İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı İzmit Temsilcisi Emre Karaali, kendilerine düzenlenecek suikastle ilgili gözaltına alınan 13 kişiyle ilgili konuştu. Gözaltına alınan şahısların ikisini tanıdıklarını, kilisede beraber ibadet yaptıklarını ve hatta beraber yemek yediklerini söyleyen Karaali, şahısların evlerinde kendileri ile ilgili fişleme dökümanlarının bulunduğunu anlattı. Tehdit edildiklerinde koşarak gidecekleri yerin devlet olduğunu söyleyen Karaali, Türk olduğunu ve bu ülkenin vatandaşı olmaktan gurur duyduğunu belirtti.
Kocaeli Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, geçen günlerde İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı İzmit Temsilcisi Emre Karaali'ye yönelik suikast düzenleyecekleri gerekçesiyle çeşitli adreslere yaptıkları operasyonlarda 13 kişiyi gözaltına aldı. İstanbul Protestan Kilisesi Vakfı İzmit Temsilcisi Emre Karaali, yaptığı açıklamada, gözaltına alınan zanlıların bazılarını tanıdıklarını belirtti. Sürecin bir yıl önce telefonla aldığı bir tehdidi emniyet birimlerine bildirmesiyle başladığını söyleyen Karaali, şöyle konuştu: "Telefonda bana inancım hakkında sağda solda çok fazla konuştuğumu ve sesimi keseceklerini söylediler. Dolayısıyla bende ilgili emniyet birimlerine şikayet dilekçesi verdim." Daha önce fiili bir tehdit almadığını ifade eden Karaali, zaten böyle bir tehdit aldıklarında koşarak gidecekleri yerin devlet olduğunu söyleyerek, "Ne yazık ki bu yeni bir şey değil, bizim camlarımızda teller var çünkü binamız sık sık taşlanıyor. Biz bunları çok fazla tehdit unsuru olarak görmüyoruz" dedi.
Haberleri 15 Ocak sabahı gazetelerden öğrendiklerini ve emniyet güçleriyle irtibata geçtiklerini söyleyen Karaali, salı günü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gittiğini ve konu ile ilgili görüşmelerde bulunduğunu ve kendisine, bu insanların bir eylem planı içerisinde olduklarının söylendiğini belirtti.
Karaali, emniyette kendisine bu insanların evlerinden çıkan dokümanların gerçeği yansıtıp yansıtmadığını sorduklarını söyleyen Karaali, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne yazık ki bütün bilgiler gerçeği yansıtıyordu. Sayın valimizin açıklamalarına göre şahıslar eylem aşamasına geldiği için emniyet güçleri müdahale etmiş. Bir kişi şehir dışından bir kişi yurt dışından olmak üzere toplam 13 kişi gözaltına alındı."
Gözaltına alınan şahısların içerisinde tanıdığı insanların olduğunu ifade eden Karaali, şahısların aralarından bazılarının zaman zaman toplantılarına, ibadetlerine katıldıklarını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: "Bazıları Hıristiyan olduklarını ifade ettiler bize. Bu iki kişiyi birebir tanıyorum, bir yıl kadar beraber olduk. Onlar çocuklarımla oynadılar, bizle zaman geçirdiler, beraber yemek yedik. Dolayısıyla garip olan şu; dışarıda birçok insan bizim hakkımızda çok fazla bir bilgiye sahip olmadan bazı ön yargılar içerisinde olabiliyorlar.Zanlılardan ikisi görüştüğümüz insanlardı fakat bizi bu anlamda endişeye sürükleyecek bir durumları söz konusu değildi. Zaten öyle olsaydı bizim gideceğimiz yer emniyet olacaktı. Emniyet güçlerine teşekkür etmek istiyorum".
Zanlıların evlerinde çıkan dokümanlarda kendileri hakkında çok sayıda rapor bulunduğunu söyleyen Karaali, ayrıca şahısların kilisenin yakınlarında bir evi kiraladıklarını öğrendiklerini belirterek şöyle konuştu: "Evlerde bulunan dokümanlarda hangi saatlerde gelip gittiğimiz, yol güzergahlarımızla ilgili, kimlerle görüştüğümüzle ilgili, pazar günleri ibadetlere kimlerin katıldığıyla ilgili, bina içerisinden birkaç arkadaşça çekilmiş resim elde etmişler, bununla ilgili bir fişlenme söz konusu. Eminim bunun ucu bir yerlere dokunacak, emniyetin başlattığı bu konuyu tamamlayacağına eminim".
"Böyle bir durumda korkmadım demek ikiyüzlülük olur" diyen Karaali, polisin yaptığı operasyonla güvenebilecekleri kişilerin olduğunu görmenin de sevindirici olduğunu söyledi. Kendisini dış basından aradıklarını ve bir Türk olarak Türkiye için söylediklerine dikkat ettiğine dikkat çeken Karaali, şöyle konuştu: "Herhangi bir sebepten dolayı insan öldürmeye kasteden ya da bunu planlayan, bunu düşünen zihniyetin iyi bir amaca hizmet ettiğini düşünmek mümkün değil. Ne yazık ki yurt dışında ülkemiz sürekli bu tarz şeylerle anılıyor, ne kadar acı verici bir şey. Yurt dışından basından aradılar beni, bir Türk olarak söyleyeceğim şeylere dikkat etmeye çalıştım. Yurt dışında böyle anılmaktansa, bizim örflerimiz, adetlerimiz sevgiye, dostluğa, kaynaşmaya dayalı. Yani sanki bizim insanlarımızın tamamı böyleymiş gibi bir izlenim oluşmasın diye elimden geleni gayreti gösteriyorum. Çünkü ben bu ülkenin bir ferdi olarak bunlar üzerinde düşünüyorum."
Bu ülkenin vatandaşları olduklarını belirten Karaali, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben Türküm ve bu ülkenin vatandaşı olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Vatani olarak yapmam gereken bütün sorumluluklarımı yapmak için elimden geleni yapıyorum ki; bu inancımızın da bir parçasıdır zaten. Ancak inancımızdan ötürü 21. yüzyılda hâla bu tür eylemlerin içerisinde insanların oluşu eğitimle alakalı bir şey. İnsanlar bu şekilde yoğuruluyorlar."
Emniyetin ifadesine göre bu insanlardan bazılarının kandırıldığını anlatan Karaali, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu yüzyılda hâla böyle şeylerin olduğuna çok şaşırdım. Bu tür şeyler konuşurken iki kez düşünmek lazım. Ben bütün bunların biraz bu olayları tetiklediğini düşünüyorum ama henüz sonuçlanmış bir tahkikat yok. 13 kişiyse eğer konunun kişisel olduğunu düşünmüyorum. Ülkemizi yöneten insanların, bizim bu ülkemizin bir ferdi olduğumuzu ifade etmeleri gerekiyor. İnsanların bu cahilce, tuhaf tavırlarının ortadan kalkabilmesi için büyüklerimizin, 'ya bu insanlar bizim insanlarımız, artık bizim insanımızı diline göre, dinine göre ayırmayalım' gibi ifadeleri sıkça kullanmaları gerektiğini düşünüyorum. Biz geçen haftadaki 4 günde kültürler arası kaynaşma günleri yaptık ve üçüncüsünü düzenledik. Amacımız Hıristiyanlar üzerindeki imajı ortadan kaldırmak ve yurt dışındaki insanların Türkiye ile ilgili bakış açılarını değiştirmektir. Bu yıl buraya 8 ülkeden üniversite okuyan gençler getirdik. Onlar dışarıya çıkıp sokakta insanlarla görüştüler, her seferinde çok büyük şaşkınlıkla döndüler. 'Biz bir adres sorduk insanlar bizi oraya kadar götürdüler, bizim ülkemizde böyle bir şey yok' dediler. Biz istiyoruz ki işte yurt dışındaki imajımız böyle olsun. Ama Türk insanı bu birkaç kişiyle sınıflandırılmamalı diye düşünüyorum."
(UU-HO-Y)

18.01.2013 15:25:44 TSI

Editör: Wan Haber