Amin Khawalah

İşte Hürriyet Yazası Onur Baştürk'ün gözünde bir hafta sonu Van

Van Gölü’nde yüzüp sodalandım, üstüne güneşlendim. Akşam önce bir partide eller havaya yaptım, sonra bir diskoda coştum. Van’daki 48 saatlik yaz tatilimde daha neler oldu neler...

Ne işin var oralarda

Bir yere seyahat ettikten sonra şu sorunun sorulmasına alışkınım:
“Nasıldı?”
Ama ilk kez geçen hafta sonu bu sorunun yerini başka sorular aldı: 
“Neden gittin? 
Ne vardı orada?”
Ne işim olabilirdi ki Van’da?
Alaçatı ve Bodrum varken yaz ortası Van’a mı gidilirdi? 
Böyle diyenler o kadar çoktu ki. 
Valla garip. 
Sadece şöyle desem yeterli: 
Popüler yazlık beldeler artık o kadar bildik ve sürprizsiz ki, araya başka bir rota almak, heyecanlanmak gerekiyordu. 
Ben de epeydir “İranlıların Bodrum”u haline gelen Van’a gitmeyi tercih ettim. 
Sonuç? Alaçatı-Bodrum gece hayatından daha çok eğlendim, Bodrum’un denizine benzer görüntüsü olan bir suda, Van Gölü’nde yüzdüm ve bir sürü yeni şey öğrendim!
Şimdi buyurun iki günlük 
Van yaz tatilinden geriye 
kalan notlara...

Ne, soda cilde iyi mi geliyormuş?

Vanlılar önlerindeki koca göle “deniz” diyor. 
Haklılar. Çünkü şöyle bir bakınca ucu bucağı yok Van Gölü’nün. 
Hele tekneyle açılınca, dalgaların köpükleri üzerinde savrula savrula gitmeye başlayınca bildiğin Boğaz’dasın, hiç farkı yok. 
Akdamar Adası’na doğru gelip de adanın rüzgar almayan arka tarafındaki berrak suya bakınca ise basbayağı Bodrum!
Zaten burası göle girmek için en iyi noktalardan biri. 
Peki su nasıl? Coğrafya bilgilerinizi tazeleyelim: Malum, göl hem sodalı hem tuzlu. 
Hatta dünyanın en büyük sodalı gölü. 
Görüntü deniz gibi tamam da, yine de girmeden önce bir ürküyorsun. 
Ama girdikten sonra her şey değişiyor. Kaymak gibi bir su. 
Soğuk da değil, aksine çok ılık. 
Ve esas bomba: Göl suyundaki soda cilde iyi geliyormuş. Bir tür gençlik aşısı yani. İnanış böyle. Cilt hastalıkları ve sinüzite de iyi geldiğini söyledi Vanlı arkadaşlar. 
Hatta Vanlı çocuklar yazın saçlarının sarılığını sodalı suya borçluymuş. 
Eğer gölden çıktıktan sonra saçını yıkamaz ve üstüne bir de güneşlenirsen saçının rengi açılıyor, hafifçe sararıyormuş. 
Tüm bunlar bir yana gölde yüzmenin büyüleyici bir yanı vardı, orası kesin. 
Özellikle de gölün içindeki ışık hüzmesinin tablomsu hali...

Neden geliyorlar?

Özellikle yazın Urmiye ve Tebriz’den çok fazla İranlı turist geliyormuş Van’a. 
Zaten şehirde ve civar ilçelerde şöyle bir gezince plakalardan, konuşma balonlarındaki dilden anlıyorsun. Peki neden geliyorlar? Ucuz alışverişe ve yine göl kenarında ucuz yaz tatiline. Belki de en önemlisi özgürlüğe!
Divan diye havuzlu, mangallı pek popüler bir göl kenarı plajı var mesela. 
Ben gittiğimde müşterisinin çoğu İranlıydı. 
Mekanın işletmecisi Tuğba Dede, “Çok fazla İranlı geliyor. Rahat ediyorlar burada” diyordu. 
Kurban Bayramı’nda 70 bin İranlı bekleniyormuş, daha ne olsun? 
Bir yandan Vanlı kadınlar rahatça denize girsin diye belediye tarafından özel kadın plajı açıladursun, İranlılar göle ya da havuza “karma” girme hevesiyle buraya geliyor. Hayatın bir tuhaf çelişkisi değil mi?

 

Editör: Wan Haber