BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak, halkın emrinde olduklarını belirterek "Bizim şu partiyle birlikte bir anayasa yapmam, onunla yapmam, şununla yaparım diye özel bir kategorimiz, sınıflandırmamız yoktur. Kim özgürlükler konusunda yapıcı olursa, kim bu ülkenin sorunlarını çözecek, özgürlükçü, çoğulcu, demokratik bir anayasadan yana tavır alırsa biz onunla birlikte halkımıza bir barış anayasası armağan etmek için çalışırız" dedi.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eşbaşkanı Gülten Kışanak, Antalya'da partisinin Kepez İlçe örgütünü ziyaret etti. Kışanak, ardından yoğun kalabalık arasında bir pazar meydanında kamyon kasası üzerine hazırlanan platformdan kalabalığa hitap etti.
Sıcak karşılamadan dolayı herkese teşekkür eden Kışanak, şunları söyledi: "Gösterdiğiniz özgür yaşam mücadelesinde sizlere yoldaş olmaktan mutluluk duyduk. Sizler bu sevgiyi ülke hasretiyle gösteriyorsunuz. Topraklarınızdan kopup buralara gelmek zorunda kaldınız, belki de bizim şahsımızda köyünüzü, bağınızı, bahçenizi, komşunuzu hatırlıyorsunuz. Bu hasreti bizimle gidermeye çalışıyorsunuz. Başka bir hasret daha var. Kürt halkı lideri sayın Abdullah Öcalan'a duyulan hasrettir. Ben inanıyorum sizlerde bu kararlı duruş olduğu sürece, bu mücadeleci duruş olduğu sürece, bu hasret de bitecek. Bir gün Kürt halkı önderiyle buluşacak. Bu hasreti gidereceksiniz."
Konuşması sloganlarla kesilen Kışanak, şöyle konuştu: "Bizim her birimizin bunların anlamadığı sihirli bir duygusu var. O da gönülden gönüle kurulan köprüdür. Her birimizin yüreğinden, kalbinin en derinliklerinden bir diğer insanımıza, yoldaşımıza kurulmuş asla ve asla yıkılmayacak köprüler var. Bunların en büyüğü Kürt halkı ile önderi arasında kurulan köprüdür. Yıllarca rehine politikasını uygulasalar da bu halk, bu köprüyü çok daha güçlü şekilde kuracak ve bir gün kendi özgürlüğüne gidecek bu yolda Sayın Öcalan'ın özgürlüğüyle karşılaşacaktır. Biz anlatmaya çalışıyoruz. Diyoruz ki, şunu anlayın; aramıza kırk dağ koysanız da yıllarca görüştürmeseniz de aynı şeyi düşünür, aynı politikayı izler, aynı sözü söyleriz. Çünkü bu bir halkın özgürlük sevdasıdır. Her birimizin yüreğindeki aynı duygudur. Bir halk olarak onurlu, başı dik, kimliğimizle, kültürümüzle, dilimizle, özgür bir yaşam sürmek istiyoruz. Bunun politikası bu kadar basittir. Sadece bu cümleyi anlasalar, sizi anlayabilirler, bizi anlayabilirler. Sayın Öcalan'ın bu görüşmelerden nasıl bir sonuç çıkartmak istediğini anlayabilirler."
'Bizim mücadelemiz karmaşık, anlaşılmaz büyük teorilere ihtiyaç duyan bir mücadele değildir' diyen Kışanak, bir halkın özgürlük davası olduğunu söyledi.

SÜREÇ HEBA OLURSA YOLUMUZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ
On bin siyasi tutuklu olduğunu hatırlatan Kışanak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada örneği görülmemiş bir durumdur. Bizi ceza tehdidiyle korkutmaya çalıştılar, örgütlerimizi dağıtmaya çalıştılar ama yanıldılar. Biz geçen yıl 2012 yılında tarihimizin en görkemli kitlesel eylemlerini yaptık. Nevruz'da halkımız sokaklarda, meydanlardaydı. 14 Temmuzda açlık grevi sürecinde bu halk sokaklarda, meydanlarda direniş çizgisinde buluştu. Demek ki bu halkı teslim alamıyorsunuz, duygularını yok edemiyorsunuz, demek ki dilini, kültürünü yok edemiyorsunuz. O zaman vazgeçeceksiniz bu halkla barışacaksınız."
Kürt halkının herkesten fazla barışa hazır bir halk olduğunu anlatan Kışanak, şunları söyledi: "Kürt halkı herkesten daha fazla demokrattır, birlikte ama eşit hukuk içinde yaşamaya hazırdır. Çünkü halkımız bilinçlidir, örgütlüdür ve şimdiye kadar kimsenin haklarına karşı faşizan bir duygu beslememiştir. Kimsenin hakkını gasp etmemiştir. Kimsenin dilini yasaklamamıştır. Kimsenin kimliğini inkar etmemiştir. Demokrat bir halktır. Bu halk barışa en çok hazır olan bir halktır. Bu halkı kabul edin, siz de güçlü bir barış projesinin ortağı olun. Biz onlara barış, demokrasi projesinde ortak olmayı öneriyoruz. Bunu reddederlerse, bu süreci de heba ederlerse biz yolumuzdan vazgeçmeyeceğiz. Biz demokrasiyi, barışı getirmek için en güçlü direnişi ve örgütlü mücadeleyi sürdüreceğiz. Herkes bunu böyle bilip hesabını, kitabını doğru yapacak."

YENİ ANAYASANIN BARIŞ ANAYASASI OLMASI GEREKİR
Şimdi Anayasa yapım sürecinde "BDP ile AK Parti birlikte hareket edebilir mi?" diye bir tartışma başladığına dikkati çeken Kışanak, sözlerine şöyle devam etti: "Biz açıkça sizlerle bu meydanlarda referandum, seçim süreçlerinde de buluştuk. Biz halkımızın taleplerinin taşıyıcısıyız. Siz neyi istiyorsanız biz onun politikasını yapıyoruz. Siz neye razı olursanız, biz de ona razı olacağız. Çünkü biz sizin hizmetinizdeyiz. Biz halkın emrindeyiz. Bizim şu partiyle birlikte bir anayasa yapmam, onunla yapmam, şununla yaparım diye özel bir kategorimiz, sınıflandırmamız yoktur. Kim özgürlükler konusunda yapıcı olursa, kim bu ülkenin sorunlarını çözecek, özgürlükçü, çoğulcu, demokratik bir anayasadan yana tavır alırsa biz onunla birlikte halkımıza bir barış anayasası armağan etmek için çalışırız. Yapılacaksa bir Anayasa ve buna yeni Anayasa diyebileceksek, o Anayasanın barış Anayasası olması lazım. Bir Anayasası yapacaksak onun demokratik, özgürlükçü olması lazım. Türkiye'nin bütün farklıklarını, dillerini, kültürlerini güvence altına alan bir anayasa olması lazım. Yapılacaksa bir Anayasa, gerçekten eşit yurttaşlık hukukundan herkesin yararlanabileceği bir Anayasa yapılmalı. Kürtler de, Türkler de hakkını kullanmak isteyen herkes hiçbir engelle karşılaşmadan eşit yurttaşlık hakkını kullanabilmeli. Eğer AK Parti böyle bir anlayışa gelirse, böylesine özgürlükçü bir çizgiye gelirse biz, zaten buna hazırız. Halkımızla birlikte bunun mücadelesini veriyoruz."

İMRALI'YA İKİNCİ HEYET
'Ben ne konuşursam konuşayım, sizin tek gündeminiz var' diye seslenen Kışanak, şunları söyledi: "O da Öcalan'ın özgürlüğü, biliyorum. Arkadaşlarımız İmralı'ya gittiler, Kürt halk önderi Öcalan'la görüştüler. Tüm halkımıza özellikle de kadınlara sevgi ve selamları var. Eğer ikinci bir heyet giderse İmralı'ya Antalya'dan sizlerin de özel selamını göndereceğiz."
İkinci heyeti gönderme meselesini hükümetin bir hikayeye çevirdiğini anlatan Kışanak, şöyle konuştu: "Her gün gazeteleri açıyorsun yeni bir senaryo, yeni aktörler, yeni bir takvim, yeni bir laf, bunların tamamı uydurma, bunların tamamı yalan, tamamı spekülasyondur. Bizim partimizde bütün arkadaşlarımız halkın sorumluluğunu, mücadelenin sorumluluğunu taşıyabilecek kadar deneyim ve birikime sahiptir. BDP'yi kurumsal olarak muhatap alıp, şimdiye kadar bize ne bilgi paylaştılar ne bir öneride bulundular. Böyle bir öneri önümüze gelseydi biz bunu değerlendirirdik. Ancak medya üzerinden bunun spekülasyonunu yaptılar. Yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu bir aydır oyalıyorlar. Biz artık bu oyalamaya son vermek istiyoruz. Nokta koymak istiyoruz. Yarın parti kurulumuzda, ertesi gün de MYK'da toplanıp, bir kez daha oyalamaya izin vermeyecek şekilde önlerine bir gündemlerine önlerine bir öneri koyacağız. Biz şunu istiyoruz örgütlü bir halk olarak bütün örgütümüzle birlikte milyonlarla birlikte bu barış sürecinin içinde olmak ve katkı yapmak istiyoruz. Bunun da yolu BDP'yi kurumsal olarak muhatap almalarıdır. Bu yolu zorlayacağız."

CHP MİLLETVEKİLİNE ELEŞTİRİ
Parlamentoda bir CHP milletvekilinin 'Kürtler ile Türkler eşit olamaz' sözünü eleştiren Kışanak, şunları söyledi: "Şimdi biz bunlara soruyoruz. Sizin neyiniz bizden fazla? Kulaklarınız mı, bizden fazla. Niye sizle biz eşit olamıyoruz. Artık bu ırkçı politikanın hiç bir savunulabilir tarafı kalmamıştır. Bütün insanlar eşit haklarıyla yaşaması gerekir. Bazı despotlar, otoriter rejimler bu insanların haklarını gasp ederler. Bugün Kürt sorunu dediğimiz de budur. Irkçılık budur. Bunun terk edilmesi lazımdır. En yalın halini CHP milletvekili söyledi."
Kışanak, Başbakan'ın "Biz, yaradılanı yaradandan ötürü seviyoruz' dediğini hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı: "Biz şimdi buradan sesleniyoruz, Bu sözü samimi olarak söylüyorsan, bu söze inanarak söylüyorsan gereğini yapmalısın. Çünkü yaradan yaradılanı sadece cisim olarak yaratmıyor. Bir varlık olarak bizi yaratırken, dilimizi de kimliğimizi de veriyor. O zaman dilimize de, kimliğimize de saygı göstereceksin kabul edeceksin."
(İA-HO-Y)

10.02.2013 16:21:00 TSI

Editör: Wan Haber