Beşyol Meydanı’nda düzenlenen demokrasi nöbeti, Tuşba Belediyesi Semazen ve İlahi Grubu’nun birbirinden güzel ilahileri seslendirmeleri ile başladı.

Demokrasi nöbetine katılan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, daha önce yaşanan darbelere değindi.

Türkiye’nin her on yılda bir darbelerle karşılaştığını ifade eden Yalçın, “Menderes’i idam etmeden önce ‘Menderes öldü’ diye bir anons geçtiler ve baktılar milletten tepki var mı? Baktılar ki tepki yok, o zaman sıkıntı yok devam dediler. Çünkü darbeyi yapanlar şuna inanıyorlar. Silahın gücü, tankın gücü insanlardan daha güçlüdür. Ama yanıldılar. 15 Temmuz’da halkın gücünün, tankın gücünden daha yüksek olduğu ortaya çıktı. Bundan dolayı 15 Temmuz, tarihi değiştiren bir gün olarak tarihe kaydoldu. 70’de, 80’de darbe yaptılar bunların arkasında hep aynı kafa vardı. Aynı ülkeler vardı ve içimizden ‘bizim çocuklar’ dediklerini kullandılar. Her defasında ‘bizim çocuklar’ diyecekleri birilerini mutlaka ama mutlaka buldular. Çünkü bu ülkede aydın görünümlü hainler var” dedi.

20 gündür meydanlardaki destanı tüm dünyanın ibretle, hayretle ve büyük bir imrenişle takip ettiğini vurgulayan Yalçın, “Bu milletin destansı duruşunu izlerken bazı batılı aklı basmayanlar, Türkiye’deki Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan gücünü nereden alıyor diye soruyorlar? Nereden aldı diyenlere ben söylüyorum. Van’dan alıyor, Van’dan. Gücünü sokaklara inen ve olaylara el koyanlardan alıyor. Tankın önlerinde yatanlardan, mermiye kafa atanlardan alıyor. Onun için aklı basmayanların aklını başından alacak bir millet var meydanlarda. Onun için size teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Türkiye’nin Müslüman coğrafyasının lideri konumunda olduğunu ve bu nedenle dış güçlerin ve darbecilerin Türkiye’nin ayağa kalkmasını istemediklerine dikkat çeken Yalçın, “Bizim ayağa kalmamızı asla istemezler. Asla buna müsaade etmek istemezler ve boş durmayacaklar, yine gelecekler. Bu kez başka uçaklarıyla gelecekler ve başka çocuklarıyla gelecekler. Çünkü bu ülkenin ayağa kalkması, sadece bu ülkenin ayağa kalması demek değildir. Bizim ayağa kalmamız demek, medeniyet coğrafyamızın, İslam coğrafyasının, mazlum coğrafyaların ayağa kalması demektir. Onun için Halid Meşal, ‘Türkiye’de bu işgal hareketi başarılı olsaydı, Filistin kaybedecekti’ dedi. Onun için halk meydanlara inerek Filistin’in kurtuluşu için umutları yükselti. Onun için Sudan’da, Somali’de ve birçok yerdeki dostlarımız, Müslüman coğrafyasının liderleri; paralel ihanet çetesinin okullarını kapatarak ‘Bu işgal kuvvetleri, bu ajanlar bizim içimizde yer alamazlar’ diyerek, sınır dışı ettiler. Hayatı bu şekilde okuyan bir millet var olduğu müddetçe bu millete kelepçe vuramazlar, bu milleti esir alamazlar. Çünkü onlar Çanakkale’de, Sakarya’da alamadılar. O zamanlar da gücümüz silah olarak yoktu ama biz bir şeyin farkındayız. Bu milletin gücü imanından kaynaklanıyor, Allah’a teslimiyetten kaynaklanıyor. Onun için yukarıdan jetlerden yağdırdıkları bombalarla bu milleti yıldıracağını zannedenler, direnci gördüğünde teslim oldular. Anneler ellerinde sopalarla sokağa inerek ‘sopayla tanka karşı mı koyacaksın’ diyenlere, tıpkı Hz. İbrahim’e gagasıyla su taşıyan kuşa ‘sen bununla ateşi mi söndüreceksin’ diyenlerle ‘hayır tarafım belli olsun’ dediği gibi yaşlı anne sopayla sokağa çıktı. İşte, bu yüzden bu milleti esir alamazlar” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının sonunda ise annelere de seslenen Yalçın, şöyle konuştu:
“Buradaki annelerden benim bir istirhamım var. Çocuklarınızı askere yollarken, öğüdünüzü bundan sonra değiştirin. Çocuklarınıza, ‘bu milletin verdiği vergilerle maaş alıp, bu milletin emanet ettiği silahlarla bizi koruması gerekirken, başkaları için bu millete tuzak kuran ve bu millete silah doğrultan komutan sana talimat verir ve millete vur der ise o namluyu onun alnının ortasına doğrultup çakmazsan evladım değilsin, sütüm sana haram olsun’ deyin. Eğer bunu yaparsak işte o zaman soysuzlar bu ülkede millete darbe yapmaya yeltenemezler. Bu milletin çocukları eğer bunu yaparsa bir daha bu ülkede ahlaksızlar, bu ülkeyi vesayet altına almaya çalışmazlar. Bu ülkenin kaynaklarına çökmeye çalışmazlar. Kendilerini beyaz Türk olarak, beyaz Kürt olarak görmezler. İnsanı insan olarak görme hasretini onlarda kendilerinde bulurlar. Yoksa biri gider, öbürü gelir.”

AK Parti 23. dönem Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ise yaptığı konuşmasında Türkiye halkının darbe girişiminden sonra sokaklara çıktığını belirterek, “Van'da, Hakkari’de, Ankara’da, Edirne’de insanlar ‘Ya Allah’ diyerek sokaklara çıktı. Tüm buna kalkışanlar bunu çok iyi görsün ve duysunlar. Bizi yıldırmaya çalıştılar. Darbe girişiminin olduğu akşam bize reisin kaçtığını söylediler. Sizde artık teslim olun dediler. Ama bir ses ‘Allah'u ekber’ diyerek bayrağımızı yere bırakmayacağını söyledi. Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle tekbir getirerek bizi yıkmak isteyenleri inletti. Ben o gece eşimle ve çocuklarımla sokaklardaydım ve sokaklarda tankları kovaladık. Dünya, bugün yeni bir tarihe şahitlik ediyor. Allah bu canımızı almadan bu bayrak düşmeyecektir" dedi.

TRT sanatçısı Orhan Çakmak ile devam eden nöbet sabaha kadar sürdü. İHA

Editör: Wan Haber