Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yanı mescitte yan yana namaz kılan müminlerin farklı günlerde bayram yapmasının ne dinen, ne ilmen, ne de fıkhen açıklanabilir bir tarafının olmadığını söyledi. Görmez, bu durumun bütün dünya Müslümanlarını üzdüğünü ifade etti.
Ramazan ayı ve dini bayramların başlangıç tarihleriyle ilgili İslam ülkelerindeki farklılığa son vermek amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından "Uluslararası Ruy'et-i Hilal Konferansı" Hazırlık Toplantısı gerçekleştirildi. İstanbul Dedeman Otel'de başlayan ve iki gün sürecek olan toplantıda Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ve İslam dünyasının önemli isimleri katıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez toplantıda yaptığı konuşmada, "Uzay çağında hesapla amel etmeye karşı çıkmak, yeryüzünde ilk rasathaneyi kuran Müslüman alimlerin nesillerine yakışmaz. İslam ümmetinin paramparça olduğu bir zamanda bayram sevincinde dahi birleşememek ve bunu bir ayrılık konusu haline getirmek Ümmet-i Muhammed'e yakışmamaktadır. Meselenin asıl sıkıntılı tarafı ise, İslam ülkelerinde yaşanan bu tartışma ve ihtilafın, aynı medeniyetin bir parçası olarak yaşamış pek çok ülkede bulunan Müslümanlar arasında söz gelimi Balkanlarda, Kafkaslarda, Rusya coğrafyasında, Orta Asya Türkü cumhuriyetlerinde toplum içinde bir fitne ve fesada yol açmış olmasıdır" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Ru'yet-i Hilal konusunda daha önce de pek çok ilmi toplantının düzenlendiğini, bir çok ilim adamının bu toplantılarda bildiriler sunduğunu, sonucunda önemli kararlar alındığını; ancak bütün bunlara rağmen bu sorunun nihai bir çözüme kavuşturulamadığını söyledi.

"AYNI BOYLAMDA BULUNAN İSLAM ÜLKELERİ DAHİ ÜÇ FARLI GÜNDE BAYRAM YAPMAKTAN KURTULMAMIŞTIR"
Toplantıda İslâm dünyasına önemli mesajlar veren Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzay çağında, hala aynı boylamlarda ve yeryüzünün birbirine yakın coğrafi bölgelerinde bulunan İslam ülkeleri dahi üç farklı günde bayram yapmaktan kurtulamamıştır. Halbuki çağımızda en başta Ahmet Muhammet Şakir, Mustafa ez-Zerka ve Yusuf Kardavi olmak üzere bir kısmı şimdi aramızda bulunan ilim adamlarımız çok açık bir şekilde ortaya koydular ki astronomik hesaplarla kameri aybaşlarını belirlemek, çıplak gözle hilali görerek kameri ayı tespit etme alternatifini ortadan kaldırmak için değil, ayın başlangıcını belirlemede daha sağlıklı bir yöntem olduğu içindir. Astronomik hesaplarla kameri aybaşlarını belirlemeye dinen bir engel varmış gibi göstermek, İslam'ın ilme verdiği önemi göz ardı etmekten ve dikkate almamaktan başka bir şey değildir. Günümüzde kameri aybaşlarını hesaplarla belirlemek en sağlıklı ve hatadan en uzak yöntemdir. Dinen buna herhangi bir engel yoktur".

"ÜMMETİ MUHAMMED'E YAKIŞMAMAKTADIR"
İslam ümmetinin paramparça olduğu bir zamanda bayram sevincinde dahi birleşememenin Ümmet-i Muhammed'e yakışmadığını söyleyen Görmez, "Meselenin asıl sıkıntılı tarafı ise, İslam ülkelerinde yaşanan bu tartışma ve ihtilafın, aynı medeniyetin bir parçası olarak yaşamış pek çok ülkede bulunan Müslümanlar arasında söz gelimi Balkanlarda, Kafkaslarda, Rusya coğrafyasında, Orta Asya Türki cumhuriyetlerinde toplum içinde bir fitne ve fesada yol açmış olmasıdır. Ne yazık ki bu fitne, bazen aynı evde yaşayan kardeşleri karşı karşıya getirecek boyutlara varabilmektedir" diye konuştu.
"Farklı günlerde bayram yapmasının ne dinen, ne ilmen, ne de fıkhen açıklanabilir bir tarafı vardır" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllardır bayram günlerini tatil günü olarak kabul ettirmek için mücadele eden bu azınlıklar, kendi içlerinde bayram günleri konusunda ihtilafa düşünce bin bir zorlukla elde ettikleri haklarını kaybetmekle karşı karşıya kalmışlardır. Üstelik aynı mescitte yan yana namaza duran Müminlerin farklı günlerde bayram yapmasını ne dinen, ne ilmen, ne fıkhen açıklamak mümkündür. Diğer taraftan halkların algısında bu mesele ilmi ve içtihadi bir konu olmaktan çıkmış, gündelik politik bir tartışmaya dönüşmüştür. Birliğimizin sembolü olan bayramlarımız, bir ihtilaf konusu haline gelmiş, Müslümanlar ağyarın gözünde küçük düşmüştür. Zorlama hadis yorumlarıyla okuma, yazma ve hesap bilmemeyi fazilet gibi gösteren ve hesabı reddeden aşırı yorumlar ise astronomiyi ve astronomik hesapları bilen entelektüel kişilerin, belli bir kültür düzeyine sahip olan herkesin ve okumuş kesimin zihinlerini teşviş etmektedir" diye konuştu.

"BÜTÜN MÜSLÜMANLARI DERİNDEN ÜZMÜŞTÜR"
Bu yıl Müslümanların kurban bayramını üç farklı günde kutlamaları bütün dünya Müslümanlarını bir kez daha üzdüğünü dile getiren Görmez, "Bunun üzerine milletimiz Diyanet İşleri Başkanlığından 1978 yılında olduğu gibi İslam dünyasının alimlerini bir araya getiren, her türlü politik ve siyasi mülahazalardan ayrı, konuyu ilmi ve dini esaslara uygun bir şekilde ele alan kapsamlı bir toplantıya öncülük yapmasını istemiştir" dedi.
Ru'yet-i-Hilal Konferansı Hazırlık Toplantısı, İslam dünyasında takvim birliğini sağlamaya katkı yapmak amacıyla İstanbul'da düzenleniyor.
Ru'yet-i Hilal, hilalin görünmesi anlamına gelen bir tabir. Kameri ayların başlangıcı, hilalin ilk defa dünyanın her hangi bir yerinden görülmeye başlamasıyla belirleniyor. Konferansta tartışılan temel konu bu. Günümüzde uzay çağında, ayın ne zaman, nerede, nasıl görüleceği hesaplarla son derece dakik bir şekilde tespit edilebiliyor. İslam alimleri bu konuda bir görüş birliğine varırlarsa, bu ihtilafta ortadan kalkmış olacak.
(EY-ÖFA-Y)

18.02.2013 13:38:44 TSI

Editör: Wan Haber