Marmara Çevre Platformu'nun (MARÇEP) 43. toplantısı, Çorlu Kent Konseyi'nin ev sahipliğinde düzenlendi.
Memduh Şevket Esendal Sahnesi'nde gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını MARÇEP'in dönem sekreteri de olan Çorlu Kent Konseyi Başkanı Ramadan Cesur gerçekleştirdi.
Bölgemizde çevre konusunda oluşmuş en uzun soluklu toplumsal yapı olan MARÇEP'in 43. toplantısını gerçekleştirdiğini anımsatan Cesur: "Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, Anayasada tanımlanmış, tüm vatandaşların devletten beklediği, sorumlusunun devlet olduğu bir haktır. Haktır, çünkü sağlıklı çevre, diğer bütün yaşam haklarının var olup olmayacağını belirler. Sağlıklı yaşamın temel koşuludur. Sağlık, insanın hastalık dışında her yönden tam bir iyilik halidir. Çevrenin sağlıklı olması bireyin sağlığını, bireyin sağlığı ise toplumun sağlığını güvence altına almanın temel koşuludur. Çevre ise, insanların ve diğer canlıların yaşamış oldukları süre boyunca, ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak bir etkileşim içerisinde bulundukları sosyal, biyolojik, fiziksel, kimyasal, ekonomik ve kültürel ortamlardır diyebiliriz. İnsanın çevresiyle oluşturduğu doğal dengeyi meydana getiren zincirin halkalarında meydana gelen kopmalar, zincirin tümünü etkileyip, bu dengenin bozulmasına sebep olmakta ve çevre sorunlarını oluşturmaktadır" dedi.
İnsanların çevre açısından karşı karşıya kaldığı başlıca problemleri de sıralayan Cesur: "Hava, su ve topraklarımızın her geçen gün artan oranlarda kirlenmesi ve önemli bir kısmının kullanılamaz hale gelmesi, özellikle Büyükşehir ve sanayi bölgelerinin çevre kirliliği sebebiyle yaşanamaz hale gelmesi, ozon tabakasının delinmesi, yerkürenin giderek ısınması, kanser ve benzeri hastalıkların artması, doğal kaynakların hızla tüketilmesi bu problemler arasında sayılabilir" diye konuştu.
Ramadan Cesur ayrıca: "Marmara Bölgesi, ülkemizin endüstri ve ticaret merkezlerinin yoğunlaştığı bir bölge olması nedeniyle, aynı oranda nüfus yoğunlaşması da yaşamaktadır. Bu aşırı nüfus; çarpık yapılaşma, altyapı sorunları, tarım alanlarının yapılaşma alanları tarafından yok edilmesi, çöp ve atık üretiminin aşırılaşması, hava kirliliği gibi sorunların da yoğunlaşması meselesini ortaya çıkarmaktadır. Şunu rahatça söyleyebiliyoruz: Ana sorun; sanayileşme ve kentleşmede yaşanan çarpıklıktır! Bu sorunun çözümü planlı ve sistemli sanayileşme, sağlıklı yaşam alanları planlamak vetabi kibu planlara uygun yapılaşmaktır. Ama bu gün görüyoruz ki; Düzeni sağlaması gereken planlar, bizzat çarpıklığa yol açacak düzenlemeler içermektedir! Tarım alanlarının, doğal güzelliklerin ortasına dünyada eşi benzeri görülmemiş bir aymazlık içerisinde dev tesisler yapılmak istenmektedir. Trakya'nın ortasından geçen Ergene nehri, 40 yılı aşan bir süre boyunca endüstrileşme planları yapan girişimcilerin ekonomik analizlerinde fırsat olarak görülmüştür. Neyin fırsatı? Tesisinin üreteceği atıklardan bedava kurtulabilme fırsatı! Bu gün Ergene için "açık kanalizasyon" diyorsak, bu tanımın sebepleri arasında en önemli sorumluluk yine bizlerindir. Çarpık sanayileşme, çarpık kentleşme gibi kronik sorunlar ile mücadele etmek yetmezmiş gibi, bir de çarpık planlama ile mücadele etme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu çarpıklık bir enfeksiyon gibi insan kültürünün tüm alanlarına yayılmaktadır. Daha fazla kâr elde edebilme uğruna yapılan düzenlemeler, planlar ve mevzuatlar gıdadan ilaca, tohumdan hayvancılığa, üretim süreçlerinden gümrük mevzuatına kadar bütün alanlarda kendisini göstermektedir. Birçok konuda yaşanan hukuk mücadelesinin ya içindeyiz ya da destekliyoruz. Temel sorunumuz olan çarpıklık bir virüs gibi tüm katmanları sarmaya devam etse de bunun ilacını da biliyoruz: Bilinçli toplum, bilinçli tüketici, bilinçli üretici. Bu süreç doğal bir zorlama olarak karar vericilerin bilinçlenmesini de getirecektir, bunu umuyoruz... Bu gün, yeterli olmasa da, tüm toplum katmanlarında bir duyarlılık oluşmaya başladı. O duyarlılık sayesindedir ki; Marmara Çevre Platformu 43. defa toplanıyor ve yaşanan sorunlar karşısında toplumu aydınlatma görevini bir nebze yerine getirmeye çalışıyor. Günlük yaşamak, günü kurtarmak yerine; geleceğini planlayan, özgür iradesi ile karar alan, çevresine duyarlı, ilgili ve katılımcı bir toplumun sağlıklı bir toplum olmasının önünde hiçbir engel yoktur. Sağlıklı toplum, sağlıklı bir çevre ile mümkündür. Bunu sağlamak hepimizin görevidir. Sağlıklı bir toplumda yaşamak isteyen herkesi; göreve davet ediyoruz.43. MARÇEP toplantımızın bölgemize, çevremize ve tüm halkımıza yararlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
MARÇEP toplantısında daha sonra Avukat Bülent Kaçar "Trakya Çevre Sorunlarında Hukuksal Boyut", İğneada Çevre Derneği Başkanı Yaşar Mersin "İğneada Termik Santral", İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü'nden Dr. Yavuz Dizdar 'Beslenme ve Sağlık", Namık Kemal Üniversitesi Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu "Tarım Topraklarının Kirlenmesi" konulu konuşmalar yaptılar.
Divan Başkanlığı'nı Prof. Dr. Halim Orta'nın yaptığı toplantının sonunda, konuşmacılara plaket takdim edildi. Marmara Çevre Platformu'nun üyelerinin yanı sıra, Çevre Gönüllüleri Derneği, çevre dostları ve çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcilerinin yer aldığı toplantıda, katılımcılar "Çocuk Gözüyle Dünya" adlı resim sergisini de ziyaret etme imkanı buldu.
(SŞ)

29.01.2013 17:56:42 TSI

Editör: Wan Haber