Amasya Üniversitesi'nde ilde görev yapan fen ve teknoloji öğretmenleri ile öğretmen adaylarına, 'Fen ve Teknoloji Öğretmenleri ve Öğretmen Adaylarının Nükleer Konulardaki Bilgi Düzeylerini Geliştirme Çalışması" adlı proje kapsamında bir hafta süreli TÜBİTAK destekli eğitim verilecek.
Amasya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Feda Öner, hazırlanan proje kapsamında Amasya Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi ve Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nden toplam 17 öğretim üyesinin rol alacağı eğitimde atom çekirdeği, radyoaktivite, radyasyon sayaçları, nükleer reaksiyonlar, nükleer büyüklük, alfa, beta ve gama bozunmaları, radyasyonun madde ile etkileşmesi, radyasyon ve radyoaktif maddelerin tıp, endüstri ve diğer alanlarda uygulanması, nükleer reaktörler, nükleer reaktör kazaları, nükleer enerji ve çevre, nükleer silahlar, radyoaktif atıklar ve zararsız hale getirilmesi, nükleer anlaşmalar, nükleer semboller, nükleer konusunda kavram yanılgıları, interaktif materyal ile yazılımların incelenmesi ve değerlendirilmesi, nükleer konulu kuruluşlar ve CERN'deki çalışmalar alanların seminer ve uygulamalı oturumlar düzenleneceğini açıkladı.
Sürekli gelişim içinde olan nükleer teknolojinin beraberinde birçok yeni kavram, terim, ve semboller getirdiğini belirten Doç. Dr. Feda Öner, Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan öğretmenler ve öğretmen adaylarının nükleer konulardaki bilgilerinin yetersiz olmasının toplumda yok denecek kadar az olan nükleer bilgi eksikliğini derinleştirdiğini söyledi.
Toplumunun istisnasız her kesiminin nükleer konularda uzman kesildiğini vurgulayan Öner, "Geçmişte canlı örneklerini gördüğümüz gibi bir nükleer olayla ilgili toplumunun istisnasız her kesimi nükleer konularda uzman kesiliyor. Yanlış açıklamalar, yorumlar toplumda çok yanlış nükleer tutumlar geliştiriyor ve ülkemizin gelişmesi için elzem olan nükleer teknolojileri geliştirmek isteyen merkezi yönetimleri zorda bırakarak gelişmeleri olumsuz etkiliyor, teknolojiyi geciktiriyor. Bütün canlılar dünyaya geldikleri andan itibaren hem yer kabuğundan hem de uzaydan gelen ışımalara maruz kalırlar. Bu ışımalar doğal yollardan olduğu gibi yapay olarak insan tarafından geliştirilen cihazlardan da gelir. Bu ışımaların şiddetinin belirli bir sınırdan sonrası canlılar için zararlıdır. Belirli değerler arasında olan ışımalar da canlılar için faydalıdır. Bu zararların, faydaların farkında olmak ve bu zararlardan korunmak için gerekli önlemleri almak gerekir. Alınacak ilk önlem toplumun fertlerinin bu konularda okur-yazar yapılmasıdır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da okur-yazarlık okullarda başlar. Okullarda görev yapan öğretmenlerin nükleer konulardaki bilgilerinin arttırılması ve bu bilgilerin güncel tutulması toplumun nükleer okur-yazar olması için oldukça önemlidir. Teknolojinin gelişmesinden nükleer alanlardaki gelişmelerde nasibini almış sağlık alanından enerji üretimine, silahlanmadan bilimsel araştırmalara kadar birçok alanda nükleer bilgiler günlük hayatımıza girmiştir. Bazen bir markette bir ürünün üzerinde ışınlanmış gıda sembolü (Radura) görürsünüz, bazen de haberlerde nükleer başlıklı füze duyarsınız. Bazen hastanede 'nükleer tıp' yazısı görürsünüz bazen de "Radon gazı yaraları çabuk iyileştiriyor" haberlerini gazetelerden okursunuz. En çok duyduğumuz nükleer konuları ise nükleer santraller-Çernobil kazası ve atom bombasıdır" diye konuştu.
Doç. Dr. Öner, Amasya Üniversitesi ile Ondokuz Mayıs Üniversitesi'ndeki nükleer fizik laboratuvarında deneylerin de yapılacağı projenin 2-8 Şubat 2013 tarihleri arasında gerçekleştirileceğini kaydetti.
(MÇ-GKH-Y)

11.12.2012 14:05:17 TSI

Editör: Wan Haber