Yaklaşan yerel seçimler öncesinde her parti haklı olarak kendi propagandasını yapmaktadır. CHP, AKP’yi son günlerin gelişmeleri ve ortaya çıkan kimi belge ve bilgiler doğrultusunda yolsuzluk ve hırsızlık üzerinden vurmaya çalışırken, karşı taraf yani AKP de bugüne kadar gerçekleştirdikleri projeleri saydıktan sonra bundan sonra yapacakları “yol, köprü, çılgın proje vs.” teminatı vererek seçmenlerden bir kez daha oy istemektedir. Diğer taraftan MHP de boş durmuyor ve her zamanki gibi tekçilik, ırkçılık ve faşizmin temsilcisi olarak seçimlerde oy talebinde bulunuyor ama öyle görünüyor ki Türk milliyetçisi kesimleri bile eskisi kadar heyecanlandırmıyor. Çünkü halklar yalansız, dolansız, sömürüsüz bir dünya istiyor. Peki, halkların bu talebini karşılayacak bir siyasi oluşum yok mu? Muhalif partilerin arasından sıyrılan?

Kürdistan’da bunun hangi parti olduğunu Kürtler, yurtseverler uzun senelerden beri biliyor. Kürt Siyasal Hareketi’nin yaslandığı BDP’dir bu.
Bu yerel seçimlerde Batı’da ise BDP’nin yaslandığı halk kesimleri ve sol, sosyalist tabanın en geniş parçası ile bütün ezilenler, demokrasi cephesi Halkların Demokratik Partisi saflarında yer alıyor ve güçlü bir muhalefet oluşturuyor.

Evet, bu yerel seçimler öncesinde halkların birikmiş taleplerine cevap verebilecek, hem de bunu yaparken Türkiye’nin gelecek vizyonunu ortaya koyacak, yeni bir parti modeli sergileyen bir parti var artık.

Evet, halkçı temeli, yerinden yönetim ve demokratik özerk anlayışı ile ulusal ve uluslararası platformlarda büyük takdir toplayan ve artık Kürt Siyasal Hareketi’nin belediyecilik anlayışı diyebileceğimiz, bugün BDP tarafından temsil edilen belediyeciliği Batı’da uygulayacak olan HDP’dir.
Burada, yani İstanbulumuz’da kentin ihtiyacı olan demokratik özerk belediyeciliği ancak adayımız Sırrı Süreyya Önder önderliğinde HDP inşa edebilir ve de zaten sadece o savunmaktadır.
“Neden HDP?” sorusuna verilecek cevap çoktur. HDP demokrattır, HDP özgürlükçüdür, HDP özerktir, HDP ilkelidir, HDP tüm halkların sesidir. HDP’ye verilen her oy kuşkusuz demokrasiye ve halkların statüsüne verilir, halkların elini güçlendirir. Bu el Türkiye demokrasisini inşa etmekte ve Türkiye ile Kürdistan’da halkların kardeşliğinin harcını yoğurmaktadır. Siyasi tutsakların özgürlüğünü sağlayacak olan halka bu el cesaret verecektir. En önemlisi Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik çözüm çağrısına denk gelecek, Rojava devriminin manifestosunu ülkemize taşıyacaktır. HDP’ye verilen her oy demokrasiye, barışa, kardeşliğe, en önemlisi de birlikte yaşamaya uzatılan dost elidir. Dostlarımızı sandık başına böyle davet etmeli, elinden tutup getirmeli, sandıklara bu hedeflerimiz için sahip çıkmalıyız.