Nazilli Ticaret Odası, işçi çalıştıran tüm işyerlerini ilgilendiren ve işverenin yükümlülüklerinin ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı bir seminer düzenledi.
Nazilli Belediye Nikah Salonu'nda yapılan seminere konuşmacı olarak katılan İzmir 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Odaman, yeni yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununu detayları ile anlatarak soruları cevaplandırdı. Büyük bir katılımla gerçekleşen toplantının Oda üyesi işyerleri başta olmak üzere Nazilli ve çevre ilçeleri açısından çok önemli bulduğunu söyleyen Nazilli Ticaret Odası Başkanı Tacettin Pirinç, "1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren iş sağlığı ve güvenliği yasası ülkemiz çalışma hayatı için yeni uygulamalar ve sistematik güvenlik önlemleri getirmektedir. İşyeri güvenliği ve sağlığı ile ilgili daha önce yürürlükte olan mevzuat belirli sayıda işçi çalıştıran ve belirli bir büyüklüğü olan işletmeler için geçerliyken yem yasa işçi çalıştıran tüm işyerleri için uygulanacaktır. Yem yasada kamu özel sektör ayrımı bulunmamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği yasası genel kanının aksine sadece işçi sağlığı ile ilgili alınması gereken tedbirleri değil, işyerinin güvenliğini de önemsemektedir. Dünyada her 15 saniyede 160 iş kazası meydana gelmekte ve her 15 saniyede 1 işçi iş kazası veya meslek hastalığı neticesinde hayatını kaybetmektedir. İş kazaları ve meslek hastalıklarının ekonomik maliyeti her yıl dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 4'üne tekabül etmektedir" dedi.
Yasanın temel amacının işveren işçi ayrımı yapmadan insan sağlığını ön plana çıkarmak ve maddi zararları en aza indirerek ülke ekonomisine fayda sağlamaktır diyen Tacettin Pirinç; "Uluslararası piyasada güvenlikli bir üretim sistemi kurmayı veya iş güvenliğini sağlamak için yaptığı yatırımı gereksiz bir maliyet olarak gören büyük ölçekli firmaların bugün tam tersine ürünlerinin reklamını yaparken çevre dostu üretimlerini ön plana çıkardıklarını görüyoruz. Çevre dostu ve az enerji harcayan ürünler fiyatlarının yüksekliğine rağmen daha çok tercih edilmektedir. Uluslararası çalışma örgütünün tahminlerine göre, dünyada 1,2 milyarı kadın olmak üzere 3 milyar civarında bir iş gücü bulunuyor. Sadece bu rakam dahi, çalışma hayatında yapılacak her iyileştirmenin dünya üzerindeki herkesi yakından ilgilendirdiğini ortaya koyuyor. Türkiye, 2003-2010 yılları arasında yaşanan küresel krize rağmen yıllık ortalama yüzde 4,9 oranında bir büyüme kaydetmiştir. Türkiye ekonomisi, küresel krizden sonrası dönemde, dünyada en hızlı toparlanan ekonomilerden birisidir. Türkiye bir yandan istihdamı artırırken, istihdam şartlarını iyileştirme konusundan da hiçbir taviz vermemektedir. İş dünyamızın da bu konuyu uyulması gereken bir zorunluluktan ziyade, sağlık ve güvenliği destekleyen, verimi ve kaliteyi artıran bir araç olarak gördüğüne inanıyorum. Bu inanışla birlikte, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sürekli iyileşme ve gelişme sağlamak mümkün olacaktır. Sağlıklı ve güvenli iş yerlerinin oluşması, iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenebilmesi için bu kültürü oluşturmalı ve tüm topluma yaygınlaştırmalıyız" diye konuştu.
Seminere konuşmacı olarak katılan İzmir 9 Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Odaman, yeni yürürlüğe giren 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununu detayları ile anlatarak soruları cevaplandırdı.
(ÜÖ-MB-İK)

31.01.2013 14:23:16 TSI

Editör: Wan Haber