Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, başörtüsü yasağının devletin uyguladığı bir yasak olduğunu, devletin başörtülüye şiddet uygulamaya devam ettiğini iddia etti.
Karabük Üniversitesi'nde Eğitim Bir-Sen Üniversite Temsilciliği açılışını yapan Gündoğdu, artık vatandaşın ne giydiğine karışan devlet değil, vatandaşını tanıyan sosyal devlete geçme zamanı geldiğini söyledi. İlköğretimde, ortaöğretimde bazı esneklikler getirildiğini belirten Gündoğdu, şöyle konuştu: "Bugün Türkiye genelinde okullara isteyen arkadaşlarımız başörtüsü ile isteyen kravat takmayarak girdi. Yüzde 80 üzerinde arkadaşlarımız bu çağrımıza cevap verdi. Yıl 1932 kadına seçme hakkı tanımışız, 1934'de seçilme hakkı tanımışız, 2012'de kamuda ve meclisteki kadına ne giyeceği hakkını tanımıyoruz. Bunu Memur Sen Genel Başkanı olarak kabul etmem mümkün değil. Bu cinsiyet ayrımcılığıdır. Aynı inançtaki erkek, erkek olduğu için devlet dairesinde bu inancı ile görevini yapabiliyorken, kadın bunu yapamıyor. Başı açık bir kadın bunu yapabiliyorken, kapalı yapamıyor. Kadın kadına ayrımcılık ve cinsiyet ayrımcılığı var."
Artık vatandaşımızın ne giydiğine karışan devlet değil, vatandaşını tanıyan sosyal devlete geçme zamanı geldiğini anlatan Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün devletin televizyonu TRT'de bile kadına şiddet dışlanıyor haberleştiriliyor. Gazetelerinde 3. sayfalarında manşet, karını döven erken, yüzde bir de kosacını döven kadın. Her ikisi de yanlış kimse kimseyi dövmesin. Ama başörtü yasağı devletin uyguladığı bir yasaktır ve başörtülüye devlet şiddet uygulamaya devam ediyor. Kimse kimseye şiddet uygulamasın ama devlette vatandaşına şiddet uygulamasın. Evrensel değerlerin genel ahlaka mugayir olmamak kaydı şartı ile dediği giyim biçimi devlet dairelerinde ve mecliste de aynen geçerli olabilir. Artık demokrasi öteki oluşturmama rejiminin de adı olduğuna göre biz başörtü yasağı başta olmak üzere, kravat mecburiyeti başta olmak üzere bugün ilköğretim de, ortaöğretim de belli oranda esneklikler getirildi. Derse giren öğretmene esneklik yok. Esnekliği önce öğretmenden başlamak lazım ve öğrenciyi de kuşatması ve kapsaması lazım diye düşünüyorum"
Şu an hâla en önemli gündem maddelerinden birinin de ek ödenek konusu olduğunu da anlatan Gündoğdu, şunları söyledi: "Bu konuyu Kamu Personeli Danışma Kuruluna da birinci madde olarak taşıdık. Bunun anlamı 6666 sayılı kanundaki kararnameye kadar 2006'dan aldığımız ek ödemeye öğretmene de öğretim görevlisinde almışken, tek taraflı belirlenen kararname ile öğretmen ve öğretim görevlisi devre dışı bırakılarak bir yanlışa imza atıldı, bu yanlıştan dönülmesi lazım. Bunun adı üniversite ödeneği olur, eğitim öğretim ödeneği olabilir, ek ödenek olabilir. Adı ne olursa olsun onlarca yıllık maaş hiyerarşisinde denge bozulmuştur. Bunun da tamiratının yapılması gerekiyor"
(ET-HO-Y)

02.01.2013 17:48:35 TSI

Editör: Wan Haber