İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından, "Türkiye'de İletişimci Olmak" konulu bir panel düzenlendi.
İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen "Türkiye'de İletişimci Olmak" konulu panel, Hoca Ahmet Yesevi Salonu'nda gerçekleştirildi. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Nezih Orhon ve aynı fakülteden öğretim üyeleri Doç. Dr. Rasime Ayhan Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Yavuz Tuna'nın konuşmacı olarak katıldığı panel, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik ve öğretim üyeleri ile çok sayıda öğrenci takip etti.
Panelin açılışında konuşan İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Karatepe, "Öncelikle İletişim Fakültesi mezunlarını istihdam sorunları olduğunu görüyoruz. Ülkemizde ulusal ve yerel düzeyde yayın yapan kuruluşların istihdam politikalarında İletişim Fakültesi mezunlarına yeterince yer vermedikleri görülmektedir. Aynı zamanda kamu kurumlarında kurumsal iletişim çalışmalarında kalifiye eleman istihdamına özen gösterilmekte ve istihdama ilişkin kurumsal Ar-Ge çalışmaları için yeterli ekonomik destek sağlanmamaktadır. Halkla ilişkiler ve iletişim alanında ayrıca örgütlenme sorunu da bulunmaktadır. Mesleki örgütlenmenin zayıflığı nedeniyle mesleğe ilişkin sorunların çözümüne yönelik lobi çalışmaları da yetersiz kalmaktadır" dedi.
İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Karatepe'nın başkanlığında yapılan panelde konuşan Prof. Dr. Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Nezih Orhon, "Verilen tekliflerle ve açılması beklenenlerle birlikte Türkiye'de 70 tane İletişim Fakültesi var. Onlar da size 'İletişimciyim' diyecek, siz de onlara diyeceksiniz. Bu ne demek her yıl yaklaşık 5 bin mezun demek. Peki sektör büyüyor mu, pazar büyüyor mu? Hayır büyümüyor. Aksine daralıyor" dedi.
"Dünyanın her ülkesinde medya geliştirme merkezleri var, sivil toplum kuruluşları var. Türkiye'de bu da yok" diyen Prof. Dr. Erol Nezih Orhon, yeni dönem nesili Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi olarak "Ekran Kuşağı" olarak nitelendirdiklerini ifade etti. Prof. Dr. Orhon, "Hepsinin ortak özelliği ekran kulanmadır, ekran bağımlılığı üretmesidir. Ama biz buna Ekran Kuşağı diyoruz. İster X olsun, ister Y olsun, ister internet olsun, bunların hepsinin paylaşıldığı tek ortak yer ekrandır, bir yüzeydir. Demek ki içeriği bir yüzeyle, bir ekranla buluşturma ihtiyacımız" şeklinde konuştu.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rasime Ayhan Yılmaz, "Problem aslında sosyal bilimler de iletişimin bir bilim olarak kabul edilip, edilmemesinden yatıyor. Yani sadece sektörel birtakım sorumlulukları atmakla iş bitmiyor. Çok uzun yıllar, 'Sosyal bilim midir iletişim' konusu tartışıldı. Reklamın kuramı var mıdır, halkla ilişkiler bilimidir. Kuramı var mıdır, yoksa bir melez disiplin midir. Tıp eğitimi alıp,bir doktor diplomanız varsa, gidip doktorluk yapabilirsiniz. Ama İletişim Fakültesi'nden mezun olduğunuzda, 'Ben iletişimciyim' demek yetmiyor. Sektör iletişim eğitiminin kendi istediği doğrultuda yapılmasını düşünüyor. Ama bizler birer üniversiteyiz üniversite öğrencisiyiz. Evet, elbette sektörün istediği gibi ders programları üretilebilinir. Ama üniversite diploması veriyorsanız, sizinde belli bir ders programınızın ve içeriğinizin olması gerekiyor" dedi.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yavuz Tuna ise Şirince'deki kıyamet kopması ile ilgili gelişmeleri iletişim için örnek göstererek, "Süreç bir iletişim süreci. Ne oldu? Dünyadaki iki yer kurtulacak. Yani insanlar bu süreci birbirlerine nasıl anlatıyorlar. Biz üniversitede iken çoğu, 'Benim iletişimciye ihtiyacım yoktur' diyen kurumlar, gelip diyorlar ki, 'Bizim kurumumuzda iletişim sorunu var, bunu nasıl çözeceğiz" ifadelerini kaydetti.
Paneldeki konuşmaların ardından panelistler, öğrencilerden ve katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik ise, yaşanan süreçte artık öğretim üyelerinin de ve öğrencilerinin de değişmesi gerektiğini ifade ederek, "Her iletişim fakültesini bitiren illa iletişimci olacak diye bir kural yok. En büyük yanlışlarımızdan bir tanesi 18 yaşındaki çocuklarımıza okulu bitirip bitirmez, meslek seçtiriyoruz. 18 yaşındaki bir çocuğun, bir gencin o günkü ufku ne kadarsa, ona göre, 'İletişimci olacağım, tıpçı olacağım' diyor. Belki 1-2 yıl daha kazandırsak, Türkiye'de bazı üniversitelerimiz yapıyor, yani 1. ve 2. sınıfta ortak dersleri okutsak, ondan sonra meslek seçimi yaptırsak, belki mesleklerinde daha başarılı olurlar ve gelecekteki kalifiye insanlarımızı yetiştirmiş oluruz" dedi.
Rektör Prof. Dr. Çelik, panelistlere plaket ve kaylısı hediye etti.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Nezih Orhon ise İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selma Karatepe'ye fakültelerinin çeşitli çalışmaları ile ilgili dosyalar ve kitaplar hediye etti.
(BK-Y)

21.12.2012 16:33:41 TSI

Editör: Wan Haber