CHP ve MHP, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerinin Anayasa’nın 104’üncü maddesinde düzenlendiğini ve bu nedenle örtülü ödenek düzenlemesinin yapılamayacağında ısrar etti. Cumhurbaşkanı’nın hükümet yetkilerini yani icranın yetkilerini kullanması da Anayasa’ya aykırılık olarak ifade edildi. Muhalefetin, örtülü ödenek düzenlemesinde, Saray’da özel istihbarat örgütü ve Saray’da paralel devlet kurulması gibi çok sayıda iddialara dikkat çekiyor.


CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, “Bu Hakan Fidan operasyonu mu” sorusuna, “Hakan Fidan üzerinde ciddi şekilde devlette istihbarat ve yetki çatışması olduğunu görüyoruz. Fidan’ın Cumhurbaşkanı’na rağmen Başbakan’ın isteğiyle milletvekili adayı olmasını sonra da Cumhurbaşkanı’nın baskısıyla geri dönmesini hep beraber izledik” yanıtı verdi. Tezcan, bundan sonra istihbarat çatışması olasılığına dikkat çekti. “Nasıl istihbarat çatışması” sorusuna ise Tezcan, “Devlet içinde birden fazla istihbarat çatışması devletin çökmesi demektir. Devleti çökertecek bir çatışma olabilir” yanıtı verdi.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de düzenlediği basın toplantısında, “Artık örtülü ödeneği ile Saray’da başka bir devlet vardır. Türkiye’de böyle bir tabloda kendisini Başbakan zanneden bir kişi vardır. Dün gece hükümet meşruiyetini kaybetti” dedi.

KAPALI İSTİHBARAT GEREKÇESİ
688 sayılı Torba yasaya “Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu’nun “örtülü ödenek” maddesinde değişiklik yapan son dakika önergesiyle yeni bir madde ihdas edildi. İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk’ün imzasıyla sunulan önerge, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrolü Kanunu’nun “örtülü ödenek” maddesinde değişiklik yapıldı. Önergenin gerekçesinde, “Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ile olağanüstü hizmetlerle ilgili devlet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine de örtülü ödenek konulması” ifadesi yer aldı.

CEVDET YILMAZ ELEŞTİRİLERE YANIT VERDİ
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, önergeyle ilgili milletvekillerinin sorularına şu yanıtı verdi:

“Bu kararname Başbakanlığın bütçesiyle ilgili değil, sadece Cumhurbaşkanı’nın örtülü ödeneği kullanımına ilişkin düzenleme Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle gerçekleşmiş olacak bu yasalaştığı takdirde. Diğer türlü Başbakanlığın nasıl kullanacağına ilişkin hususlar kanunda ayrıca düzenlenmiş durumda. İkisi ayrı ayrı düzenlemelere tabi olmuş olacak. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Başbakanlığa ilişkin hususların düzenlenmesi söz konusu değil. Kanunda Meclisimizin iradesiyle ilave birtakım hususların eklenmesini doğrusu ben hiçbir sakınca görmüyorum.”

MUHALEFETİN İTİRAZ NOKTALARI
Muhalefet, örtülü ödenek kanuna dair eleştirilerinde şu noktalarda birleşti:

-Anayasa’nın bütçeyle ilgili düzenlemesine aykırı. Cumhurbaşkanlığı bütçesinde olmayan bir ödenek kaleminin ihdası öngörülüyor. Bütçe Kanunu’nun yasalaşma sürecine paralel bir süreç gerektirdiği için, Anayasa’nın 163’üncü maddesine de aykırı.

– 5018’te “Örtülü ödenek” başlıklı 24’üncü maddeyi değiştiriyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan’ın yetkilerine ortak oluyor. Teklifin “Cumhurbaşkanlığı bütçesindeki ödenekler bakımından ikinci ve üçüncü fıkralar kapsamında yer alan hususlar Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile belirlenir.

– Anayasaya göre, Cumhurbaşkanı tarafsızdır. Cumhurbaşkanı yürütmeyle ilgili görevlerinden dolayı tarafsız olması nedeniyle sorumsuzdur. Sorumluluğu olmayan, Anayasa gereği sorumsuz olan bir Cumhurbaşkanı’na istihbarat hizmetleriyle ilgili, doğrudan yürütmeyle ilgili, devletin gizli istihbarat faaliyetleriyle ilgili bir işlemi, bir görevi vermek mümkün değildir.

CHP, İÇ GÜVENLİK PAKETİ VE ÖRTÜLÜ ÖDENEK DÜZENLEMESİNİ AYM’YE GÖTÜRÜYOR
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, TBMM Genel Kurul’dan geçerek yasalaşan iç güvenlik paketi ile Cumhurbaşkanı ve ailesine kullanma yetkisi verilen örtülü ödenek düzenlemesini Anayasa Mahkemesi’ne götüreceklerini söyledi.

AKP iktidarının 13 yılda Türkiye’yi getirdiği noktanın “polis devleti kurulması” olduğunu iddia eden Hamzaçebi, bu yöndeki tekliflerin Genel Kurul’da dün yasalaştığını ifade etti.

Demokrasi açısından kara bir gece yaşandığını ileri süren Hamzaçebi, “Demokrasimize saray darbesi yapılmıştır. Saray, artık demokratik kurum değil, bir korku evidir. Adalet ve Kalkınma Partisi dün gece parlamentoyu Saray’a teslim etti. Saray’da artık paralel bir yapı vardır” ifadesini kullandı.

Hamzaçebi, şunları söyledi:

“Ancak 13 yıl sonunda Türkiye’de adaletin, özgürlüğün, demokrasinin değil, baskının devletini kurdular. Bugün artık iktidarda halkına hizmet eden değil zulmeden bir parti vardır. Halkın gücüyle değil, polisin gücüyle ayakta kalmayı hedefleyen bir iktidar vardır.

İlk yıllarında özgürlük, demokrasi, AB uyumu gibi düzenlemeleri küçük paketlerle getirdiler, şimdi onları da büyük torbalara katarak götürüyorlar.

Artık örtülü ödeneği ile Saray’da başka bir devlet vardır. Türkiye’de böyle bir tabloda kendisini Başbakan zanneden bir kişi vardır. Dün gece hükümet meşruiyetini kaybetti.

Sorgusuz gözaltı yetkisi veren, bir arabayı durdurup karı kocaya ‘çıkarın elbiselerinizi üst araması yapacağım’ yetkisi veren hükümet meşru değildir. Meşruiyet parlamento çoğunluğu değildir. Bunu parlamento çoğunluğundan ibaret zanneden zavallılar var. Dün gece kabul edilen düzenlemelerde halkın rızası yoktur.

Kimse molotofun arkasına saklanmasın. Sayın Davutoğlu, molotofun arkasına saklanma çık ve de ki ‘Ben vatandaşın üstünü başını, çoluk çocuğunu arayacağım.’ Demokratlığı sahtedir, saraya teslim olmuştur. Sayın Davutoğlu seçimlere nasıl girecek, neyi savunacak?” /zete

Editör: Wan Haber