AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın özel bir TV kanalında yayınlanan "Muhteşem Yüzyıl" adlı diziyi eleştirmesine destek veren Şahin, "Hiç kimse Başbakan'a, 'bunu niye eleştiriyorsun' diyemez" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Muhteşem Yüzyıl' isimli TV dizisini eleştirmesiyle ilgili de konuşan Mehmet Ali Şahin, "Ben de, Osmanlı tarihinin en önemli bir dönemiyle ilgili o dizinin gerçeklerden çok uzak olduğu kanaatindeyim. Ben de tarih okudum, liselerimizde bize de Osmanlıyı öğrettiler, çocuklarımız da şimdi o tarihi öğreniyorlar. Ancak bizim okullarda öğrendiğimiz Kanuni Sultan Süleyman ile şimdi o dizide gördüğümüz Kanuni Sultan Süleyman hiç birbirine benzememektedir. O bakımdan biz hem çocuklarımıza, hem de TV seyircilerine kendi tarihimizi gerçeklere uygun şekilde öğretmeliyiz. Osmanlı sadece haremden ibaret değildir, kadın erkek ilişkilerinden ibaret değildir, orada sergilenen entrikalardan ibaret değildir. Başbakan'ı o bakımdan haklı buluyorum. Türk Tarih Kurumu Başkanlığı'nın, eğer tarihimiz yanlış anlatılıyorsa bu konuda toplumu aydınlatma gibi bir görevi vardır. Türk Tarih Kurumu, Başbakanlığa bağlıdır. Sayın Başbakan'ın bu diziyle ilgili sırf tarihi hassasiyetler açısından eleştiri getirmiş olmasını da, görevi olduğunu düşünüyorum. Hiç kimse Sayın Başbakan'a 'bunu niye eleştiriyorsun' diyemez. Yasaların Tarih Kurumu'na, oradan da bağlantılı olarak Başbakan'a yüklediği bir görevdir. O da yetkilileri göreve davet etmiştir. Bu konuda yetkili de RTÜK'tür. Bence de RTÜK gerekli işlemleri yapar. Sayın Cumhurbaşkanımız, tüm dizilerle ilgili değerlendirme yapmıştır. Sadece Muhteşem Yüzyıl ile ilgili değildir. Bu diziler yurt dışında da izlenmektedir. Tanıtım açısından önemli görevler yapmaktadır. Bunu yaparken kendi tarihimizi dışarıda yanlış tanıtmamalıyız. Bu konuda yapımcıların daha dikkatli olması gerekir" ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE EKONOMİSİNİ DÜNYA İLE ÖLÇTÜĞÜMÜZDE, BAŞARILI PERFORMANSI DİKKAT ÇEKİYOR"
Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Şahin, Türkiye ekonomisinin çok iyi olduğunu belirterek, "Dünyadaki ekonomik sıkıntılara rağmen Türkiye'nin bulunduğu coğrafideki siyasi gelişmelere rağmen, Türkiye ekonomisini dünya ile ölçtüğümüzde başarılı performansı dikkat çekiyor. Bu öncelikle Türkiye'nin yakalamış olduğu siyasi ve ekonomik istikrar sonrası gerçekleşen güzel durumdur. Türkiye'nin ihraç yaptığı AB ülkelerinde mevcut sıkıntılar olmasa, bölgemizdeki siyasi sorunlar yaşanmasa, Türk ekonomisi bugünkü durumdan çok daha ileride olabilirdi. Ekonominin gelmiş olduğu bu noktadan memnunluk duyuyoruz. IMF'den borç alan ülke olmaktan, borç veren ülke durumuna gelmek AK Parti iktidarının başarısıdır. Darbe yapanların ömür boyu senatör olduğu bir noktadan darbe yapanların yargılandığı bir ülke durumuna gelinmiş olması, Türk demokrasisinin gücünü göstermektedir. Türkiye, her bakımdan geçmişle kıyasladığımızda çok ileri noktadadır. Bunu daha da ötelere taşımak, AK Parti olarak en önemli hedeflerimizden biridir. Bugünü değerlendirirken geleceğe de bakıyoruz. 2023 hedeflerini bunun için konuşuyoruz, 2071 hedeflerini bunun için önümüze koyuyoruz. Vatandaşlarımız dünyadaki gelişmelere bakarak lütfen hiçbir umutsuzluğa düşmesinler, Türkiye'nin geleceği parlaktır" şeklinde konuştu.
Darbe yapanların mal varlıklarıyla ilgili ortaya atılan iddialarla ilgili de konuşan Şahin, "Ara dönemlerde bir takım hukuksuzluklar yapıldığı gibi, bir takım yolsuzluklar da olmuştur maalesef. Bunları inceleyecek olan öncelikle yargı organlarımızdır. Birçok konu cumhuriyet savcılıklarına intikal etmektedir. Nitekim Darbeler Araştırma Komisyonumuz da raporunu yayınladı, elde ettiği belge ve bilgileri cumhuriyet savcılıklarına intikal ettirdi. Yargı da, bu konuda üzerine düşen görevi yapacaktır, zaten de yapmaktadır" dedi.

DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
BDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için Meclis'e gönderilen fezleke ile ilgili soruya da, Şahin şöyle cevap verdi:
"Şu anda dosyalar karma komisyonda sanıyorum. Anayasa Komisyon Başkanı Sayın Kuzu, komisyonu önümüzdeki günlerde toplantıya çağırabilir. Bununla ilgili hazırlık komisyonları kurulabilir. Hazırlık komisyonlarının raporu yine karma komisyonu ile görüşülerek bir karar verilebilir. Bütün bunlar önümüzdeki süreçte karşılaşmamız olan muhtemel adımlardır. 868 dokunulmazlıklarının kaldırılması gereken fezleke veya dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla Meclis'e gelen o fezlekeler içerisinde bu 10 milletvekilinin dosyaları farklı bir anlam ifade etmektedir. Teröre bizzat destek olan, arka çıkan hatta terörizmi teşvik eden o beyan ve açıklamalar, tavırlar, Millet Meclisi'nin ve siyasi kurumunun sessiz kalacağı davranışlar ve görüntüler değildir. Mutlaka parlamento bu konuda bir şey söyleyecektir ve söylemelidir."
Kamu Denetçiliği Kurumu hakkında yapılan eleştirilere de cevap veren Şahin, "O değerlendirmeyi son derece afaki bir değerlendirme olarak düşünüyorum. Kamu Denetçiliği Kurumu 2010 anayasa değişikliği ile mevzuata girmiştir. Yasası da çıktı. İlk kez 'baş denetçimizi' seçtik. Bu arkadaşlarımızın ne yapacağı, nasıl uygulama ortaya koyacağı belli olmadan, daha işin başında bir takım olumsuz değerlendirmeler yapmayı şık bulmuyorum, Yargıtay'da Daire Başkanı görevinde bulunmuş, uzun bir yargıçlık deneyimi olan bir baş denetçinin, Ömeroğlu'nun bir dava dolayısıyla vermiş olduğu karardan hareketle yıpratılmış olması, ideolojik nedenlere dayanmaktadır. Bir Ermeni kökenli gazetecinin 301'den dolayı davası nedeniyle vermiş olduğu kararı ancak hukuk sınırları içerisinde değerlendirebilirsiniz. İlgili yasa çerçevesinde buna değerlendirme atfedebilirsiniz. Yargıcı bu noktadan eleştirmek, Baş Denetçi olarak afedersiniz ombudsman olarak yanlış işler yapacağı şeklinde bir değerlendirmenin gerekçesi olamaz. Hem MHP'den hem CHP'den baş denetçiye yapılan bu eleştirileri doğru bulmuyorum. Daha işin başındalar, icraat sergilesinler, yanlış uygulamaları olursa o zaman eleştirelim" diye konuştu.
Yeni anayasa çalışmaları hakkında da konuşan Şahin, şunları söyledi:
"Bu yılın başında çalışmalarımızı tamamlamayı hedeflemiştik. Ancak hedefimizin oldukça gerisindeyiz. Buna rağmen çalışmalarımız devam ediyor. 9 bölümlük anayasa yapmayı planlamıştık. Bazı maddelerini görüşmek üzere, geri dönmeyi amaçlayarak geçmiştik. Yasama ve yürütme bölümüne geldik. Bu yılın sonuna kadar daha ne kadar mesafe alabiliriz bunu bilmiyorum. Yıl sonunda tüm siyasi partiler bir değerlendirme yapacaklardır. Umutlu olmak durumundayım."
KARDEMİR'de işten çıkarılan işçilerle ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Şahin, "Bir çalışanın, bir işçinin rahatsızlığı sebebiyle işten otomatik olarak çıkartılmış olmasını mevzuatımız ve iş yasalarımız bir düzene bağlamıştır. Rapor alır, eğer gerçekten rahatsızlığı geçmeyecekse, emekli şartlarını taşıyorsa, emekliye sevk edilmesi lazım. Bütün bunlar yapılmadan doğrudan işten çıkarılmış olmasını tabi olumlu değerlendirmemiz mümkün değildir. Karabük'ten bana gelen yerel gazetelerden öğrenmiştim, iç yüzüyle ilgili geniş bilgiye sahip değilim. Bir çalışanın sağlık sorunları gerekçe gösterilerek işinden olmasını doğrusu üzüntüyle karşılarım. İşverenin bu konuda daha hassas, daha duyarlı, daha insani yaklaşmasını arzu ederim" şeklinde konuştu.
(ET-SO-Y)

01.12.2012 16:18:57 TSI

Editör: Wan Haber