Hele bi gelin, bi oturalım.

Hatta mahalleden, köyden tanıdığımız kim varsa onları da çağıralım.

Hasbihal edelim.

Bundan daha ağır bir süreç yok.

Zira, ağzımızla kuş tutsak bize mubah gördükleri yaftanın değişeceği  de yok.

'Suçluyuz, ötekileriz, hainiz, güvenilir değiliz hatta ve hatta kimi zaman da teröristiz'...

Böyle olmasaydı genel başkandan tutun da milletvekiline, milletvekilinden tutun da belediye başkanı ve encümenlere kadar herkes cezaevinde olur muydu?

Size  'biz Kürtlerden söz ediyorum.

Kürtlere çağrıda bulunuyorum.

Hani şu,

Padişahın selameti için 1850’lerde yemen çöllerinde,1900’lü yıllarda vatan ve bayrak için Gelibolu, Çanakkale’de yatan isimsiz, kefensiz Kürtlerden

Hani, 1950’lerde ABD ricasıyla Kore'ye gönderilen, 1974 yılında 'Karaoğlan Ecevit'in hayranlığıyla Kıbrıs'ın 5 parmak dağlarında bedeni parçalanan Kürtlerden...

Sanırım siz de  tanıdınız bu Kürtleri.

İşte onların torunlarına sesleniyorum.

Çok hayati bir süreçten geçiyoruz.

Efendiler...

Var olduğunuzdan bugüne kadar kader birliği yaptığınız egemen ulusun menfaatlerini gözeten yeni bir anayasa hazırlandı.

Birkaç aya kalmaz, bu anayasanın kabul ya da RED'i için önünüze sandık kurulacak.

Kimileriniz "Daha çok erken. Hele bi gelsin, bi hal çaresine bakarız" diyecek.

Ama 'çok erken' olan bir şey yok.

Erken kalkan yol alır.

Onun için seslendim.

Bu anayasa için ne düşünüyorsunuz?

"Ne yapacaksınız?, kararınız ne olacak?

'Evet' ya da 'Hayır'cı mısınız yoksa bir 3.cü seçenek var mı..!

Duydum ki, temsileyetimize icazet verdiğimiz siyasetçiler ağırlıklı olarak 'HAYIR' diyelim 'HAYIRLARA VESİLE OLSUN' demeye başlamışlar.

Tabii ki onlar yalnız değil.

70-80’li yıllarda üniversiteli Kürt gençlerin beyinlerini yıkayan ve onlara en büyük ihaneti eden Ergenekoncu Perinçek’ler  te aynı kulvarda.

'Apo benim kardeşimdir ' deyip sonra Kürt gençlerinin katli karşısında kadeh kaldıran fazlasıyla küçük olan Yalçın Küçük’te aynı sahnede.

Sadece onlar mı?

Değil...

Sefo Deresi katliamında General Muğlalı’ya direktif veren, Dersim katliamında uçağı Sabiha Gökçen’e teslim eden Kemalizm’in mirasçıları CHP de 'HAYIR' diyor.

İşte görünen tablo bu.

Egemen ulus zihniyetini egemen kılan bir anayasa var.

Aslında 'HAYIR' diyeceklerini söyleyen, seni öteleyen sağcı-solcu tüm kesimlerin niyeti de bu mecrada, ama sen de kalkmış 'HAYIR ' diyecem diyorsun.

Şimdi buna ne ad vereceğiz?

Sur, Cizre, Şırnak, Gewer yıkılırken, masada kadeh tokuşturanlarla aynı kulvarda mı yürüyeceksiniz. !

Dünyada olup biten tüm mağduriyetler karşısında ali kıran baş kesen olan, söz konusu Kürtler olunca dut yiyen bülbüle dönen Sözüm ona 'solcu-liberal, aydın-demokrat' egemen ulus savunucularıyla birlikte 'HAYIR' mitingleri mi düzenleyeceksin. .!

'İrademiz' deyip meclise gönderdiğimiz siyaset medarlar...

Bu kadar belediye başkanı tutuklandı.

Koca çınar Ahmet Türk şuan hasta haliyle mahpus damında.

Genel başkan Demirtaş dört duvar arasında.

Allah aşkına soruyorum, tüm bunlar olup biterken, Şuan birlikte 'HAYIR' diyeceğin kaç kişiyi  yanında gördün?

Çözüm süreci başlayıp akan kan durduğunda, bu 'HAYIR'CILARIN' nasıl paniklediklerine şahitlik etmediniz mi!

Ya... vallahi de billahi de artık kabak tadı veriyor.

 

Biliyorum. 'ha...s...tir" diyeceksiniz.

"Kuş beyninle o aklını kendine sakla" diyeceksiniz.

Ama sadece ben değil böyle düşünen binlerce kişi var.

Onun için diyorum "hele bi gelin, baş başa verelim, üç-beş kelam edelim".

Geçmişte yaşanan ve bugünü yaratan tahribatlara mahal vermeyelim.

Siyaset ustalık gerektirir.

Sabır gerektirir.

Kürt artık eski Kürt değil.

Uluslararası diplomasi de kabul gören bir halktır.

Diplomasi olanaklarını zorlamalıyız.

Bizim derdimiz CHP-PERİNÇEK-FETÖ değil.

Biz kendi yaralarımızı sarmalıyız.

Varın gerisini siz düşünün.

Takdir halkımızındır.