Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı saldırıya ilişkin, “O saldırı Türkiye’ye yapılmış bir saldırı. Cezayir’e yapılmış bir saldırıdır. Çünkü Mescid-i Aksa Filistinlilerin değil hepimizin ortak mescidi, hepimizin en kutsal mekanların biridir” dedi.

 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere geldiği Cezayir'de Türk-Cezayir İş Forumu toplantısına katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Cezayir Millet Meclisi Başkanı Abdelkader Bensallah, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Binali Yıldırım ile kalabalık bir heyet eşlik etti.

 

 


Forumda bir konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, ‘‘Aynı bölgelerde kan, gözyaşı, huzursuzluk hiç eksik olmuyor. Bir kardeş halkın yaşadığı mağduriyet asla bizim çıkarımıza olamaz, bizim ikbalimiz geleceğimiz olamaz. En son İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yaptığı barbarca saldırıyı üzülerek yaşadık. Bize ne deme lüksümüz var mı Filistin meselesi bize ne demeye hakkımız var mı? Bu saldırı Türkiye’ye Cezayir’e yapılmış bir saldırıdır. Mescid-i Aksa Filistinlilerin değil hepimizin ortak mescidi. Kendi camilerimize kirli postallarla girmek neyse oraya girmek de odur. Bütün meseleleri kardeşlik hukukunda ele almalıyız. Bu coğrafyada artık huzur, barış istiyoruz. Bu coğrafyanın her yerinde kadın ve erkeklerin bomba patlayabilir, çatışma çıkabilir korkusuyla yaşamasını içimize sindiremiyoruz. Onun için dayanışma çok önemli. Bölgesel barışı tesis etmek için hayati dayanışma önemlidir. Tüm ülkeler barış içinde yaşasınlar. Biz bunu tesis etmek için ekonomik, siyasi her kanalla dayanışmamızı göstereceğiz. Elimizden, dilimizden ne geliyorsa kardeşlerimiz için çalışmaya sürdüreceğiz. Mesele sadece ekonomi meselesi değil bir kardeşlik meselesidir” dedi.


“BU COĞRAFYADA ARTIK HUZUR VE BARIŞ İSTİYORUZ”

 


Bölgede çatışmaları içine sindiremediklerini belirten Erdoğan, “Bu coğrafyada artık huzur ve barış istiyoruz. Bu coğrafyanın her yerinde kadın ve erkeklerin bomba patlayabilir, çatışma çıkabilir korkusuyla yaşamasını içimize sindiremiyoruz. Onun için dayanışma çok önemli. Bölgesel barışı tesis etmek için hayati dayanışma önemlidir” dedi. 

 

2ga2g2.jpg

 

Mescid-i Aksa (Arapça: المسجد الأقصى), İslam dinine inananlarca kutsal mekânlardan biridir.

Mescid'i Aksanın Süleyman Tapınağı kalıntılarının da bulunduğu tapınak tepesine halife Ömer tarafından yaptırıldığı, daha sonra Emevi halifesi Mervan tarafından genişletilerek Velid zamanında son şeklinin verildiği bilinmektedir.

 


Bölge sorunlarının ithal çözümlerle çözülemeyeceğini belirten Erdoğan, “Başkalarının müdahale olması çıkılmaz hale getiriyor. Taşıma suyla değirmen dönmez. Bu bölgenin gerçek sakinleri olarak yerli çözümler üretmek kaçınılmaz hal almıştır. Ekonomide siyasette dış politikada bunu yapmak zorundayız” dedi.


“YATIRIM İÇİN CEZAYİR’E GELİNMESİNİ TEŞVİK EDİYORUZ”
 
“Arada denizler, ülkeler, engeller de olsa biz Cezayir’i yanı başımızdaki kardeşimiz olarak biliriz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

 

 


“Cezayir’i Kuzey Afrika’nın parlayan yıldızı olarak görmekten heyecan duyuyoruz. 12 yıl önce dış ticaret hacmimiz 1 milyar doları bulmuyordu. 4.5 milyar dolara kadar çıkardık. Bu seviyede bizim için asla yeterli değil. Aradaki engelleri kaldırırsak ticaret hacmini 10 milyar dolara ulaştırabiliriz. Cezayir doğalgaz ihracatımızda 4. sırada yer alıyor. Doğalgaz alım satımına ilişkin anlaşma 10 yıl süreyle daha uzatıldı. Yatırım için Cezayir’e gelinmesini teşvik ediyoruz. Türk yatırımlar Cezayir’de 2 milyar dolara ulaştı. Risk ticarette olmazsa olmaz şartlardan biridir. Risk siyasette de olmazsa olmaz şartlardan biridir. Risk yaşamda da öyle. Yaşamda risk yoktur diyebilir misiniz? Normal yolunuzda gidersiniz bir taşa takılır hayat bitmiştir. Hiç umulmadık zamanda trafik kazasında ölebilirsiniz. İşsizlik büyük beladır. İşsizliği indirmek bizim görevimizdir.

 

 


Değişimi bu bölgenin halkları mı kontrol edecek? Ya da dışarıdan birileri mi kontrol edecek? Biz kendi sorunumuza ithal çözümler üretince çözülmüyor. Başkalarının müdahil olması çıkılmaz hale getiriyor. Taşıma suyla değirmen dönmez. Bu bölgenin gerçek sakinleri olarak yerli çözümler üretmek kaçınılmaz hal almıştır. Ekonomide siyasette dış politikada bunu yapmak zorundayız. Kuzey Afrika yapay sorunlarla enerjisi, vaktini heba ediyor. Libya’nın zenginliğine rağmen yaşadığı trajedi ortadadır. Libya’nın farklı ülkelerdeki parası 170 milyar dolar. Başka ülkelerde duruyor. Bu para Libya halkınındır. Niye Libya bu parasını kullanamıyor. Kendi ülkesindeki yatırımlarını kullanamıyor soru işareti.” 

 


 

Editör: Wan Haber