AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, 2003 yılındaki office programı kullanılmadığına ilişkin olarak tartışmalar için, "Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'ndaki resmi yazışmalardan söz ediyor. Çeteler neyi nerede yazacaklarını, benden, sizden daha iyi bilirler" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı. Çelik, bir gazetecinin eski Genelkurmay Başkanı Hüseyin Hakkı Karadayı'nın serbest bırakılmasını nasıl değerlendirdiklerini sorması üzerine, Karadayı'nın serbest bırakılmasının davadan muaf olduğu anlamına gelmediğini söyledi. Çelik, konuyla ilgili olarak şunları kaydetti:
"Bu tabi tamamen mahkemenin vereceği bir karardır. Daha önce Karadayı gözaltına alırken sordular bana 'ne diyorsunuz' diye; bana göre Türkiye darbelerle ve darbecilerle hesaplaşıyor. Sayın Karadayı'nın gözaltına alınması benim için sürpriz değil, aksine benim de beklediğim bana göre de olması gereken bir şey. Niçin, çünkü onu ihbar eden, onun altındaki Genelkurmay İkinci Başkanı diyor ki; 'bana emri o verdi' diyor. 'Bana emir veren dışarıda, ben içerideyim' diyor. Dolayısıyla bunun üzerine savcının Sayın Karadayı'yı ifadeye çağırması, tutuklama talebinde bulunması ama mahkemenin serbest bırakması; bunların hepsi bir yargısal süreçtir. Ama serbest bırakılmış olması bu işten muaf olduğu anlamına falan gelmez. Netice itibariyle Sayın Karadayı bu işten beraat falan etmemiştir."
Hüseyin Çelik, 28 Şubat sürecinin sadece askerlerle alakalı olmadığını söyleyerek, "Bana kalırsa 28 Şubat hareketi askerlerle sınırlı bir hareket değildi. Bir ayağında askerler vardı, bir ayağında kendini mahşerin 5 atlısı olarak tanıdığımız STK'lar vardı, bir ayağında medya vardı, bir ayağında üniversiteler vardı. Şimdi netice itibariyle dönemin YÖK Başkanı şuan içeride" dedi. 28 Şubat sürecinin bir darbe olduğunu ifade eden Çelik, "28 Şubat sadece askerlerin kotardığı bir post-modern darbe değil. Darbedir, bal gibi darbedir ama sadece askerlerle sınırlı değil bence" diye konuştu.

"ÇETELER NEYİ NEREDE YAZACAKLARINI BİZDEN DAHA İYİ BİLİR"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, Milli Savunma Bakanı'nın yazdığı savunmada 2003 yılında office programı kullanılmadığına ilişkin tartışmalarla ilgili olarak ise, o yazışmaların Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay'daki resmi yazışmalar olduğunu ifade etti. Çelik, "Sayın Milli Savunma Bakanı, Milli Savunma Bakanlığı'ndaki yazışmalardan söz ediyor" diyerek, "Biliyorsunuz, darbe yapmak üzere çete kuranlar, ille de gidip Milli Savunma Bakanlığı'nın veya Genelkurmay'ın bilgisayarlarını kullanacak diye bir şey yok. Balyoz Eylem Planı, yani bir darbeye teşebbüs eylem planı mahkeme tarafından kabul edilmiştir. Bunu sulandırmaya yönelik, bunu itibarsızlaştırmaya yönelik, bunu yok saymaya yönelik CHP'nin gayretleri var" şeklinde konuştu.
Çetelerin neyi nerede yazacaklarını herkesten iyi bildiğini ifade eden Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'ndaki resmi yazışmalardan söz ediyor. Çeteler neyi nerede yazacaklarını, benden, sizden daha iyi bilirler. Onun için arkadaşlar tekrar söylüyorum; bu ülkede aslında ordumuzu darbe şaibesinden kurtarmak bizim asli görevlerimiz olmalıdır. Sizin de, bizim de. Bu ordu darbeyle anılan, darbe teşebbüsleriyle anılan bir ordu olmamalıdır. Bu millet, bu milletin emrinde olan onun duygu dünyasını paylaşan bir ordu olmalıdır. Bu ordu o milletin iradesini ikide bir yok sayan, ve ona müdahale eden bir ordu olmamalıdır. Türkiye bu manada bir arınma faaliyetinden geçiyor, bu safra temizleme süreci yaşanıyor."

"4. YARGI PAKETİ'NDEKİ İYİLEŞTİRME ERGENEKON VE BALYOZ'U KAPSAMIYOR"
Hüseyin Çelik, eski MİT Yardımcısı Cevat Öneş'in bugün yer alan röportajında Ergenekon ve PKK'ya af geleceği şeklindeki açıklamaları içinse şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu yanlış arkadaşlar. Bir şey daha söyleyeyim; 4. Yargı Paketi'ndeki 5 yıla kadar mahkumiyeti olanlarla ilgili daha iyileştirici şeyler getiriliyor. Bu terör örgütünü kapsamıyor. Terör örgütlerini, terör suçlarını kapsamıyor. Ergenekon'u da kapsamıyor, Balyoz'u da kapsamıyor. Şunun için kapsamıyor. Çünkü onlar zaten daha mahkum olmadılar. Orada yargılama devam ediyor. 4. Yargı Paketi'ndeki şey mahkumlardan söz ediyor.
Bu ülkede ne zaman af çıkacağını, ne zaman af çıkmayacağına TBMM karar verir, halkın iradesi karar verir. Eski bürokratlar buna karar vermez. O sizin dediğiniz, eski bir bürokrat, eski bir istihbarat görevlisi. Kendi görüşünü yazmış, benim onun görüşü üzerinde çok yorum yapmam da doğru değil. Onun için şuan bizim gündemimizde böyle bir mesele yok. Siz kimi kimin adına affediyorsunuz?"
Çelik, af meselesiyle ilgili kararı ancak TBMM'nin verebileceğine işaret ederek, "Bize göre Balyoz ve Ergenekon millete karşı işlenen aslında; oradaki iddialardan söylüyorum. Bu iddiaların nihai sonucuna mahkemeler karar verecek. Bu iddialar millete karşı işlenmek üzere planlanmış olan suçlardan söz ediyorum. Bazıları işlenmiş. Dolayısıyla af meselesi, TBMM'nin karar vereceği bir şeydir. Bir gazeteci, bir köşe yazarı veya bir eski bürokrat, yeni bürokrat, bir istihbaratçı bu konuda düşüncesini açıklayabilir, beyan edebilir. Ama bizim gündemimizde böyle bir şey yok" diye konuştu.
(AT-Eİ-Y)

04.01.2013 19:35:35 TSI

Editör: Wan Haber