Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Açıkgöz, "tiroit hormonu eksik olan bebeklerde değişik derecelerde geri dönüşü olmayan zeka ve gelişme gerilikleri görülmektedir" dedi.
Medicana Samsun Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Uzm. Dr. Mehmet Açıkgöz, çocuklarda tiroit hormon eksikliğinin yol açtığı sağlık sorunları hakkında bilgi verdi. Türkiye'de tiroit hormon yetersizliğine diğer ülkelere oranla daha sık rastlandığını belirten Uzm. Dr. Mehmet Açıkgöz, "Bu oranın yüksek olmasının nedenlerinden biri coğrafyamızdaki iyot eksikliği (toprak su ve tarım ürünlerinde yeterli iyot bulunmaması), ikincisi de akraba evliliklerine bağlı doğumsal kusurların fazla görülmesidir. Tiroit bezi boynun ön kısmında yer alan ve tiroit hormonlarını üreten bir iç salgı bezidir. Vücuttaki tüm hücreler, tiroit hormonuna gerek duyar. Tiroit hormonu vücuttaki tüm metabolizmayı düzenleyen beyin gelişimini sağlayan en önemli hormondur. Anne karnında başlayarak bebeklik döneminde ve büyüme döneminin tamamlanmasına, yani ergenlik dönemi sonuna kadar büyümede önemli rol oynar. Tiroit bezi başta iskelet ve santral sinir sistemi olmak üzere organların gelişmesinde rol oynar. Konjenitalhipotiroidizm tüm dünyada 1/2000 ile 1/4000 oranında görülen en sık endokrinopatidir. Ülkemizde 1/2300-1/2500 oranında görülmektedir. Konjenitalhipotiroidizm sık görülen, erken tanınarak tedavisi başlatılırsa olumsuz nörolojik etkileri önlenebilen bir hastalık grubudur" diye konuştu.
Hastalığın klinik bulgu ve belirtilerine değinen Mehmet Açıkgöz, "Uyuklama, hareketsizlik, kas güçsüzlüğü, güçlüğü, beslenirken uykuya dalma, peroralsiyonoz, burun tıkanıklığı, kabacilt, ateş yüksekliği, kutismarmarota, kabızlık, distansiyon, göbek fıtığı, uykuya düşkünlük, zayıf kalın sesle ağlama görülür. Sıklığı 6 yaştan itibaren artış gösterir ve adölesan döneminde doruğa ulaşır. Kızlarda erkeklerden 10 kat fazla görülür. Stres, enfeksiyonlar, gebelik bilinen diğer ortaya çıkartıcı faktörlerdir. Tanıda antitiroid antikor pozitifliği önemlidir" şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Mehmet Açıkgöz hastalık hakkında şu bilgileri verdi: "Doğumsal hipotiroidi doğuştan itibaren tiroit bezinin az çalışması nedeniyle hormonların az salgılanmasıdır. Beyin hücrelerinin gelişiminde tiroit hormonu çok önemlidir. Beyin gelişiminin yüzde 95'i ilk üç yaşta tamamlanır. Bu nedenle tiroit hormonu eksik olan bebeklerde değişik derecelerde geri dönüşü olmayan zeka ve gelişme gerilikleri görülmektedir. Zamanında tanı konulamayan ve tedavisi yapılamayan bebekler baş tutma, anneyi tanıma, oturma, emekleme gibi gelişim basamaklarında yaşıtlarından geri kalır.
Yeni doğanda en sık rastlanan hastalık belirtileri, bebeklerin az hareketli olmaları, ses kalınlığı, dil büyüklüğü, göbek fıtığı, uzamış yeni doğan sarılığı, emme güçlüğü ve kabızlıktır. Doğumsal hipotiroidinin erken tanısı için her yeni doğan bebekten kan alınması, ailelerin de bunu sorgulaması ve takipçisi olması gerekir. Zira erken tanı konup tedavi edilen bebekler tamamen normal olarak hayatlarını sürdürebilir. Yeni doğan bebekte şayet guatr yoksa bebekler normal görülebilir ve bu hastalığın geç fark edilmesine neden olabilir. Bunun için; yenidoğan bebeklere doğumdan sonra 2-5 gün içinde hipotiroidi taraması yapılmalıdır."
İyot eksikliğinin hastalık üzerindeki etkisinden bahseden Açıkgöz sözlerini şöyle tamamladı: "İyot eksikliği olan bölgelerde yaşayan herkes hipotiroidi riski altındadır. En çok anne karnındaki bebekler, yeni doğanlar, süt çocukları ve süt veren anneler etkilenir. İyot eksikliğinin anne karnındaki bebeğe etkileri, erken ve geç düşükler, ölü doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek, doğuştan yapısal bozukluklar, tiroidin ileri derecede az çalışması ve tiroidin büyümesi (guatr) şeklinde kendini gösterir. Yeni doğan bebek de iyot eksikliği nedeniyle guatr ve hipotiroidizm tehlikesi ile karşı karşıyadır."
(SAM-SLH-Y)

24.12.2012 12:07:28 TSI

Editör: Wan Haber