İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alper Toker, "Akciğer kanserine yakalanan hastaların ancak yüzde 30'unu direkt olarak ameliyat edebiliyoruz. Ameliyatı en son teknoloji robot ile yapmak hastaya büyük konfor sağlıyor" dedi.
Akciğer kanserine yakalan hastaların sadece yüzde 30'unun direkt olarak ameliyat olabildiğini, diğer hastaların ya hiç olmadığını ya da onkolojik tedavi sonrasında operasyona alınabildiğini söyleyen Prof. Dr. Alper Toker, "Erken teşhis bu kanser için zor. Kanser daha fazla yayılmasın diye ameliyatta akciğerin bir kısmını çıkarıyoruz. Açık ameliyat yaptığımızda daha akciğer çıkarmadan, hastanın akciğerlerindeki kapasitesi 2/5 oranında azalıyor. Hastanın ameliyat sonrası eski haline gelmesi zaman alabiliyor. Bunun için açık ameliyat yerine kapalı ameliyat yöntemi olan VATS ya da robot kullanmak çok büyük avantaj sağlıyor. Ancak tabii bu operasyon için doğru hastanın seçilmesi kaydıyla. Biz robotik akciğer cerrahisini, VATS ile yani kapalı olarak yapılması daha zor olan ameliyatlarda tercih ediyoruz" ifadelerini kullandı.

TÜMÖRÜN LENF BEZLERİNE YAYILMASI SIKINTI
Prof. Dr. Toker, "Akciğer kanseri en fazla öldüren kanser olarak dünyada ilk sırada yer alıyor. Pankreas, mide ve yemek borusu kanserlerinde de tedavi zor. Çünkü bu tümörler lenf yolları üzerinde, lenflerle yayılma potansiyeli daha yüksek tümörler. Başarılı bir ameliyat için tümörün lenf bezlerine yayılmamış olması lazım. Ameliyat öncesinde ve ameliyat sırasında lenf bezlerinin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Tam tedavi edebildiğimiz hasta yüzde 15-20 oranında" diye konuştu. Akciğer kanserinde hastalarda görülen bulguların birbirinden çok farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Toker, "Nefes darlığı, öksürük, kanlı balgam, göz kapağında düşme, göz bebeğinin küçülmesi, kolda geçmeyen ağrı gibi bulgular ortaya çıkabilir. Bazı hastalar kollarındaki ağrı sebebiyle fizik tedavi aldıktan sonra bize başvururlar. Ayrıca bazı hastalar çift görme, bayılma, şuur kaybı gibi bulgularla beyin tümörü şüphesiyle hastaneye başvurur. Beyinde bir kitle saptanır ama kitlenin patolojisine bakıldığında görülür ki hasta akciğer kanseri. Tüm bu bulguların yanı sıra hastada hiçbir bulgu olmadan da kanser görülebilir" diye konuştu.

ROBOTUN HAREKET KABİLİYETİ İYİ
Kapalı ameliyatlarda VATS yönteminin Türkiye'de gelişmesine öncülük eden ve yaklaşık 200 akciğer kanseri hastasının ameliyatını bu yöntemle yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Toker sözlerine şöyle devam etti: "Yaklaşık 2 yıldır uygun olan hastalarımın ameliyatını robot ile yapıyorum. VATS ile ameliyat yapan doktorlar robot kullanmak istemezler. Fakat hareket kabiliyeti açısından VATS ile yapılamayan ameliyatlar robot ile çok rahatlıkla yapılıyor. Zaten çok fazla sayıda açık ameliyatı yapan bir cerrah, VATS ya da robot kullanabilir. Doktorlar, robotta akciğer ameliyatlarında gelinen bu son noktayı, iyi bir eğitim ve deneyimle rahatlıkla tercih edebilirler. Bu cerraha olduğu kadar hastaya da konfor sağlıyor. Ağrı, kanama, iyileşme süresi azalıyor."
(ÖK-ÖK-Y)

01.02.2013 10:12:16 TSI

Editör: Wan Haber