Orucun verdiği manevi rahatlıktan en çok asabi şeker ve tansiyon hastaları yararlanıyor. Uzun bir açlıktan sonra yenen ağır yemek, kalbin yükünü artırarak kalp krizi, yüksek tansiyon, beyin kanaması ve felç gibi hastalıklar için riski artırabiliyor. Bu durum mide ülseri vakalarında ülseri azdırabileceği gibi insülin iğnesi kullanan, hamile olan, kan şekeri normalin altına düşen ve 65 yaş üzerinde olan, düzenli ilaç kullanmayıp diyetini uygulamayan şeker hastalarının oruç tutmaması tavsiye ediliyor. Kan şekeri 140’ın altında olan ve insülin iğnesi kullanmayan ikinci tip şeker hastalarının oruç tutabileceği ifade ediliyor.

Oruç tutmak, manevi açıdan verdiği rahatlığı ile kişileri stresten uzak tutuyor. Bu durumdan en çok asabi şekeri ve tansiyonu olanlar yaranıyor. Oruç tutan şeker hastası sahura mutlaka kalkmalı. Çünkü Ramazan’da kandaki şeker düzeyi ilk günlerde düşer, ancak ikinci haftadan sonra kan şekeri 40 ile 80 puan arasında yükseliyor.

İftarda tıka basa yemek yemek, pankreasın yorulmasına ve kan şekerinin artmasına neden oluyor. Diyabet ve tansiyon hastaları, ateşli hastalıkları olanlar, sık ilaç alımının gerektiği durumlarda, akıl hastaları, verem ve kanser hastalarının da oruç tutmaması öneriliyor.

Editör: Wan Haber