Cidden yeniden barışı istiyor muyuz..! Yani 2013 öncesini. Yani ' bir ağaç gibi tek ve hür,bir orman gibi kardeşçesine yaşamayı" istiyor muyuz? Öyle ise gelin bir empati yapalım.

Yarın newroz... İdeolojik söylemlerin ötesinde tüm Kürt halkının bayramı. Gerekli yasal izinler alındı.(bu samimi ve sagduyulu yaklaşımından dolayı sn.valiye de ayrıca teşekkür ederim) İnsanlar,milli giyisi ve renkleriyle,yarın sabahtan itibaren Van Kalesi yanındaki Newroz alanına akacak. Kutlamalar yapılacak.

Öncelikle ve öncelikle,bu anlamlı günün bayram tadında geçmesini diliyorum. Türkü tadında,halay tadında ve barışla harmanlanarak. Fakat sadece temenni ile bitmiyor. Tarafların karşılıklı iyi niyet ve töleranslı olması lazım. Çünkü böylesi güzel bir bayramı sabote etmek isteyenler olacaktır.

Gelelim asıl mevzuya. Sayın okurlarım. Kritik bir süreçten geçiyoruz. Newroz'dan hemen sonra tarihi bir refarandumla karşı karşıya olacağız. Bu referandumda nihai karar elbette ki halkın olacak. Çünkü aslolan halkın kararıdır. Fakat referandumdan da ötesi hayati bir süreçten geçiyoruz. Henüz daha karlar erimemiş iken, bahar çiçekleri filizlenmemiş iken,yine ölüm haberleri almaya başladık. Böyle sürer de buna engel olamazsak daha çok ölüm haberi duyacağız. Daha çok canlarımızı yitireceğiz. Bu durum 'insanım' diyenleri fazlasıyla ürkütüyor. Çünkü; Ölüm çare değil. Silah çare değil. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Bunu bilen bilir. Gördük ve şahit olduk ki; 40 yıllık çatışmalı ortamın kazanan ve kaybedeni olmadı. Onun içidir ki bu Newroz'u daha çok önemsiyorum.

Bu newroz yeni bir toplumsal mutabakatın fırsatı olabilir. Bakınız ... 2013 newroz'u nu hatırlayın. Diyarbakır meydanında tarihi bir çağrı yapılmıştı. Silahlar susmuş. Çatışmalar durmuştu. Ne Xaçort'un mezarlığına ne de istanbul mezarlıklarına tabutlar gelmiyordu. Anaların yüreği serinlenmiş, davul-zurnalar yeniden çalınmaya başlanmıştı. Ama birileri bunu hazmedemedi. Pusuya yattı ve o kahrolası tetiği yeniden çekti.

Şu anda "tetiği yeniden kim çekti,bu vebal kimin boynunda?" Bunu sorgulamanın anlam ve manası yok. Çünkü fayda sağlamaz. Bir kere ok yaydan çıktı. Kürtlerde meşhur laf var. "Gotén babé te kuştén.go.séwara an peyaya .bersév da .lawo guştén. Çé séwar çé peya" Türkçesi şu. Öldürülen adamın oğluna diyorlar ki "babanı öldürdüler" Çocuk soruyor "suvariler mi, yayalar mı öldürdü?" Şu cevap verilir. "Öldürdüler, ha suvari ha yaya kaç yazar?" İşte aynen böyle. O güzelim sürecin altına dinamiti koydular ve patlattılar. Kim koydu,kim patlattı kaç yazar. Hal böyle iken Newroz ruhuna yeniden sahip çıkmak lazım. Barış adına bu halklara bir şans daha vermek lazım. Bunu başarmak zor değil. Çünkü arkanızda halkın desteği var. Sadece biraz cesaret ve bir o kadar samimiyet.

Mesela şunu yapabilirsiniz. Yarın kentin tüm STK'ları (Kürdü-Türkü. Muhafazakarı-dindarı ,AKP'lisi -HDP'lisi) Bir günlüğüne Sadece bir günlüğüne yakınlaşabilseler. Kendilerine özgü bayrak ve flamalarıyla,Maraş-Sıhke-İskele caddelerini doldurup Newroz alanına yürüseler. Birlikte el ele tutuşup halaylar çekseler. Barışı haykırsalar. Her dilden türkülerle,sevgi ve muhabbeti harmanlasalar. Kim kaybeder? Allah-peygamber hatrına kim kaybeder?

Hal böyle olunca ölümler yeniden durmaz mı? Bu hamurun kazananı halklar olmaz mı? Savaştan nemalananlar kahr ı perişan olmaz mı? Bunu başarabilmek zor değil. Çünkü denendi ve başarıldı. Yine de tercih sizin. Ben sadece iyimser bir empati yaptım. Zira tercih sizin. Eger ki bu tavsiyelerim kabul görmediyse (ki göreceğinden umutlu değilim) Varın alışveriş günlerinin tadını çıkarın. Nede olsa para insan canından daha kıymetli ya..!

Yine de inadına inad. Yaşanılır bir ülke için. Ölümsüz bir bahar için. Yeniden yakınlaşmak için,

NEWROZ PİROZ BE NEWROZ KUTLU OLSUN diyor, sizleri barış tadında selamlıyorum.