PKK, 5 Ağustos'ta Yüksekova'daki bir şantiyeyi basarak işçileri yere yatıran ve hakaretler eşliğinde tehdit eden Özel Harekat Başkomiseri Ersin Demirel’i alıkoyduğunu açıkladı. PKK, ayrıca, Dağlıca hayatını kaybeden bir başka askerin cenazesinin ellerind eolduğunu da duyurdu.

Yazılı bir açıklama yapan Halk Savunma Merkez Karargah Komutanlığı (HSM) “Öncelikle belirtmek isteriz ki, Kürdistan Halk Savunma Güçleri HPG, Kürt halkına karşı zulmeden herkesten hesap sormaya muktedirdir. Bu bağlamda halkımıza ve tüm mazlumlara karşı yapılan insanlık dışı her uygulamadan hesap sormak HPG güçlerinin boyun borcudur ifadelerini kullandı.

Özel Harekat Başkomiseri Ersin Demirel’in 19 Ağurtos’ta alıkonularak gerilla alanına getirildiğini ifade eden HSM, Demirel’in kötü muameleye maruz kalmadığını ve sağlığının yerinde olduğunu duyurdu.

Türkiye’nin kendi personeline sahip çıkmadığı ifade edilen açıklamada Dağlıca’da hayatını kaybeden Tolga Artuk isimli bir subayın cenazesinin de HPG’nin elinde olduğu aktarıldı. Açıklamada şunlar denildi:

“Bu görevin bir gereği olarak; şu anda Kürdistan’da özel harekat adı altında saray muhafızlığına soyunmuş olan ve ırkçı-faşist uygulamalarda bulunan tüm polis şefleri ve devlet yetkililerine mesaj olması açısından gerilla güçlerimiz tarafından 19 Ağustos günü özel olarak yapılan bir operasyonla, şantiyede halkı yere yatıran birliğin sorumlusu olan ve ilgili konuşmayı yapan Özel Harekat Başkomiseri Ersin Demirel tutuklanmıştır. Yapılan tutuklama işlemi ardından gerilla alanlarına getirilen Ersin Demirel hakkında hukukumuz çerçevesinde gereken kanuni işlemler yapılmıştır. Kendisine asla herhangi bir zorlayıcı davranış geliştirilmediği gibi, şu anda da sağlığı yerindedir.

Burada herkesçe bilinmesi gereken, Türk’ün ya da Kürt’ün gücü değil, insanlığın özgür iradesi karşısında tüm zulüm kalelerinin yıkılmaya mahkum olduğudur. Asıl olan insan olmanın ve özgürlük devriminin gücüdür. Herkesin bu gücü hesaba katması gerekmektedir. Halkların devriminin gücü, bütün zorba sistemlerin gücünden daha büyüktür. Bu açıdan hiç kimse halkların devrim iradesine ve onun gücüne karşı hakaret edici davranışlarda bulunmamalı ve suç işlememelidir. Herkes bilmeli ki er veya geç ama mutlaka bir gün insan onuruna hakaret eden bütün davranışların hesabı sorulacaktır.

“Dağlıca’daki 17’nci asker cenazesi elimizde”
3-7 Eylül tarihleri arasında Türk ordusu tarafından 4 yıldır gerillanın denetiminde olan kurtarılmış alanlara dönük çeşitli müdahaleler geliştirilmek istenmiş; bunun bir sonucu olarak çıkan çatışmalarda ağır kayıplar veren Türk ordusunun saldırıları püskürtülmüştür. Ölen askerlerden gerillanın denetiminde kalan 16’sının cenazesi bölge komutanlığımızın izni temelinde sivil halkımız yoluyla devlet güçlerine gönderilmiştir. Ancak aynı alanın farklı bir bölgesinde kalmış olan Tolga Artuk isimli bir subayın cenazesi halen gerillanın kontrolü altında bulunmaktadır. Koşullar uygun hale geldiği vakit, bu cenazenin ailesine teslim edilmesi düşünülmektedir.

Türk devletinin, geleneksel bir tarzı olan, ‘devlet gururu’ adına kendi insanlarına değer vermeme ve sahip çıkmama tutumu, burada bir kez daha tekerrür etmiştir. Hem Tolga Artuk’un cenazesine, hem de 19 Ağustos gününden beri gerilla güçlerinin yanında tutuklu bulunan Başkomiser Ersin Demirel’e sahip çıkmamaları bunun açık göstergesidir.” (Zete)

Editör: Wan Haber