınlamaktı. Radhack, Türkiye'de yeni bir toplumsal hareketin doğuşunu müjdeliyordu" dedi.
(ET-Y)

15.02.2013 14:08:12 TSI

Editör: Wan Haber