İSTANBUL - Genç Barış İnisiyatifi tarafından "Türkiye'de uzlaşı ve güven sorunu" konulu panel İstanbul Bilgi Üniversitesi Santral Kampusu'nda düzenlendi. Sosyolog Ferhat Kentel, gazeteci Nazlı Ilıcak'ın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü ise gazeteci Suna Vidinli yaptı.

Panelde konuşan Ferhat Kentel, modern insanın kendini Tanrı gibi görmeye başladığını söyleyerek "Geçtiğimiz yıllarda anayasa referandum tartışmalarında olup bitenleri düşünün. Biz 'yetmez ama evet' dedik mesela. İnanılmaz tepkiler geldi. Evet, hayır, yetmez ama evet ya da boykot insani tepkilerdir. Bizler tanrı değiliz. Neyin en iyi olduğunu bilmemize imkan yok" diye konuştu. "İçinde yaşadığımız toplumlar bize o kadar az güven vermeye başladı ki hoşgörü göstermiyoruz. Köylerde yaşandığı dönemde hayat daha yavaş akardı, şehirlerdeki hızlı akışın kontrol edilmesi için milliyetçi olduk. Geçmişin büyüsü kaybolurken, yeni bir büyüye ihtiyaç vardı. Herkes kendi hikayesini yazdı" diyen Kentel, bu 'büyülerin' tutmadığını belirterek, güveni yeniden kazanmak için "muhabbet" gerektiğini ifade etti.

Kentel, "O yok sayılmış kimliklerle yeniden konuşmak gerekli. Benim gibi olmayanlarla muhabbet edersem yeni bir şeyler söylemem mümkün olur. İnsanlar çok radikal şeyler söyleyebilirler. Belki o kadar radikal olmayan yeni bir fikir üretiriz" diyerek farklı düşünen insanların "hain" olarak adlandırdığına dikkat çekti. Bu tavrın yanlış olduğuna dikkat çeken Kentel, "O insanlar hain filan değiller, sadece aynı tornaya girmediler. Aynı tornaya girmemiş insanlardan öğrenecek çok şey vardır. Ben Kürtlerin mücadelesi ile Kürt olmayı, başörtülülerden ise modernizmi eleştirmeyi öğrendim" diye konuştu.

'Uzlaşamamanın nedeni temel sorunların çözülememesi'

Ardından söz alan Nazlı Ilıcak ise, başörtülülere üniversiteye girme özgürlüğü isterken bunu toplumdaki farklı kesimlerin bir araya gelmesi için istediklerini belirterek "Duvarlarımızı kırmamız, nefsimizi köreltmemiz gerekir" dedi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında büyük bir çekişme olduğunu belirten Ilıcak, "Bu kutuplaşma topluma da yansıyor. En uzlaşma olabilecek konuda dahi anlayamadığım bir şekilde uzlaşılamıyor. Neticede bundan dolayı uzlaşma olamıyor" dedi. Uzlaşmanın gerçekleşmemesindeki bir diğer faktörün de Türkiye'nin ana problemlerini halletmemesi olduğuna işaret eden Ilıcak, "Yıllarca süren Kürt meselesi var mesela. Bu kadar insan her taraftan ölürken nasıl uzlaşabileceğiz. Alevilik meselesinde de bir uzlaşma yok. Cemevi ibadethanedir de diyemiyoruz bir türlü" diye konuştu.

'Dünyadan habersizdik'

Ilıcak, "Kürtleri inkar ederek büyük bir çoğunluk olarak uzlaşmıştık. Şimdi tarihi sorgulayarak o uzlaştığımız noktalar bozuluyor. Ben Avrupa'ya ayak bastığımda sanıyordum ki bir Türk dünyaya bedel. Bizim zamanımızda bütün dünyaya insanlığın Orta Asya'dan yayıldığı kitaplar okunuyordu. Rus ihtilalinden haberimiz yoktu. Ama Atatürk, devrim tarihini her derste ayrı okuyorduk. Çağın okuduğu hiçbir şeyi bize öğretmediler" diyerek bilgisizlik içinde uzlaşmanın çok kolay olduğunu kaydetti. Şimdi o dönem öğretilenlerin sorgulandığını belirten Ilıcak "Bilgisizlik içinde resmi tarihe yamanarak bir uzlaşma sağlamıştık ve askeri vesayeti kabul etmiştik. Şimdi o da yıkılıyor" dedi

Panel soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. DİHA

Editör: Wan Haber