Keşke seni önce tanısaydım. Hurşide’den önce mesela! İlkokul öğretmenimdi benim. İlk göz ağrımdı. Defterlerimizi açtırıp da tek tek kontrol ederken ev ödevlerimizi, nasılda sarılıp uyumak isterdim kollarında. Oysa çok sonra öğrenmiştim onun beni sevmediğini! Sıra dayağında yemiştim ilk tokadını! Sonraki tokadı ben atmıştım o’na ve ilkokul beşte terk edip gitmiştim!
 
 
 
            Keşke seni önce tanısaydım. Hatice’den önce mesela! Ortaokulda sevmiştim onu, sonra lisede buluşmuştuk! Farklı bölümlerdeydik. Ben torna tesviye o elektronik bölümündeydi. Bazen aşk bize göre değil derdik. Aşk büyük biz küçüktük. Lise 2’de, üstelikte evinde, pankart hazırlarken birkaç el silah sesi duyulmuş odasından. Düşmüş körpecik yüreği! Mahalle arasında utanarak öptüğüm yanağından kan süzülmüş. Kimi dedi kendini vurmuş, kimi dedi meçhul! Oysa seksenli yıllar hep karanlıktı.
 
 
 
            Keşke seni önce tanısaydım. Meral’den önce mesela! Ben aslında Necla’yı seviyordum, Meral onun arkadaşıydı. Kısa çöp çekmiştim Meral çıkmıştı! Karşıki lisedendi. Güzeldi. Çirkin olduğunu başka bir çocukla okulu kırdığında anlamıştım. Ayrılalım demiştim, peki demişti!
 
 
 
            Keşke seni 20’li yaşlarda tanısaydım. Fişlenmeden önce mesela! İçeri düşmeden, işkence görmeden, Filistin askısında sağ kolumu, elektrik tezgâhında omzumu kırmadan önce.
 
 
 
            Keşke seni önce tanısaydım. Songül’den önce mesela! Daha yeni söylemiştim, onu ne kadar çok sevdiğimi. Nereden bilsindi ertesi gün gözaltına alınıp, 10 ay cezaevinde yatıp çıktıktan sonra bir daha arayıp sormayacağımı. Doksanlı yılların başı, devrime sıcak bakan insanların aşka uzak günleriydi!
 
 
 
            Keşke seni önce tanısaydım. Gülsüm’den önce mesela! “Otantik” derdim ben ona, giydiği elbiseden dolayı. Nasıl da güzeldi, otobüste cam kenarında gözlerini süzerdi. Benden bir durak önce binerdi, tanışmak için içim giderdi. Bir gün yer vermiştim ona, oturması için. Oysa ne çok isterdim, onun da bana kalbini vermesini. Öyle de oldu, ama kısa bir süre sonra, zaman da doldu. O yıllarda akan kan, damarda çok durmuyordu. Önce ben eskisi gibi koşarak gitmedim otobüse, sonra o binmemeye başladı aynı otobüse. Belki otobüsün saatleri değişmişti bekli de biz!
 
 
 
            Keşke seni depremden önce tanısaydım. 17 Ağustos depreminden önce mesela. İnsanlar ölmeden, ocaklar sönmeden, umutlar tükenmeden önce. Keşke seni herkesten önce tanısaydım. Fatma’dan önce mesela ya da Sevda’dan önce! Serpil iyi kızdı Neriman aksi! Filiz’i de çok sevdim, Nigar’ı da. Anla artık ben; beni sevenleri hep sevdim.
 
 
 
            Keşke seni önce tanısaydım. Şafak sökmeden önce mesela. Harman toplanmadan, çaylar demlenmeden önce. Ya da ne bileyim, hayatımda önce demediğim birini tanımadan önce. Keşke seni... Keşke seni yok artık! Başka da bir şey demeyeceğim! Tam zamanında tanıdım seni. Tam zamanında sevdim. Seni tanıdım dünyayı tanıdım; seni tanıdım kendimi tanıdım. Sorma öyleyse bana seni ne kadar sevdiğimi. Sen yolda yürürken adımlarını sayıyor musun?


Yasal Uyarı​

  • Yazarın yazıları, fikir ve düşünceleri tamamen kendi kişisel görüşüdür ve sadece kendisini bağlar.
  • Haber ve Köşe yazılarına yapılacak yorumlarda yorum yapan kişi yasal sorumludur. Sitemiz yorumlardan yasal sorumlu değildir.