Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin seçim beyannamesi açıkladı.


“YA BU VATANDA YAŞAYACAĞIZ YA BU VATAN UĞRUNA SEVE SEVE CAN VERECEĞİZ”

Ankara Arena Kapalı Spor Salonu’nda ‘Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek’ ana başlığındaki seçim beyannamesinin tanıtımını gerçekleştiren Bahçeli, vaatlerini sıralayarak “Önemle altını çiziyorum, asgari ücret net 1400 liraya çıkaracağız. Asgari ücretlilere, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vereceğiz. Evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapacağız. Taşeron işçilerin sorunlarını çözüme kavuşturacağız, köleliği andıran işçi çalıştırma düzenine son vereceğiz. Kamuda çalışan taşeron işçileri kadroya geçireceğiz. Emeklilerimize Mart ve Eylül aylarında 1400’er lira olmak üzere yılda iki asgari ücret tutarında Emekli Destek Ödeneği hakkı tanıyacağız” dedi.

Partisinin seçim bildirgesini açıklayan Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirerek “Türk milleti ve Türk milliyetçiliği geçmişte yaşanılan travmalardan ve ihanetlerden ders çıkartmıştır. Aziz milletimiz son yurduna şehit kanıyla çizilmiş sınırlarına, asli unsurun ocağına gözleri ve hatıraları arkada kalarak dönmüşlerdir. Bu tarihten sonra büyük Türk milleti için dönülecek başka toprak parçası, gidilecek başka göç güzergahı ve verilecek başka vatan köşesi asla ama asla kalmamıştır. Burasının adı Türkiye Cumhuriyeti, milletinin adı ise büyük Türk milletidir. Ya bu vatanda yaşayacağız ya bu vatan uğruna seve seve can vereceğiz. Ya bu topraklar üzerinde yaşayan millet bir ve kardeşçe kalacaktır ya da Türk milletinin kayıplarına yeni halkalar eklenecektir. Göbek bağımızın kesildiği yer daima son nefesimizi vereceğimiz yer olacaktır. Bu hakikati ne Recep Tayyip Erdoğan ne Davutoğlu ne İmralı canisi ne bölücü mihraklar ne de küresel iş birlikçileri değiştiremeyecektir” diye konuştu.

“U DÖNÜŞÜ YAPARAK İNKAR EDEN KİM OLURSA OLSUN NANKÖRDÜR, RİYAKARDIR”
 

Milliyetçilik üzerinden Erdoğan’ı eleştiren Bahçeli, “Milliyetçilik kirli niyetlerin, hain taleplerin, küresel projelere tutunanların diline dün yakışmadı, bugün de yakışmayacaktır. Milliyetçilik her şeyden önce mensubiyet bilincine erişmiş yüce gönüllerin ahlaki, vicdani ve manevi mukafatıdır. Bayrağın indirilmesine seyirci kalan, vatan topraklarını bırakıp kaçan bir adam olsa olsa milliyet fukarası, millilik yoksunudur. Milleti 36’ya ayıran birisi milliyetçiliğin olsa olsa düşmanıdır. Dava arkadaşlarıma faşist, kafa tasçı, Fatiha bilmeyenler diyerek aşığlayan bir adamın değil milli olmasından bahsetmek insani değerleri bile tartışılmalıdır. Milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum, sözlerini kurşun gibi ağzından çıkaran, PKK ile masa kurup oturan sonra U dönüşü yaparak bunu inkar eden kim olursa olsun nankördür, riyakardır. Bu itibarla Erdoğan her şey olabilir. Her makama ulaşabilir. Ancak şu fani dünyada olamayacağı, layık görülemeyeceği bir tek şey varsa o da milliyetçiliktir” ifadelerini kullandı.
 

“BİZ RÜŞVETİ, KANUNSUZLUĞU KONUŞUYORUZ ONLAR İNCE İNCE İCRA EDİYORLAR”
 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu da milliyetçilik üzerinden eleştiren Bahçeli, “Diyarbakır’a gidince Kobani’yi selamlayan, Konya’da Mevlana’yı hatırlayan kimi zaman Ahmet Sani çoğu zaman fotokopi başbakan olan Davutoğlu’na da milliyetçilik 10 gömlek bol gelecektir. Sayın Davutoğlu, senin cibiliyetin, cüssen, cüretin milliyetçilikle ilgili konuşmaya el vermeyecek. Bu işin senin boyunu fersah fersah aşacaktır. Bartın’da şahsıma hitaben diyor ki ‘Orhun Anıtlarından bahseder ama Orhun Anıtlarının yolunu kim yapar?’. Davutoğlu diyor ki biz konuşuyor, onlar yapıyormuş. Doğrudur hakkı vardır. Biz hırsızlığın kötülüğünü konuşuyoruz. Onlar yapıyorlar. Biz ihaneti konuşuyoruz, onlar rekor kırıyorlar. Biz teröre teslimiyeti konuşuyoruz onlar uyguluyorlar. Biz rüşveti, kanunsuzluğu konuşuyoruz onlar ince ince icra ediyorlar. Sayın Davutoğlu, şayet Orhun Anıtlarının yolunu yaptırmak seni ve saraydaki efendini milliyetçi yapıyorsa Van’da Ermeni Kilisesini baştan aşağıya imar etmek acaba sizi ne yapacaktır? Yol yapmak sizi milliyetçi olmanıza yetiyorsa Yahudi cesareti madalyasını almak, Papa heykelleri altında imza atmak size ahngi sıfat ve ünvanı kazandıracaktır? Yol yapmakla milliyetçi oluyor idiyseniz 1 trilyon 370 milyar liraya kaçak saray diktiğinizde bu millet size ne diyecektir?” şeklinde konuştu.
 

“ŞEHİT KATİLLERİYLE YEDİĞİ İÇTİĞİ AYRI GİTMEYEDEN MİLLİYETÇİ OLMAZ”
 

Bahçeli, “Erdoğan ve Davutoğlu’nun sandık görülünce ayarı kaçmıştır. Birden bire milliyetçilik maskesini takmışlardır. Bunlar yeri gelmiş başörtüsünü kafalarına geçirmişler yeri gelmiş İmam Hatip Liselerinin bahçesine saklanmışlardır. Yeri gelmiş batıcı yeri gelmiş doğucu olmuşlardır. Ara sıra liberal bazen komünist sık sık ABD’ci, Putin’ci, Barzani yandaşı ve İmralı havarisi ve her zaman da vicdanlarda bölücülükten hüküm giymişlerdir. Bunların öğüttükleri yalan ürettikleri fitnedir. Davutoğlu, Kastamonu’da şehitlerimizin her birine sahip çıktık demiştir. Süleyman Şah Türbesine biz sahip çıktık ifadesini kullanmıştır. Davutoğlu’na hatırlatıyorum. Şehide kelle ve birkaç mehmetçik demek sahip çıkmaksa evet sizin elinize kimse su dökemeyecektir. Süleyman Şah Türbesini nakliye kamyonlarına yükleyip korkakça terk etmek sahip çıkmaksa maşallah Davutoğlu’nun hakkı ödenemeyecektir. Davutoğlu’nun ne dediği neyi savunduğu kim olduğu muammadır. HDP-PKK ile sahnede itişip atışan kuytularda el ele gönül gönüle 7 Haziran sonrası koalisyon planları yapandan milliyetçi olmaz. Beyannamesinde Türk ifadesini tek bir yerde dahi kullanmayan 2023 Sözleşmesini PKK ile küresel cinayet şebekesiyle ve Haçlı organizasyonuyla yapandan milliyetçi olmaz. Vatan satandan, bayrak hasımlarından, şehit katilleriyle yediği içtiği ayrı gitmeyeden milliyetçi olmaz. Olamaz” açıklamasında bulundu.

“ANAFORCU AKP’Yİ ALKIŞLAYAN CHP’YE, ANARŞİST HDP’YE, ACI YAŞATAN PKK’YA KARŞI BİZİMLE YÜRÜ TÜRKİYE”
 

Ak Parti, CHP ve HDP seçmenlerinden oy isteyen Bahçeli, “Davutoğlu seçim meydanlarında mazlum milletlere 3,5 milyar dolar aktarmakla övünmektedir. Kimdir bu mazlum milletler? Mazlum Anadolu’nun dağında, ovasında, yaylasında, bağında, bostanındadır. Mazlum; esnaftır, emeklidir, işçidir, memurdur, duldur, çiftçidir, Başka coğrafyalarda mazlum aramak onlara küresel projeler kapsamında para saçmak utanmazlık ve savurganlıktır. Davutoğlu, kimin parasını kime vermektedir? Başbakan Suriyeli sığınmacılara 5,5 milyar dolar harcamaktan keyif almaktadır. Batman’da işçilerin kadro talebine nankörlük diyenler, aç ve yoksul miyonları makarna ve bulgurla avutanlar bir kalemde milletin 9 milyar dolarına çar çur etmekten gurur duymaktadır. Erdoğan ve Davutoğlu milletin kesesinden kimlere ağalık taslamaktadır? Başkalarına gelince veren el milletimize gelince kısan ve çok gören el olan Davutoğlu ve AKP’nin sonu artık gelmiştir. AKP’ye oy vermiş kardeşim gel bizimle yürü. CHP’ye ve diğerlerine oy veren vatandaşım buyur bizimle yürü. Kararsız duran, henüz tercihini yapmamış kardeşim biliyorum kaygılısın, korkuların var. Elin AKP’ye gitmiyor. Diğerlerine varmıyor, o halde gel bu defa saflarımıza katıl. Türkiye için, gelecek için, güvenlik ve refah için bizimle yürü. Yolunu sapıtmışlara karşı bizimle yürü Türkiye. Yolsuzluğa, yoldan çıkmışlara karşı bizimle yürü Türkiye. Teröristlere karşı, bölünmeye karşı, ekonomik kaos ve yıkıma karşı, anaforcu AKP’yi alkışlayan CHP’ye, anarşist HDP’ye, acı yaşatan PKK’ya karşı bizimle yürü Türkiye” dedi.

“ERDOĞAN, VATANA İHANET SUÇUNU ÇOKTAN İŞLEMİŞ; SİCİLİNDE BEYAZ NOKTA KALMAMIŞTIR”
 

Erdoğan’ın ‘Cumhurbaşkanlığı çökmüştür’ şeklindeki açıklamalarını eleştiren Bahçeli, “Erdoğan 30 Nisan günü, inanılması kolay olmayan sözlere imza atmıştır. 10 Ağustos 2014 tarihinde Cumhurbaşkanlığının çöktüğünü iddia etmiştir. Biz zannediyorduk ki Türk milleti bu tarihte Cumhurbaşkanı seçmiştir. Fakat bu şahsa göre Cumhurbaşkanı seçilmemiş çökertilmiştir. Madem Cumhurbaşkanlığı çöktüyse Erdoğan, bu makamda niçin oturmaktadır? Çöken bir makamı kullanarak AKP’ye siyasi destek içerikli açılış ve temel atma törenlerine hangi yetkiyle katılabilmektedir? Cumhurbaşkanlığını rejim muhafızlığı olarak lanse eden Erdoğan, Başkanlık makyajlı hangi rezil rejimi Türkiye için tek başına planlamaktadır? 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı çöktü, demek milletimizin verdiği ruhsat ve göreve ihanettir. Çöken Cumhurbaşkanlığı değil, Erdoğan’dır. Erdoğan, vatana ihanet suçunu çoktan işlemiş, sicilinde beyaz nokta kalmamıştır” diye konuştu.

“KANDİL’DE MASA DEĞİL DE MİNDER Mİ BULUNUYORDU?”
 

Çözüm sürecine yönelik açıklamalarda bulunan Bahçeli, “Erdoğan, Slovakya’nın başkentinde kendisini karşılamaya gelen gurbetçi kardeşlerimize dünyanın gözü önünde Başkanlık sistemini övmüştür. Türkiye’nin onca meselesi dururken şuur noksanlığını ispatlayan Erdoğan ne yazık ki şunları söylemiştir. ‘Şu anda giydiğimiz gömlek dar geliyor. Bu vücut artık bu gömleğe tahammül edemiyor. Bize bundan sonra yakışacak gömlek, yeni bir idari yapılanmadır. Bu da Başkanlık sistemidir’ Tavsiyemiz gömleği dar geliyorsa ya diyet yapmalı ya da kaderine razı olmalıdır. Biz Erdoğan’ın nasıl bir gömlek düşlediğini biliyoruz. Biz Erdoğan’ın elinin altında olan gömleğin arka yüzünde ABD ön yüzünde AB iki yanında PKK ve İmralı canisinin yazılı olduğunun farkındayız. Türkiye’nin değiştirecek gömleği yoktur. Üzerimizdeki gömlekte şehitlerimizin çıkmayacak kan izi vardır. Kuveyt’ten dönerken terör örgütü ile aynı masada oturmak devletin çöktüğü anlamına gelir, sözleri Erdoğan’a aittir. Bugüne kadar Oslo’dan İmralı’ya kadar nerede oturuyordunuz? İmralı’da masa değil de sedir mi vardı? Kandil’de masa değil de minder mi bulunuyordu? Dolmabahçe’de İmralı canisinin mesajlarını sevinç içinde okurken nerede oturuyordunuz?” ifadelerini kullandı.

MHP’NİN HEDEFLERİ
 

Devlet Bahçeli, hedeflerini sıralarken şunları söyledi:

“Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye’yi küresel güç ve lider ülke yapma yolunda kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerle kamuoyunun karşısına çıkmaktadır.

Kısa vadeli hedefimiz; tek başına iktidar olmaktır.

Milletimiz yetki verdiği taktirde, 2015-2019 yıllarını kapsayan birinci iktidar dönemi sonuna kadar tahrip edilen Türkiye’nin onarılmasını, çözülen milletin bütünleştirilmesini, demokrasinin güçlendirilmesini sağlayacağız.

Bu dönemde Türkiye’nin küresel güç olması yolunda ihtiyacı olan çağdaş normlarda bir devlet ve toplum düzeninin gerektirdiği kurum ve kuralları tesis edeceğiz.

AKP’nin anti-demokratik, vesayetçi, kayırmacı, hukuk tanımaz, kişi güvenliğini ihlal edici, özgürlükleri kısıtlayıcı bozuk düzenine son vereceğiz.

Hükümetin devletin kurumları, milli ve manevi değerlerimiz ile vatandaşlarımız üzerinde oluşturduğu her türlü tahribatı onaracağız.

Her bakımdan toparlanmanın sağlanacağı bu dönemde; terörü tamamen bitirerek toplumsal huzur ve güveni temin edeceğiz.

İşsizlik ve yoksulluk sorununu önemli ölçüde hafifleterek vatandaşlarımızın refah düzeyini yükselteceğiz.

Ağırlıklı olarak 2016-2019 yıllarını kapsayacak olan birinci iktidar döneminde; yıllık ortalama yüzde 5,2 büyüme ve 700 bin yeni istihdam sağlayacağız.

Dönemin sonunda GSYH 1,1 trilyon dolara, kişi başına milli gelir 13,3 bin dolara, ihracat 239 milyar dolara erişecektir.

Ve istihdam yaklaşık 29,1 milyon kişiye ulaşacaktır.

2014 yılında yüzde 45,5 olan işgücüne katılım oranını inşallah yüzde 47,8’e çıkaracağız.

Orta vadeli hedefimiz 2019-2023 yıllarını kapsayan ikinci iktidar dönemi sonunda, Türkiye’nin bölgesel güç haline gelmesi, siyasi ve sosyal sorunları aşarak küresel ölçekte söz sahibi olmasıdır.

2019-2023 yıllarını kapsayan MHP iktidarı Türkiye’nin bölgesel güç ve küresel aktör olma, 2023 yılı vizyonunu yakalama dönemi olacaktır.

Bu kapsamda MHP iktidarında kaynaklar harekete geçirilerek, ileri teknoloji kullanan, yüksek katma değer ve istihdam yaratan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip bir üretim yapısı tesis edilecektir.

2015 yılında başlayan “Onarım, Bütünleşme ve Atılım” döneminden sonra, mevcut kaynak, imkân ve kabiliyetleri stratejik bir vizyonla harekete geçireceğiz.

Vatandaşlık bilincinin güçlendirilmesi; tarih ve inanç temelinde kaynağını bulan ortak değerler ekseninde bütünleşilmesi MHP’nin tek başına iktidarında geçecek olan sekiz yıllık dönemin sonunda gerçekleştirilmiş olacaktır.

Yıllık ortalama yüzde 6,6 büyüme ve 1 milyon 25 bin yeni istihdamın sağlanacağı bu dönemin sonunda GSYH 1,7 trilyon dolara çıkacaktır.

Kişi başına gelir 20 bin dolara, ihracat 400 milyar dolara yükselecektir.

İstihdam sayısı da 33,2 milyon kişiye ulaşacaktır.

Uzun vadeli stratejimiz ise 2053 yılında Türkiye’nin “Küresel Güç ve Lider Ülke” olmasını sağlamaktır.

Siyasi faaliyetlerimizin temeline demokrasinin güçlendirilmesini, hukukun üstünlüğünün sağlanmasını ve her alanda adaletin hakim kılınmasını oturtuyoruz.

Partimiz Anayasa’nın, genel sınırlama hükümlerinden daha çok, genel koruma hükümlerine yer vermesini, özgürlükleri esas almasını ve bir “Toplum Sözleşmesi” niteliğinde olmasını gerekli görmektedir.

Anayasa değişikliği veya yeni bir anayasa yapılması kapsamında hiçbir şekilde tartıştırmayacağımız hususlar şunlardır:

Farklı etnik kimliklere siyasi ve hukuki statü tanınarak çok parçalı millet yapısı oluşturulmasına,

Kişi hak ve özgürlüklerinin etnik temelli kolektif haklara dönüştürülmesine,

Türkçe dışındaki dillere ve farklı kültürlere statü kazandırılarak yapay azınlık yaratılmasına,

Vatandaşlarımızın birbirleriyle ve milletin devletle çatıştırılmasına zemin hazırlanmasına,

Milli kimlik tanımının değiştirilerek Türkiyelilik kavramının esas alınmasına,

Vatandaşlık bağının Türk milleti kavramı yerine ikame edilmeye çalışılmasına,

Türkçe dışındaki başka dillerde ana dil eğitim yapılmasına,

Türkiye’nin idari yapısının değiştirilerek yerel yönetimlerin mahalli parlamento olarak çalışacağı özerk bölgeler sisteminin hayata geçirilmesine tamamen karşıyız ve karşı duruyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter milli devlet yapısını esas alan parlamenter sistemi, demokratik siyasi sistemin sürdürülebilmesi bakımından gerekli görüyoruz.

Ve Türk milletine en uygun yönetim şekli olarak değerlendiriyoruz.

Anayasa ihtiyacını toplumsal gereklilikler yerine devleti ve milleti parçalanmaya götürecek bir sistem değişikliğine endeksleyen siyasi yaklaşımı açıktan reddediyoruz.

Terörün bitirilmesi için devletin güvenlik güçleriyle meşru zeminlerde ve tüm ülke sathında etkili bir mücadele vermeye son derece kararlıyız.

Güvenlik güçlerimizi kışla ve karakollara hapseden uygulamalara mutlaka son vereceğiz.

Herkes bilsin ki, terörün ve bölücülüğün kökünü kurutacağız.

Terörle pazarlıklar derhal bitirilecek, ihanet süreci bıçak gibi kesilecek, ihanete ortak olanlar adalete sevk edilecektir.

Adaleti, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi ve devletin temeli olarak değerlendiriyoruz.

Bu nedenle yargı, insanların tereddütsüz güvenebileceği, adalet duygusunun zihinlerde ve kalplerde yer ettiği bir yapıda olacaktır.

Yargıyı mevcut tartışmalardan çıkartarak etkin, erişilebilir, hızlı ve adil kararlar vereceği bir yapıya büründürecek ve süratle adalete güveni artıracağız.

Kadınlarımıza, çocuklarımıza, engellilerimize ve yaşlılarımıza yönelik şiddet olaylarında dava zamanaşımı kaldırılacak, harç ve benzeri mahkeme masrafları alınmayacaktır.

Yolsuzlukların önlenmesinde etkinliği sağlamak amacıyla denetim sistemi, yapısal ve işlevsel olarak yeniden düzenlenecektir.

“17-25 Aralık zanlıları” başta olmak üzere tüm yolsuzlukların üzerine titizlikle gidilecek, devlet malına el uzatanlardan, kul hakkı yiyenlerden, rüşvetçilerden, soygunculardan ve hortumculardan hesap sorulacaktır.

Yolsuzluk yoluyla elde edildiği hukuki olarak tespit edilen her türlü varlığa el konulması ve suçluların bu varlıktan mahrum bırakılması amacıyla, yolsuzluktan suçlu görülen kişilerin servetlerinin nerede ve kimin adına kayıtlı olursa olsun, zaman aşımı gözetilmeksizin el konulması hukuken sağlanacaktır.

Yolsuzlukları önlemek, yolsuzluklarla mücadelede etkin ve kalıcı politikalar üretmek ve ilgili kuruluşlar arasında eşgüdüm sağlamak üzere, özerk bir “Yolsuzlukla Mücadele Kurulu” oluşturulacaktır.

EKONOMİK HEDEFLER

Partimizin ekonomi politikaları iki ana eksenden oluşmaktadır.

Birincisi milletimizin karşı karşıya olduğu borçluluk, geçim sıkıntısı ve fakirliğe çare olacak acil önlemlerden oluşan “Rahatlatıcı politikalar”’dır.

İkincisi ise bununla eş zamanlı olarak Türkiye’yi geleceğe taşıyacak “Kalkınma politikaları”dır.

Bu politikalarla ekonomide “onarım ve atılım” gerçekleştirilecektir.

Bu amaçla ülkemizin kendi imkân ve şartları ile doğal ve beşeri kaynaklarını dikkate alan “Üreten Ekonomi Programı” uygulamaya konulacaktır.

Program, ileri teknoloji kullanan, yenilikçiliği, verimliliği ve istihdamı gözeten, gelirin adil bölüşümünü esas alan, rekabet gücü yüksek üretim ekonomisini tesis etmeyi, aynı zamanda sosyal dokuyu güçlendirmeyi hedeflemektedir.

Ekonomi politikalarının merkezine insanı koyan; eşitlik, ahlak ve adalet ilkelerini gözeten bir yönetim anlayışıyla halkın refahının artırılması temel hedefimiz olacaktır.

Uygulayacağımız Üreten Ekonomi Programıyla ulaşmak istediğimiz hedefler şunlardır:

* Sürdürülebilir ve yüksek bir büyüme ortamını tesis etmek,

* Ekonominin dış kaynak bağımlılığını azaltarak şoklara karşı dayanıklı hale getirmek ve kırılganlığını azaltmak,

* Fiyat istikrarını sağlamak,

* Büyümeden taviz vermeden cari açığı kontrol altına almak,

* Maliye politikasını makro politikaları destekleyici şekilde yürütmek,

* İstihdamı teşvik edici bir işgücü piyasası kurmak,

* Ar-Ge payını artırmak, bilgiyi ticarileştirmek, yenilikçiliği ve girişimciliği kurumsallaştırmak, dünyada Türk markalı ve patentli ürünleri yaygınlaştırmak,

* Ekonomide kaynakları üretken alanlara yönlendirmek,

* Firmaların ve hane halkının borç yükünü azaltarak sürdürülebilir hale getirmektir.

AKP’nin yanlış ekonomi politikaları nedeniyle, önceki üç yılda olduğu gibi 2015 yılında da çok düşük gerçekleşeceği tahmin edilen büyüme, MHP iktidarında oluşacak güven ve istikrar ikliminde alınmaya başlanacak yapısal tedbirlerle, 2016 yılından itibaren kademeli olarak artmaya başlayacaktır.

Sanayi yatırımlarına ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak yatırım bankacılığı desteklenecektir.

Bankacılık kesimini reel sektöre sürekli olarak mali destek verebilir hale getirecek tedbirler alınacaktır.

Kredi Garanti Fonu yeniden yapılandırılarak kaynakları artırılacak, Kredi Garanti Fonu ve risk sermayesi sistemi etkin hale getirilerek KOBİ’lerin teminat sorunu çözülecektir.

Yatırım yapanlara, istihdam, üretim ve ihracat artışı sağlayanlara yönelik vergi indirim ve kolaylıklarını içeren bir program uygulamaya konulacaktır.

Yüksek teknolojili, yüksek katma değer ve istihdam sağlayan yatırım projelerine yüzde 100’e kadar yatırım indirimi verilecektir.

Sanayinin kullandığı girdilerin fiyatlarını yükselten fon ve benzeri kesintiler gibi maliyet dışı unsurlar kaldırılacaktır.

Üretim ve ticareti olumsuz etkileyen harç ve damga vergisi gibi işlem vergileri azaltılacaktır.

İstihdam üzerindeki vergi ve diğer yükümlülükler hafifletilecektir.

Makine teçhizat alımları için kredi kullanımında Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi alınmayacaktır.

Vergi politikalarında rekabet gücünü azaltan istisna, muafiyet ve indirimler azaltılacaktır.

Vergi mükelleflerinin üretim ve ticaretine ilişkin belgelendirdikleri harcamaların gider konusu yapılması sağlanacaktır.

Vadeli satışlarda KDV erteleme sistemi getirilecektir.

Vergisini düzenli ödeyen mükellefler ödüllendirilecektir.

Yük ve yolcu taşımacılığında demir yolu ve deniz taşımacılığının payı artırılacaktır.

Denizyolu-karayolu ve denizyolu-demiryolu kombine taşımacılığını geliştirecek projelere öncelik verilecektir.

“Çanakkale boğaz geçişi” projesi gerçekleştirilecektir.

Transit yük taşımacılığı açısından uygun olan limanların kapasitesi artırılacaktır.

Sanayi odaklarının liman ve ana hat demiryolu bağlantıları gerçekleştirilecektir.

Esnaf ve sanatkârımız güçlendirilerek faaliyetlerine dinamizm kazandırılacaktır.

Meslek standartları geliştirilecek, esnafımıza ihtisas kimliği kazandırılacak ve mensubiyet bilinci oluşturulacaktır.

Esnaf ve sanatkârımızın uygun krediye ve dış pazara erişimi kolaylaştırılacak, krediye erişimini engelleyen teminat sorunu ortadan kaldırılacaktır.

Ürettikleri malların dış pazarlarda tanıtılması ve fuarlara katılmaları için özel teşvik sistemleri geliştirilecektir.

AVM yasası, esnafın haklarını koruyacak şekilde yeniden düzenlenecektir.

Her kesimin rahatlıkla ulaşabileceği yerlerde AHİKENT merkezleri açılacak, bireylerin becerileri doğrultusunda iş edinmelerine ve kendi işlerini gerçekleştirmelerine imkân verecek destek sağlanacaktır.

Yeni işyeri açan esnafımıza beş yıl süreyle vergi ve prim avantajı sağlanacaktır.

Esnafımızın gelirinin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi uygulanacaktır.

Şoför esnafımızın yenilemek için alacağı ticari araçtan vergi alınmayacaktır.

Ve bu kategorideki kardeşlerimize yıpranma payı hakkı verilecektir.

Yük ve yolcu taşımacılığı yapan esnafımıza vergisiz akaryakıt imkanı sunulacaktır.

Esnaf ve sanatkârımızın geçmiş hizmetlerine borçlanma hakkı tanınacaktır.

Esnaf ve sanatkârlarımızın hastalık ve ayakta tedavi süresinde geçici iş göremezlik ödeneği alabilmeleri konusunda düzenleme yapılacaktır.

Ve en önemlisi emekli aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmeyecektir.

Tarım sektörü rekabet gücü yüksek bir yapıya kavuşturulacaktır.

Tarımda modern işletmeciliğe dönüşüm sağlanacaktır.

Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı önlenecektir.

Genetiği bozulmamış ürünlerin korunması ve geliştirilmesine önem verilecektir.

Gıda güvenliği ve güvenilirliği çağdaş normlara ulaştırılacaktır.

Mazot, gübre ve yem üzerindeki vergiler kaldırılacak ve çiftçimizin canını yakan mazot, herkes duysun ki, 1 Lira 75 Kuruş olacaktır.

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ

Toplumun tüm kesimlerine insana yaraşır iş fırsatlarının sunulduğu, işgücünün niteliğinin yükseltilip etkin kullanıldığı, iş sağlığı ve güvenliği şartlarının iyileştirildiği bir işgücü piyasası oluşturacağız.

Önemle altını çiziyorum, asgari ücret net 1400 liraya çıkaracağız.

Asgari ücretlilere, büyük şehirlerde her ay 100 lira şehir içi ulaşım desteği vereceğiz.

Evi olmayan muhtaç ailelere 250 lira kira yardımı yapacağız.

Böylece asgari ücret açlık sınırının üzerine çıkarılacak, büyükşehirlerde başını sokacak bir göz evi olmayan asgari ücretlinin 1750 lira alabilmesi mümkün olacaktır.

Asgari ücretten vergi almayacağız, ücretlilerin asgari ücret kadar gelirini vergi dışı bırakacağız.

Yıllık ortalama 700 bin kişiye iş imkanı oluşturacağız.

Yardıma ihtiyaç duyan ailelerin en az bir ferdine iş imkânı, iş sağlanana kadar 700 lira “Aile Desteği” vereceğiz.

Taşeron işçilerin sorunlarını çözüme kavuşturacağız, köleliği andıran işçi çalıştırma düzenine son vereceğiz.

Kamuda çalışan taşeron işçileri kadroya geçireceğiz.

Emeklilerimize Mart ve Eylül aylarında 1400’er lira olmak üzere yılda iki asgari ücret tutarında “Emekli Destek Ödeneği” hakkı tanıyacağız.

Böylece çiftçi, esnaf, işçi, memur ile Cumhurbaşkanı ve milletvekili emeklisi aynı tutarda ödenek alacaktır.

Emeklilerimizin banka promosyonu alabilmelerinin önünü açacağız.

Esnafımızın emekli aylığından kesilen sosyal güvenlik destek primini kaldıracağız.

Aile hekimliği sisteminin güçlendirilmesiyle birlikte sağlık hizmetinde alınan ek ücret ve katılım payı uygulamasına son vereceğiz.

Emeklilerimizi enflasyona ezdirmeyecek, emekli aylığı zammını tüketim kalıplarına göre özel bir endeksle belirleyeceğiz.

Emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği gidereceğiz, emekli aylığı hesabındaki refah payını çoğaltacağız.

Emeklilikte yaşa ve prim gün sayısına takılanların mağduriyetini mutlaka gidereceğiz.

Kadın istihdamını yaygınlaştıracağız.

Kadınlara sigortalılık öncesi doğumlar için doğum borçlanma hakkı getireceğiz.

Çalışmayan ev hanımlarına mesleki beceri kazandırarak aile bütçesine ve ülke ekonomisine katkıda bulunmalarına destek olacağız.

Aile birliğinin korunması amacıyla çalışan eşlerin aynı il içinde görev yapmalarını tesis edeceğiz.

Girişimci kadınlara yüzde ellisi hibe olmak üzere finans desteği vereceğiz.

Kadınlara yönelik şiddet ve ayrımcılıkla kararlı şekilde mücadele edeceğiz.

Şiddete maruz kalan kadınlara adli yardım desteği sağlayacağız, bu çerçevedeki davaları zaman aşımından ve mahkeme harç ve masraflarından muaf tutacağız.

Tüm vatandaşlarımızı kapsayan bir “aile avukatlığı” sistemi oluşturacak, hukuki koruma sigorta sistemini genelleştireceğiz.

Her öğrenciye öğrenim süresince başarılı olmak kaydıyla 10 bin liraya kadar yükseköğrenim kuponu vermekle birlikte, işe girince faizsiz olarak dört yılda tahsil edeceğiz.

Evlenecek ihtiyaç sahibi gençlerimize kamu bankaları aracılığıyla 10 bin lira tutarında, 2 yıl vadeli ve faizsiz evlilik kredisi alabilme imkânı getireceğiz.

Çocuklarımızın hayat kalitesini iyileştirecek, geleceklerini teminat altına alacağız.

Sosyal refahı artıracak destekleyici düzenlemeler yapacağız.

Yoksul kardeşlerimizin üretici konuma getirilmesi esas olacak, sosyal dayanışma güçlendirilecek, hiç kimse aç ve açıkta bırakılmayacaktır.

Demokrasinin güvencesi orta sınıfı canlandıracağız.

Vatandaşımızın aldığı sosyal yardım ve destekler aynen devam ettirilecektir.

Sosyal hizmet ve yardımlarda hak arama imkânı getirilecektir.

Muhtaç ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayacakları harcama kartı “HİLALKART” imkânı sunulacaktır.

Kamu arazilerini yoksul vatandaşlarımıza tahsis edeceğiz.

Yetim ve öksüz evlatlarımıza aylık 100 lira bağlayacağız.

Çocuk parası adı altında yapılan “Şartlı Eğitim Yardımı” ve “Şartlı Sağlık Yardımı”nı en az 50 lira olacak şekilde artıracağız.

Yoksullara yönelik, bireysel veya toplu konut yatırımlarında her türlü belediye harç ve vergileri sıfırlayacağız.

Evi olmayan muhtaç ailelere sosyal konut, konut sağlanamadığı durumda ise 250 lira kira yardımı yapacağız.

Aylık 200 kilovatsaatin altında elektrik tüketen ailelere yüzde 75 indirim uygulayacağız.

Vatandaşlarımızdan elektrik kayıp-kaçak bedeli alınmayacak, sayaç okuma ve benzeri tüketime bağlı olmayan giderler yansıtılmayacaktır.

Vergi gelirleri içindeki dolaylı vergilerin payının azaltılması suretiyle vergide adalet sağlanacak, dar gelirlilerin vergi yükü hafifletilecektir.

Alacakların vasfı ne olursa olsun icra ve haciz uygulamaları hiç kimsenin gelirini asgari ücretin altına düşürecek şekilde uygulanamayacaktır.

Vatandaşlarımız, tüketici kredisi ve kredi kartlarından kaynaklı borç ve yüksek faiz sarmalının neden olduğu yoksulluk tuzağından kurtarılacaktır.

Yaşlılarımızın bilgi ve deneyimleri topluma sunulacaktır.

65 yaş aylığı 300 liraya yükseltilecektir.

Hiçbir yaşlımız aç, açıkta ve muhtaç durumda bırakılmayacaktır.

Belli nüfusun üzerindeki yerlerde “Yaşlı Bakım Evleri” yapılmasını hedefliyoruz.

Engelli kardeşlerimize işe yerleştirmede öncelik tanıyacak, kamudaki 24 bin engelli kotasının tamamına atama yapacağız.

Bu kardeşlerimizin tıbbî ve mesleki rehabilitasyon imkânlarını yükselteceğiz.

Engelli ve engelli yakını aylığını 400 liraya; ağır engelli aylığını 600 liraya çıkaracağız.

Gazilerin, şehit ailelerinin ve malûllerin öncelikli olarak işe yerleştirilmelerini, üretime katkıda bulunmalarını ve topluma kazandırılmalarını amaçlıyoruz.

Gazilerimize 3600 günde emekli olabilme hakkını vereceğiz.

Ordu ve polis vazife malullerinin özlük haklarını iyileştireceğiz, gaziler arasındaki eşitsizliği gidereceğiz.

Malul sayılmayan gazilerimizin mağduriyetlerini giderecek düzenleme yapacağız.

Şeref aylığı 1400 liraya yükseltilecek ve geliri olsun olmasın muharip gazilerimizin hepsine aynı tutarda ödeyeceğiz.

Ayrıca kamu personel rejimini, liyakati esas alan ve performansı değerlendiren anlayışla yeniden düzenleyeceğiz.

Kamuda çalışan taşeron işçiler, 4/C’liler, vekil, sözleşmeli ve geçici statüde çalışanları kadroya alacağız.

Geçici ve mevsimlik işçilerin mağduriyeti giderilecek, kamu işçilerine naklen atanabilme imkanı verilecektir.

Kamuda eşit değerde iş yapan eşit ücret alacak, ücret adaleti sağlanacaktır.

Kamuda çalışan şube müdürlerinin ek göstergesi 3000 olacak, müdürler, müdür yardımcıları, şef, memur ve yardımcı hizmetlilerin mali ve sosyal hakları ile ilgili kayıplar giderilecektir.

Dikkatinizi çekiyorum, kamu çalışanlarına yapılan tüm ek ödemeleri emekli aylıklarına ve hizmetin tamamını kıdem aylıklarına yansıtacağız.

Kamu çalışanlarına disiplin affı getirecek, bir derece hakkından yararlanmamış memurlarımıza bir derece vereceğiz.

Emekli ikramiyesinde yıl sınırını tümüyle kaldıracağız.

İmam ve müezzini olmayan cami kalmayacak, vekil imam ve müezzinlere kadro verilecektir.

Cemevi gerçeği, siyasi kaygılardan uzak, Cami-Cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilecek, inanç ve kültür hayatımızın bir unsuru olan Cemevlerine devlet yardımı yapılacaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı, Alevi İslam inancını da bünyesinde temsil edecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.

Öğretmen ihtiyacı olan hiçbir okul bırakmayacağız.

Derslik ihtiyacı tamamlanacak, atanmayı bekleyen öğretmenlerin tamamı kademeli olarak sınıflarına kavuşacaktır.

Öğretmenlerin 3600 ek göstergeden yararlanmalarını hedefliyoruz.

Öğretmenlerin, ek ders ücretleri ile eğitim ve öğretim tazminatlarını yükselteceğiz, eğitime hazırlık ödeneğini artırarak eğitim kurumlarında çalışan tüm personele de ödeyeceğiz.

Eğitime katkı amacıyla her çocuk için ailesi tarafından yapılacak katkının yüzde ellisine kadar oranda devletin katkıda bulunmasıyla bir “Eğitim Destek Hesabı” kuracağız.

Bu hesapta biriken miktarın özellikle yükseköğretim aşamasında kullanılmasını öngören güçlü bir destek mekanizması geliştireceğiz.

Diğer yandan Sağlık Bakanlığı bünyesinde istihdam kargaşasını sona erdireceğiz, aynı işi yapan sağlık çalışanlarını aynı mali ve sosyal haklarla buluşturacağız.

Sağlık çalışanlarına yıpranma payı hakkı vermenin yanında, ek ödemeleri emekliliklerine yansıtacağız.

İnfaz koruma memurlarının yıpranma payı hakkını yeniden vereceğiz, mübaşir, zabıt katibi ve diğer adalet çalışanlarının özlük haklarını iyileştireceğiz.

Emniyet çalışanlarımızın çalışma şartlarını ve özlük haklarını iyileştirerek, bu kapsamda polislerin ek göstergesini 3600’e yükselteceğiz.

Astsubayların intibaklarını yapacak, haklarını verecek, uzman jandarma ve uzman erbaşların tüm mağduriyetlerini ortadan kaldıracağız.

SİYASİ VAATLER

Hizmet yönünden yerel yönetimin federasyon ve benzeri bölgesel yönetimlere dönüştürülmesine izin vermeyeceğiz.

Büyükşehir sınırını mülki sınır yapan düzenlemeyi kaldıracağız.

Kapatılan belde belediyeleri, özel idare ve köyleri yeniden kuracağız.

İl genel meclisi üyeleriyle birlikte büyükşehir belediye meclisi üyelerini sosyal güvenceye kavuşturacak, aldıkları huzur hakkını iyileştireceğiz.

Köy kalkınma planları yapacağız, merkez köyler oluşturacağız, köy sosyal yaşam ünitelerini geliştireceğiz.

Tarım-sanayi entegrasyonunun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan “Tarım Kentleri” kuracağız.

KAYNAKLAR

Bugün aziz milletimizin değerlendirmesine özetle sunduğum Seçim Beyannamemizde yer alan Üreten Ekonomi Programı’nın hedeflerinin, ekonomik ve sosyal politika, yardım ve desteklerin mali kaynakları her yönüyle hesaplanmış ve karşılığı belirlenmiştir.

Kaynak bulma konusunda göstereceğimiz teminat ve referans, şahıslarımız olmadığı gibi, kaynaklarımız da hayali ve afaki değildir.

Sözümüz Milliyetçi Hareket sözüdür, programlarımızın kaynağı da ayrıntılı olarak hesaplanmıştır.

Seçim Beyannamemizde yer alan taahhütlerimizin getireceği mali yük toplamını 71,9 milyar Türk lirası olarak öngörmekteyiz.

Mali kaynaklarımızı beş ana başlık altında toplamak mümkündür:

1 Toplumsal bir seferberlik başlatılarak kayıtdışılıkla etkin mücadele sonucu vergilerde performans artışı sağlanmasından elde edilecek ilave kaynak 13,4 milyar Türk Lirası,

2. Kaçakçılıkla etkin mücadele edilmesinden sağlanacak ilave kaynak 6,2 milyar Türk Lirası,

3. Devletin mal ve hizmet alım giderleri ile bir kısım cari transfer kalemlerindeki israf, savurganlık ve yolsuzlukların azaltılmasından elde edilecek gider tasarrufu 23,3 milyar Türk Lirası,

4. Bir kısım rantiyeci azınlıkça elde edilen imar rantının vergilendirilmesinden sağlanacak 12 milyar Türk Lirası,

5. Uygulayacağımız ekonomik program sayesinde elde edilecek yüksek büyüme performansının sağlayacağı 17 milyar Türk Lirası,

Böylece, taahhütlerimizin mali yükünü karşılamak üzere, ekonomide oluşturulacak toplam ilave kaynak 71,9 milyar Türk Lirasına ulaşacaktır.

Bu miktar Seçim Beyannamemizdeki program, proje, ekonomik ve sosyal yardım ve desteklerin toplam maliyetini karşılamaktadır.” (DHA, ZETE)

Editör: Wan Haber