Çalışan Gazeteciler Günü'nde düzenlenen 'Basının Sorunları' konulu panelde, Malatya'nın basın çalışanları ile yöneticileri bir araya geldi.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Malatya Belediyesi'nin Malatya Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte düzenlediği "Basının Sorunları" konulu panel, Özel İdare toplantı salonunda gerçekleştirildi.
Panele konuşmacı olarak Hürriyet gazetesi yazarı Vahap Munyar ile Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç katıldı. Panelin modaratörlüğünü ise Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Kemal Deniz yaptı.
Belediye Başkanı Ahmet Çakır'ın da katıldığı panele Malatya protokolü yoğun ilgi gösterirken, Malatya'da görev yapan basın çalışanlarının tamamına yakını katıldı.
Panel yöneticisi Malatya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Kemal Deniz, "Yaygın ve yerel medyadaki sorunlar, yine değişen ve gelişen iletişim teknolojilerinin mesleğe olumlu olumsuz katkıları ve insan hayatını nasıl etkileyeceğine dair konuları burada konuşacağız" dedi.

KEKEÇ: "HER MESLEĞİN ZORLUKLARI VAR"
Panelistlerden Star gazetesi yazarı Ahmet Kekeç, konuşmasında, her meslekte yaşanan birtakım zorluk ve problemlerin olduğunu belirterek, 10 Ocak ve 24 Temmuz'da gazetecilerle ilgili etkinliklerin düzenlendiğini söyledi. 24 Temmuz'da Türkiye'deki bütün gazetecilerin sansür etrafında odaklanan birtakım etkinlikler yaptığını hatırlatan Kekeç, şunları söyledi:
"Bu etkinliklere referans olarak alınan tarih de 1908'de yapılan darbe. O, genellikle meslektaşlarımız tarafından darbe olarak anılmaz, devrim olarak anılır. Tıpkı 27 Mayıs darbesine devrim denildiği gibi. Bu bence bizim meslektaşlar adına utanç verici bir şeydir. Mesela şöyle deniliyor, Sultan Abdulhamit dönemi diye bir değerlendirme yapılıyor. O dönemde resmi bir sansür kurulu vardı, doğru. İşte gazeteler baskıya girmeden önce saray tarafından gönderilen bir yetkili tarafından incelenir, bakılır. Sakıncalı görülen yerler basılmaz filan. Çok da sevimli bir şey değil. Yani bunu tabii ki eleştirmemiz gerekir ama nedense gazeteci arkadaşlarımız ya da gazetecilik kurumlarımız sadece 1908'e odaklanan bir tutum içindeler. Oysa bu meslek 100 yıldan fazla bir süredir bu ülkede yapılıyor. Gazeteciler için zorluk olarak alınacak tek tarih İstibdat devri olarak bildiğimiz tarih değil. Mesela Takrir-i Sükun var. Niye insanlar Takriri Sükun'la ilgili itiraz içinde değiller? Niye buna yönelik eleştirel bir tutum içinde olmuyorlar? Sadece Ankara'daki rejimi eleştirdikleri için Takrir-i Sükun'da gazeteciler İstiklal Mahkemesi'ne gönderildi. Bir rejim eleştirilemez mi? Birçok isim idam cezasıyla yargılandı. Takrir-i Sükun'la birlikte onlarca gazete kapatıldı. Kapatılan yerel gazeteler buna dahil değildir ama bazı meslektaşlarımız bu dönemi hiç anmıyorlar. Aynı şekilde darbe dönemlerinde; 27 Mayıs 1960'ta, 12 Eylül 1980'de, 28 Şubat dediğimiz dönemde basına yönelik çok korkunç baskılar vardı."

MUNYAR: "DÜNYA İNTERNET GELİŞİMİNİ KONTROL EDEMEDİ"
İnternetin insan hayatına girmesiyle iletişimin daha kolaylaştığını belirten Hürriyet gazetesi yazarı Vahap Munyar ise özellikle sosyal ağların gündemi belirlediğini, haberin anı anına yaşandığını söyledi.
İnternetin gazetecilik mesleğini olumsuz anlamda etkilediğini vurgulayan Munyar, "İnsanlar internetten daha kolay habere ulaştığı için gazete alma ihtiyacı hissetmiyor. Bilgisayarın karşısında dünyanın neresinden haber almak istiyorsa çok rahat bir şekilde görebiliyor, okuyabiliyor. Bu gelişim gazetecilik mesleğinde birtakım sorunları doğurdu" dedi.
Gerçek bağımsızlığın medyanın bağımsızlığıyla olacağını, medya bağımsızlığının da reklam pastasının büyümesi ile sağlanacağını kaydeden Munyar, Türkiye'de her geçen gün gazete okuma oranının düştüğünü söyledi.
Panelistlerin konuşmalarının ardından sohbet ortamında devam eden toplantıda, izleyiciler ile panelistler arasında görüş alışverişinde bulunuldu.
Panelin sonunda Belediye Başkanı Ahmet Çakır, panelistlere günün anısına kayısı kristali ve çanta hediye etti.
(BK-GS-Y)

11.01.2013 13:06:17 TSI

Editör: Wan Haber