Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 3'ü asker 13'ü sivil 16 kişinin katledilmesiyle ilgili açılan Lice davasının 7'inci duruşması mağdur ve tanık ifadeleri ile devam ederken, ifadeler ilçenin nedensiz yere yakıldığını ortaya koydu. Tanıklardan Fesih Ersönmez çatışma olmadığını tek taraflı ateş edildiğini belirtirken, mağdur Abdurrahman Ayaz ise askerlerin 'Taş üstünde taş bırakmayacağız' dediğini söyledi. Mahkeme heyeti duruşmayı 17 Kasım'a erteledi.
 
Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 1993 yılında dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 3'ü asker ve 13'ü sivil 16 kişinin katledilmesiyle ilgili açılan Lice davasının 7'inci duruşmasına, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde mağdur ifadeleriyle devam edildi. Duruşmayı HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve HDP İl Eşbaşkanları izlerken, mağdurlar ile avukatlarının katıldığı duruşmada, ilk olarak mağdur Şaban Maltaş'ın ifadesi alındı. Maltaş ifadesinde, olay günü Diyarbakır'a hastaneye gittiğini, saat 17.00'dan sonra ilçeye giriş yasaklandığını ve bu nedenle gidemediğini söyledi. 
 
Ağabeyinin kendisini arayarak, ilçeye gelmemesi konusunda uyarıda bulunduğunu da söyleyen Maltaş, "Abim aradı ilçe yanıyor sakın gelme dedi. Devlet memuru olarak çalışıyordum 3 gün sonra ilçeye gidebildik. Bizim sokakta evler yanmıştı. Çocuklarım ve ailem oradaydı. Akrabalarımızı kaybettik. Eşyalarımız yandı. Diyarbakır'a göç etmek zorunda kaldık. Emri veren bir iki değil herkes sorumlu. Güvenlik bölgesi dedikleri her yer yandı" dedi. Maltaş, sanıkların tamamından şikayetçi olduğunu vurguladı. 
 
ASKER 'TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ BIRAKMAYACAĞIZ' DEDİ
 
Diğer mağdur Abdurahman Ayaz, olay günü Diyarbakır'da olduğunu ifade ederek,"Ailem Lice'deydi. Üç gün boyunca ilçeye gidemedim. Gittiğimde her yer yanmıştı. Bizim evimiz de yanmıştı. Şikayetçiyim" dedi. 
 
Mağdur Murat Canpolat ise askerlerin büyük bir kinle saldırdığını ifade ederek, "Sabah saat 9.00'da çarşıdaydım. Askeriyeden anons geldi. Herkes evine girsin denildi. Eve gittik silah sesleri duyduk. Amcamların evine roket atıldığı için amcam ve çocukları öldü. Dört kişi ailemizden kaybettik. Askerler geldiğinde 'Taş üzerinde taş bırakmayacağız' dediler. Üç gün emniyette gözaltında kaldım. Herhangi bir olay olmadan heryeri yakmaya başladılar. Şikayetçiyim. Lice'nin yüzde 70'i bu durumdan dolayı mağdur. Bir kişi değil herkes sorumlu. Yapanların cezalandırılmasını istiyorum" dedi.
 
'ÇATIŞMA GÖRMEDİM TEK TARAFLI ATEŞ VARDI'
 
Duruşmada dinlenen tanık Fesih Ersönmez, o yıl ilkokul üçüncü sınıf öğrencisi olduğunu ve olay saatinde okulda olduğunu söyledi. Okuldayken silah sesleri gelmeye başladığını söyleyen Ersönmez, " Okulun yakınındaki evleri yakmaya başlamışlardı. Pencereden askerlerin helikopterle evleri taradığını gördüm. Saat 14.00'a kadar okuldaydık hiçbir yer güvenli değildi. Evimize gittim. Evimizde kurşunlanmıştı. İkinci gün olaylar yatışmadı. Tek taraflı silah atımı vardı ve çatışma görmedim. İkinci gün evlerimizi boşaltıp meydanda toplanmamızı istediler. Eşyalarımızı çıkardığımız sırada askerler gelip evlerimizi yaktı" dedi. Dönemi itibariyle asker, kaymakam ve polis gibi tüm kamu görevlilerinin suçlu olduğunu söyleyen Ersönmez, şikayetini yineledi. 
 
Kaymakam ifadesinde asker ve polise yönelik saldırı olduğunu iddia etti.
 
Tanık ve mağdur ifadelerinin ardından diğer illerden istenen talimatla ifadeler okunurken, dönemin Kaymakamı ise ifadesinde çatışma olduğunu iddia ederek, kendilerine asker ve polise yönelik saldırı olduğunu ifade etmesi dikkat çekti.
 
Ardından avukatların talepleri alınırken sanık avukatı olay tarihinde Lice'de bulunan askeri personelin ifadelerinin alınmasını talep etti. Mağdur avukatlarından Suat Çetinkaya ise insanlığa karşı suç işlendiğini ifade ederek, hiç bir kamu görevlisinin gerçekten doğruyu söyleyeceklerini inanmadıklarını vurguladı. Olayın iki kişiden kaynaklı olmadığını söyleyen Çetinkaya, "İnsanlığa karşı işlenen suçların zaman aşımı olmamalı. Dava dosyasında tarafsız olanların tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Olay yerinde keşif yapılmasını talep ediyoruz. Jandarma komutanı Şahap Yaralı, dönemin valisi ve Deniz Baykal mahkeme dinlenmelidir" dedi. Duruşma savcısı ise olay yeri keşfinin reddini talep ederken, diğer taleplere ilişkin sessizliğini korudu. 
 
Mahkeme heyeti ise duruşmayı 17 Kasım'a ertelenirken, kararın UYAP üzerinden gün içerisinde açıklanacağı belirtildi.
 
KAYNAK: DİHA 

Editör: Wan Haber