Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES), çalışanları ilgilendiren Otomatik Katılım'da 'ölüm ve ciddi hastalıklar dışında emekli olana kadar sistemden çıkılamayacağı' türündeki uygulamalar söz konusu olmayacak.

Avustralya modeline dayandırılarak getirileceği yönünde kulis haberlere konu olan 'emekli olana kadar çıkış yok' şeklindeki uygulamalara ilişkin çalışma yapıldığı bilgisinin gerçek dışı olduğu belirtiliyor.

Sigortacılık sektörü üst düzey yöneticilerinin verdiği bilgiye göre, bu kapsamda ne kamu tarafında ne de özel sektör tarafında her hangi bir çalışma veya öneri üzerinde durulmuyor.

Bu tür uygulamaların sisteme yarar değil zarar getireceğini ifade eden bir sigorta şirketi CEO'su "Avustralya modeli diye bir şey yok. Bu modele göre ölüm ve ciddi hastalıklar dışında emekli olana kadar BES'ten çıkılamayacak. Diğer koşul ev sahibi olmak. İlk kez ev sahibi olacaklar BES'ten çıkıp birikimini de evin peşinatı olarak kullanacak. Bu durumda ev peşinatının yüzde 25'ini de devlet vermiş olacak. Özetle böyle ifade edilen bu modelin bizim ülkemiz için düşünülmesi söz konusu değil" dedi. 

'SÖYLENTİ ANTİPATİK'

Sektör olarak kamunun ilgili otoriteleriyle konuştuklarını, onların da bu tür bilgilerin nereden kaynaklandığını bilmediklerini ifade ettiklerini söyleyen CEO, "Bu tür söylentiler BES sisteminde olan insanlar üzerinde antipati yaratıyor. Zarar veriyor. İnsanların kafaları karışıyor. Sistemden çıkmak istiyorlar. Oysa böyle bir uygulamanın gelmesi gündemde değil. Ancak Otomatik Katılım sisteminde üç yıl zorunlu kalınması söz konusu olabilir. Bunun üzerinde çalışılıyor ve sektör olarak bizimde değerlendirmemize sunuldu" şeklinde konuştu.

Çalışmaların henüz devam ettiğini ve Otomatik Katılım'da üç yıl zorunluluk uygulamasının getirilmesine ilişkin düzenlemenin tamamlanması halinde ilgili bakanlığa iletileceğini belirten CEO, şöyle konuştu:

"Türkiye'de tasarrufların uzun vadeli olması açısından hükümetin bunu sahiplenmesinde yarar olur. Biz sektör olarak olması veya olmaması yönünde taraf değiliz. Getirebileceği faydaları ve sistemin sağlıklı çalışması için gereken bilgi ve değerlendirmelerimizi iletiyoruz.

"DEVLET TEŞVİKİ YÜZDE 25

Türkiye'de tasarrufların artırılması amacıyla 2017'den itibaren uygulanan Otomatik Katılım Sistemi'ne (OKS) 45 yaş altındaki çalışanların kademeli katılımı sağlandı. Bu kapsamda en son 1 Temmuz'da Türkiye genelinde 10-50 çalışanı bulunan özel sektör çalışanları sisteme dahil edilmesi aşamasına gelindi. Bu grupla otomatik BES'e 2 milyon 701 bin 698 çalışanın daha dahil edileceği tahmin ediliyordu. Sisteme 10 ve daha az çalışanı bulunan özel sektör ise 1 Ocak 2019'dan itibaren dahil olacak.

OKS kapsamında ilk aşamada bin ve üzeri çalışanı olan özel sektör 1 Ocak 2017'de, memurlar (genel ve özel bütçeli idareler) ile 250-bin çalışanı bulunan özel sektör 1 Nisan 2017'de, 100-250 çalışanı bulunan özel sektör kuruluşları da 1 Temmuz 2017 itibarıyla sisteme katılmıştı. Bu yılın ocak ayından itibaren de 1,3 milyon çalışanı olan mahalli idareler, KİT'ler ve 50-100 çalışanı olan özel sektör sisteme dahil olmuştu.

Devlet, çalışanlar tarafından ödenen katkı paylarına, BES ile aynı koşullara tabi olarak yüzde 25 teşvik veriyor. Otomatik BES kapsamında 15 Haziran itibarıyla 4 milyon 140 bin 609 çalışan bulunuyor. Sistemde çalışanların fon tutarı 2 milyar 967 milyon 859 bin 230 lira görünüyor.

OTOMATİK BES NEDİR?
Ocak 2017 itibarıyla bireysel emeklilikte Otomatik BES dönemi başladı. Peki nedir bu Otomatik BES? Bu yeni uygulama ile artık 45 yaşını doldurmamış kamu ve özel sektör çalışanları, işverenleri tarafından, mevcut bireysel emeklilik sözleşmeleri olmasına bakılmaksızın otomatik olarak sisteme dahil ediliyorlar.

ABD, İngiltere, Yeni Zelanda, İtalya ve Şili gibi birçok ülkede de uygulanan Otomatik Katılım Sistemi ile çalışanlar, prime esas gelirlerinin %3'ü kadar katkı payı tutarını her ay işverenleri aracılığıyla bireysel emeklilik şirketine aktarıyorlar.

Otomatik BES'te herhangi bir işveren katkısı bulunmuyor; ancak %25 devlet katkısı bu sistemde de geçerli. Mevcut bireysel emeklilik sisteminde, bir kişinin sözleşme sayısına bakılmaksızın alabileceği en yüksek devlet katkısı tutarı, yıllık asgari brüt ücretin %25'i ile sınırlı. Otomatik BES'te ise yapılan yeni sözleşmenin devlet katkısı limiti, yalnızca bu sözleşme kapsamında değerlendiriliyor. Yani çalışanlar, mevcut bireysel emeklilik sözleşmeleri olsa bile yeni sistemdeki sözleşmelerinden aldıkları devlet katkısı tutarı bundan etkilenmiyor. Böylece, hem Otomatik BES sözleşmesinden hem de mevcut bireysel emeklilik sözleşmelerinden ayrı ayrı devlet katkısı alınıyor ve sistemin devlet katkısı avantajından daha fazla yararlanılıyor.

Fon işletim gideri kesintisi dışında herhangi bir masraf alınmayan bu sistemde; çalışanlar, ilk iki ay içinde cayma hakkına sahipler; ancak cayma hakkını kullanmayan katılımcılar, hak ediş şartlarına* tabi olmak kaydıyla 1.000 TL ek devlet katkısı alacaklar.

Otomatik Katılım Sistemi'nin avantajları bunlarla da bitmiyor; 10 yıl ve 56 yaş şartını sağlayarak emeklilik hakkını kullanan ve toplu para almayarak en az 10 yıllık maaş alabileceği gelir sigortası alan çalışana, birikiminin %5'i kadar da ek devlet katkısı ödenecek. (TAKVİM)

Editör: Wan Haber