CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gül'ü desteklerim' açıklamalarıyla ilgili olarak, "Bana sorulan soru, başka hiç aday çıkmaz, aday olmaz sadece iki kişi kalırsa nasıl oy verirsiniz. Yani seçeneği olmayan bir soru soruldu bana. Bende dürüst bir politikacı olarak, seçeneği olmayan bir soruya yanıt verdim" dedi.
Basın-yayın organlarının Ankara temsilcileriyle Hilton Oteli'nde bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ofislerinde bulunan dinleme cihazlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

"FAİLLER BULUNARAK YARGININ ÖNÜNE ÇIKARTILMALIDIR"
"Olay yaklaşık bir yıl önce gerçekleşmiş ve bugüne kadar aydınlanmamışsa bunun sorumlusunu bulmamız gerekiyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Bu başka bir Uludere'dir. Bir ülkenin başbakanı dinleniyor, Başbakan kendisinin dinlendiğini bir yıl sonra katıldığı bir televizyon programında açıklıyor. Bunu da getirip derin devlete bağlıyor. Yabancı ülkelere bağlamıyor bakın. Sayın Başbakan derin devlete bağlıyor. O derin devletin kimlerden olduğunu anlattım. Kimlerden oluştuğunu Sayın Başbakan bilir. O kişilerle zaman zaman bir araya geliyor. İstihbarat örgütleriyle bir araya geliyor. Sayın Başbakanın oturduğu konutun etrafı yol geçen hanı değil herhalde. Girenler, çıkanlar, kameralar, güvenlik önlemleri, ODTÜ'ye giderken 3 bin 500 polisle gidiyor da herhalde evine giderken tek başına gitmiyordur. Evi korunuyordur. 24 saat korunuyordur. Korunması gerekir onu da söyleyeyim. Ama bütün bu korumalara rağmen birileri Başbakanı dinliyorsa, Başbakan bundan haberdar oluyorsa failleri çıkarmak zorunda ortaya. Olayı kapatırsa, bir başka Uludere olayı gibi kapatılmış olur veya Afyonkarahisar patlaması gibi. Bunlar olmaz. Demokrasilerde bunlar kabul edilemez. Failler bulunarak çıkarılacak, yargının önüne konulacak. Kimin hangi gerekçeyle bu ülkenin Başbakanını dinlediğini de öğrenmiş olacağız" dedi.

"SANATÇILARLA KARŞI KARŞIYA GELMEK İSTEMEM"
Bir gazetecinin, Tekirdağ Gençlik Kolları Başkanının başörtülüler ile ilgili sosyal paylaşım sitesinden yaptığı açıklamalarla ilgili ve sanatçı Levent Kırca'nın ağır ifadeleriyle ilgili değerlendirmelerini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Tekirdağ da, sosyal paylaşım sitesinden açıklama yapan genç arkadaşımız Gençlik Kolları başkanı değil ama partimizin üyesidir. Disipline verildi gereği yapılacaktır. Hiç kimsenin bir olayı şu ve ya bu şekilde aşağılayıcı bir şekilde dillendirmemesi gerekir. Beğensin veya beğenmesin. Ama demokrasilerde bu tür ifadeleri kullanmak doğru değildir. Kim olursa olsun. Hele CHP'linin bu çok dikkat etmesi gerekir. Sayın Levent Kırca'nın benimle ilgili söylediği sözleri doğrusunu isterseniz söyleyecek pek fazla bir şey bulamıyorum. Sanatçılarla karşı karşıya gelmek istemem. Dünyanın en tehlikeli işlerinden birisidir. Sanatçıdır, herkesin sanatına saygı duyarız."

"YENİ BİR SAYFA AÇTIK"
Başka bir gazetecinin Çin'e gerçekleştireceği ziyaretin ardından Irak ve Mısır ziyaretlerinin bulunduğunu ve yurt dışından kendisine artan bir ilginin olduğunu gözlendiğini sorması üzerine Kılıçdaroğlu, CHP'nin dünyada sayılı partilerden birisi olduğunu ifade etti. CHP'nin dünyanın en eski 4 veya 5 partiden birisi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin çağdaşlaşması, çok partili hayata geçiş ve Türkiye'nin değiştiren ve dönüştüren önemli olayların altında imzası olan bir partidir. Yurt dışında bilinen ve tanınan bir partidir. İlişkilerimiz biraz zayıftı, onları biraz güçlendiriyoruz. Şu biliniyordu, Türkiye'de özgürlüğü savunan parti CHP'dir. Demokrasiyi savunan parti CHP'dir. Tutuklu gazetecilerle ilgili olayı dünya kamuoyuna mal eden parti CHP'dir. Bütün bu olaylar biliniyor. İlgi duyuluyor. Yeni bir sayfa açtık biz. Yeni bir sayfa içerisinde demokrasiyi, özgürlüğü, adaleti çok partili yaşamın güçlenmesini savunan bir partiyiz. Dolayısıyla batının pek çok ülkesi ilgi gösteriyor CHP'ye. Onlarla zaman Ankara'da, zaman zaman yurt dışında bir araya geliyoruz. Ankara'da daha fazla yüz yüze geliyoruz. Talepler geliyor. Orada gidip anlatacağız ve görecekler Türkiye'nin değişime dönüşüme ihtiyacı var. O sağlayacak olan bir partiye ve yönetime ihtiyaç var. Onun anahtarının CHP'de olduğunu biz anlatıyoruz. Onlarda ilgi gösteriyorlar" diye konuştu.

"HALK KENDİSİNE YAKIŞAN BİR CUMHURBAŞKANI SEÇECEK"
Gazetecilerin kendisinin bir televizyon kanalında yaptığı "Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Gül ve Erdoğan aday olması durumunda Gül'ü desteklerim" açıklamalarının hatırlatılması üzerine ise Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bana sorulan soru, başka hiç aday çıkmaz, aday olmaz sadece iki kişi kalırsa nasıl oy verirsiniz. Yani seçeneği olmayan bir soru soruldu bana. Bende dürüst bir politikacı olarak, seçeneği olmayan bir soruya yanıt verdim. Ama benim gerçek düşüncem, halk Cumhurbaşkanlığı'na kesinlikle Recep Tayyip Erdoğan'ı seçmeyecektir. Türkiye'yi bu kadar kutuplaştıran birisinden cumhurbaşkanı mı olur? Kavga ortamından, şiddetten beslenen bir insandan cumhurbaşkanı mı olur? Kadın erkek eşitliğini görmezlikten gelip, böyle bir eşitlik olamaz diyenden cumhurbaşkanı mı olur? Bu ülke kendisine yakışan bir cumhurbaşkanı seçecektir. Herkesin sevdiği, saydığı ve herkesin kucakladığı, tarafsızlığıyla, birikimiyle dünya görüşüyle, çağdaş değerleriyle özgürlükçü anlayışıyla herkesi kucaklayan bir kişi bu ülkede cumhurbaşkanı seçecek halkımıza güveniyorum."
(TB-ÖZ-Y)

26.12.2012 12:39:43 TSI

Editör: Wan Haber