Van Kadın Derneği (VAKAD) ile Yaka-Koop tarafından bölgede yaşanan son geleşmelerle ilgili olarak ortak bir yazılı basın açıklaması yapıldı.

"ÇOCUKLAR ÖLÜYOR"

Bölgede yaşanan çatışmalarda sivil kayıplara dikkat çekilen açıklamada şöyle denildi:

"Türkiye, ne yazık ki tarihine yeni bir kanlı dönem daha eklemektedir. Kendini koruma, hayatta tutma olanağı bulamayan sivillerin öldürüldüğü bir savaşın içindeyiz. Bugüne kadar da taraflardan sivillerin korunmasına ve çatışmaların durmasına yönelik herhangi bir çaba da gelmemiştir. Ne hendek kazmalarla bir sorun dile getirilebilmiş ne de tank ve tüfekle çözüm getirilebilmiştir. Aksine Kürtlere yönelik nefret söylemi artmış, sivillerin sivillere, ev ve işyerlerine saldırıları normalleşmiştir; öldürülen sivillerin dörtte biri çocuklardır. Kadınlar evlerinde, sokakta infaz edilmektedirler. Damda uyuyan kadın ve çocuklar, kapıya çöp bırakan kadınlar keskin nişancılar tarafından katledilmektedir. Tamamen siviller hedef alınmıştır."

"CENAZELER SOKAKTA…"

Bazı ilçelerde yaşanan çatışmalarda ölenlerin cenazelerinin günlerce sokak ortasında kaldığına işaret edilen açıklamada, şunlar ifade edildi:

"Sokakta katledilen kadının cesedinin alınmasına bile izin verilmemektedir. Sokağa çıkma yasağını, pencereden bakma yasağı takip etmektedir. Binlerce Kürt yerini yurdunu bırakmak zorunda kalmıştır. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu bölgelerden kamu görevlileri çıkarılmış olup halk korku ile terbiye edilmektedir. Bu savaş derinleştikçe korku artıyor, yayılıyor ve barış içinde yaşama olan umut tükeniyor."

"SİLAHLARI BIRAKIN!"

Taraflara silah bırakma çağrısı da yapan kadınlar şunları dile getirdi:

"Bir grup kadın olarak sesleniyoruz; silahları bırakın! Temizlenmesi gereken evlerimiz değil, cephaneliklerinizdir! Temizlenmesi gereken sokaklarımız değil, tanklarınız, TOMA'larınızdır. Temizlenmesi gereken ilçelerimiz değil, karargâhlarınızdır. Sokaklarımız kimsenin savaş alanı değildir! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriyeli sivillerin güvenliği için dünyaya haykırıp istediği güvenli bölgeyi Kürtler için de istemelidir."

"NEFRET SÖYLEMİ DURSUN!"

Olayların tırmanmasının ve daha da içinden çıkılmaz hale gelmesinin en büyük nedeninin nefret söylemi olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Türkiye Büyük Millet Meclisi derhal Kürtlere yönelik nefret söyleminin durması dahil sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanması, sokağa çıkma yasaklarının kaldırılması, çatışmasızlık normal yaşama geri dönülmesi ve sivillere yönelik benzeri tutumun güvenlik adına dahi gerçekleşmeyeceğinin garantisini vermesi gerekmektedir. Parlamenter sistemin gereği budur! Çözüm yeri meclistir. Harekete meclisten başlanmalıdır! Bu yangını hep birlikte söndürmezsek yangın her yere yayılacaktır. Kürtlerin talepleri en temel insan haklarıdır. Bu en temel haklarımız yıllardır gasp edilmektedir. Kürtlerin kendi kaderlerini tayin hakkı en temel haklar arasındadır. Her an işkence, cezaevi, katliam korkusu kaderimiz değildir. Onurlu bir yaşam Kürtlerin hakkıdır. Bunun tesisi için uluslararası kuruluşlar harekete geçmelidir. Dünyanın gözü önünde kaç asırdır Kürtler katliamlara maruz kalıyorlar. Buna derhal son verilmelidir. Susmak ölümleri çoğaltıyor, harekete geçmemek zalimi cesaretlendiriyor. Herkes hemen yaşamak ve yaşatmak için harekete geçmelidir."

Adil Harmancı-Prestij

Editör: Wan Haber