İstanbul'da yaşanan ve dünyada görülen 38 örnekten biri olan ‘öldükten sonra dirilme' olayı Adli Tıp uzmanı Aykut Taner Güven, “Adli Tıbbi Açıdan Lazarus Fenomeni: Bir Olgu Sunumu” başlıklı çalışmasında anlatıldı. Habertürk gazetesinden Zülfikar Ali Aydın'ın haberine göre tıp, bu tip olayları “oto-resüsitasyon” ya da tıp terminolojisindeki karşılığı olarak bilinen “Lazarus fenomeni” olarak adlandırıyor. Yani ölüm gerçekleşiyor ancak bir süre sonra hiçbir müdahale olmadan hasta geri dönüyor ve kalbi atmaya başlıyor.

Lazarus fenomeni, doktorların özenle kaçındıkları olayların başında geliyor. Çünkü hastanın “eks” yani ölü olarak tanımlanıp sonra morgda ya da defin yolunda yeniden canlanması ihtimali, onlar için “hekim hatası” ile suçlanma korkusu demek. Bu korku yüzünden çok da incelenemeyen Lazarus fenomeninin dünya üzerinde bilimsel çalışma ile literatüre geçmiş ve biri Türkiye'de yaşanmış 38 örneği var.

10.20'DE HASTANEYE KALDIRILDI

Aykut Taner Güven'in çalışmasında, Türkiye'de yaşanan örneği Gavril Petridis, Şeyda Şebnem Özkal ve Ersi Abacı Kalfaoğlu ile birlikte bilimsel bir makalede ele aldı. Makaleye göre, ilk kez kayıtlara geçen Lazarus fenomeni olayı şöyle gerçekleşti: 69 yaşındaki erkek hasta, Alzheimer sendromu tanısıyla uzun süredir izleniyordu. Evinde solunum sıkıntısı yaşayınca hastaneye kaldırıldı. Saatler 10.20'yi gösteriyordu.

11.00'DE ‘ÖLDÜ' KAYDI

İlk muayenede solunumu yoktu. Gözbebekleri büyümüş, kalp atışı durmuştu. Doktorlar, hastayı “eks duhul” olarak değerlendirip hemen canlandırma işlemi uygulamaya başladı. Ancak hekimlerin çabası karşılıksız kaldı ve EKG cihazındaki düz çizgide bir değişiklik olmadı.

Hasta saat 11.00'de “öldü”olarak kayıtlara geçti ve hastane morguna kaldırıldı. Hasta yakınları, ölüm saatinden 3 saat sonra cenazeyi almak için morga gitti. 14.30 sıralarında morga girdiklerinde, ölüm bildiriminden 3 saat 30 dakika sonra hastanın nefes aldığını fark ettiler. Hasta yoğun bakım ünitesine alındı.

Editör: Wan Haber