Aralarında sanatçı Suavi’nin de bulunduğu İnsan Hakları Derneği üyeleri ile birlikte Meclis Başkanı ile yapılan görüşmelerin ardından TBMM’de düzenlenen basın toplantısında konuşan İHD eski başkanlarından Akın Birdal, “Hasta tutsaklara özgürlük istiyoruz. Cezaevleri bir isyan biriktiriyor, cezaevlerinde uygulanan kötü muameleler, hasta tutsakların durumu, insanlar şuanda susuyorlar. Genel bir açlık grevi, peş peşe cenazelerin çıkartılması tehlikesi var. Bu tehlikeye dikkat çekmek için geldik” diye konuştu. 


Cumhurbaşkanı ile görüşmek için randevu talebinde bulunduklarını ve bugüne kadar yanıt alamadıklarını söyleyen Birdal, dosyayı kendilerine sunulmak üzere Çankaya Köşkü’ne götüreceklerini belirtti.


Hasta hükümlülerle ilgili sayının arttığını belirten İHD Başkanı Öztürk Türkdoğan ise, “Israrla ve inatla adım atılmıyor. Yaşam hakkı bu kadar mı ucuz? Bir insanın ağır hasta olduğunu bile bile onu cezaevinde tutmaktan zevk mi duyuyorlar. Son 10 yılda çok sayıda insan cezaevinde yaşamını yitirdi. Cezaevleri şuanda kaynıyor, itiraz ediyor. Türkiye tarihinde olmadığı kadar çok insan var cezaevinde. 148 bin mahpus var. İnsani yaşam koşullarına uygun yerlerde tutulmak zorundalar.

Hapishanelerdekilerde insandır, hepimiz oraya düşebiliriz, hastalanabiliriz. Bu sorun ile daha fazla ilgilenmek gerekiyor. Ağır hasta mahpuslarla ilgili kamuoyu baskısını oluşturmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
 

“HEKİM İSTİHDAMI YETERSİZ”
Türk Tabipleri Birliği eski başkanlarından Gençay Gürsoy, “Cezaevlerindeki hekim istihdamı yetersiz. Bir insanlık suçu işleniyor. Dünya kamuoyu nezdinde onarımı mümkün olmayan bir itibar kaybına doğru gidiyoruz. Cumhurbaşkanı ile randevu alabilmiş değiliz maalesef. Adli Tıp Kurumu bağımsız bir kurum değildir” ifadelerini kullandı.


Hasta hükümlü Osman Akdağ’ın kızı Safire Akdağ da, babasının yaşadığı sorunları anlatarak, “Babam 65 yaşında, 15.5 yıldır cezaevinde. 12 Eylül döneminde Diyarbakır Cezaevi’nde gözleri asitle yakıldı, açık kalp ameliyatı oldu. Beyninde bir kist oluştuğu tespit edildi” dedi. 


7 bin kişinin paralel yapı tarafından dinlendiği iddialarıyla ilgili olarak konuşan Hasip Kaplan, “Hep dinlendik biz. Bu dinlemeler önceden de yapılıyordu. Türkiye’de gizli dinlemelerin yüzde 85’ini kamu görevlileri yapıyor. Türkiye’de dinleme bekçi düzeyindedir. Herkes dinleniyor. Burada idari, yargısal ve siyasal denetimin konulması hukuk devletinin gereğidir, Başbakan neden seyrediyor o zaman. Suç bunlar, savcılar neden seyrediyor. Bunlar hepsini gıdasını TMK’dan alıyor. Gereğini yapsınlar” diye konuştu. 

Editör: Wan Haber