Konakladıkları otellerde kurulan "Haft Sin" sofrasını anlatan İranlı Tur Rehberi Mehdi Sadeghpour, nevruz geleneğinin yaklaşık bin yıllık olduğunu belirerek, “Kültürümüzde yılbaşının bereketli olması için 'Haft Sin' sofrası kurulur. İki hafta boyunca bu sofra evin bir köşesinde kalır. Bu sofrada bulunan 7 farklı malzeme, farklı anlamlar taşımakla beraber bunları yemiyoruz. Bunlar temsili olarak duruyor” dedi.

“Haft Sin sofrası yılbaşı geleneğidir”

Mehdi Sadeghpour, baharın habercisi nevruzu yılbaşı olarak kutladıklarını ifade ederek, “Bizim geçmişte kalan geleneğimizde 'Haft Sin' sofrası kurulur. ‘Haft Sin’, yedi S demektir. Burada 7 tane malzeme oluyor. Bunların her biri bir anlam taşıyor. Sebze sağlık, ayna ve su aydınlık, elma bereket, sikke para ve refahlık demektir. Sofrada Kur’an konur, o da ‘yaşamınız Kur’an ile birlikte olsun’ anlamı taşımaktadır. Sofrada bulunan her yiyecek ayrı bir anlam taşımaktadır” şeklinde konuştu.

“Aile bireyleri sofranın etrafında toplanıp iyi dileklerde bulunurlar”

Sofrada genellikle sib (elma), sir (sarımsak), sekke (sikke para), sebze (yeşillik), somag (baharat), su içindeki kırmızı balıklar, ayna ve Kur’an bulunduğunu anlatan Sadeghpour, “Aile bireyleri yılbaşlarında bu sofranın başında toplanıp, yıl değişimini kutlarlar. Birbirlerine sağlıklı yaşam, aydınlık yıllar gibi iyi dileklerde bulunurlar. Bu şekilde yeni yıla girerler. Bu çok eski bir gelenektir. Kimi rivayetlerde Mecusilerden geldiği de söyleniyor” diye konuştu.
Hıristiyanlardaki çam ağacı süsleme geleneğine de benzerlik gösteren bu geleneğin Mecusiler döneminden geldiği ve zamanla kısmi değişime uğrayarak günümüze kadar devam ettiği belirtiliyor.

‘Haft Sin’ sofrası geleneği, İran başta olmak üzere nevruzu yılbaşı olarak kutlayan birçok ülkede günümüzde de devam ettirilen geleneklerdendir. (iha)

Editör: Wan Haber