Yüksekova’da 26. gününe giren "sokağa çıkma yasağı" ve süren çatışmalara ilişkin HDP Van İl binasında basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya HDP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Fikret Turgut,  DBP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Rüstem Demir, Esendere DBP Belde Eş Başkanı Mehmet Çarpaz ve Yüksekova DBP İlçe Yöneticisi Ercan Sever katıldı.

'GÖÇ, ÖLÜM, YIKIM OPERASYONU'

Basın toplantısında konuşan HDP Yüksekova İlçe Eş Başkanı Fikret Turgut, “Bilindiği gibi 13 Mart 2016 gününde Yüksekova merkezinde 'sokağa çıkma yasağı’ ilan edildi. AKP hükümetinin adına 'huzur ve güvenlik operasyonu’ koyduğu bu operasyon aslında göç, mağduriyet, ölüm, yıkıma dönüşmüştür. Bu operasyonla çılgınlaşan AKP devleti yandaşlarına savaş ganimeti vaatleriyle savaşı daha derinleştiren bir boyuta taşımıştır. Bu yöntemler 12 Eylül darbe dönemlerinde, '90’lı yıllarda denenmiş ancak sonuç alınmamasına rağmen bugün aynı yöntemler sonuç almayınca savaş kuralları bile aşan, hiçbir evrensel değer, ilke ve hukuka uymayan bir yöntem ve şiddet uygulanmaktadır" dedi.

'KÜRT HALKINI TESLİM ALAMAYACAKLAR'

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Gerekirse mevzuatları bir kenara bırakın’’ demesinin aslında bir itiraf olduğunu kaydeden Turgut, şunları belirtti: “En son Devlet Bahçeli’nin ‘taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmayın’ demesiyle Erdoğan’ın bunu destekler mahiyetinde havadan bombardıman edilmesi gerektiğini söylemiş. Bu, Kürt halkının iradesini teslim alma, iradesizleştirme ve kimliksizleştirmeye yönelik bir darbedir. Bu darbeyle Kürt halkının meşru taleplerini bastırmadır. Bu savaşın sadece yaratacağı sonuç: yıkımdır, kaostur. Binlercesini öldürseler, Göç ettirseler de ancak Kürt halkının meşru haklarını ortadan kaldırmayacaktır. Erdoğan ve AKP'nin, Türkiye kamuoyuna bu savaşı Kurtuluş ve İstiklal savaşına benzeterek tüm Türkiye’yi seferberliğe çağırması bir gasp ve çarpıtmadır. Türkiye’nin ortak değerlerini çarpıtmadır, gasptır. Kurtuluş Savaşı ve İstiklal mücadelesi Kürtlerle olan ittifakla kazanılmıştır. Kurtuluş savaşında verilen bedelleri zikrederek Kürtler üzerinde bir korku imparatorluğu kurmaya çalışırken bilsin ki, Kürtler o gün de bugün de o bedeli vermekte çekinmeyecektir. Asla geri adım atmayacaktır. Ancak ortak gelecek için Kürtler onurlu bir barışa da hazırdır. Dolmabahçe yol haritasına bağlıdır."

'YANILACAKLAR'

Turgut, şehir merkezinde gece-gündüz top ve havan toplarıyla havadan gelişi güzel bombardıman yapıldığını belirtti.  Binlerce sivilin şehir merkezinde halen evlerinde bulunmasına rağmen bu bombardımanın aralıksız devam ettiğini duyuran Turgut, şöyle devam etti: “Çatışmada katledildiğini iddia eden birçok cenazenin sokak ortasında teşhir edilmesi hatta hayvanlara yedirilmesi gibi vahşet görüntülere tanık oluyoruz. Devletin vermiş olduğu resmi rakamlara bakınca öldürülen insanların sayıları ile hastaneye getirilen cenaze sayıları arasında çok fark vardır. Acaba hastaneye getirilemeyen cenazeler nerededir? Toplu mezarlara mı gömüldü? Ya da sokak ortasında mı bırakılmış? Çok ciddi iddialar vardır? Bunun soruşturulmasını istiyoruz. Bunlar insanlık dışıdır. Vahşettir, zulümdür. İnsanlık adına utanç verici görüntülerdir. Bunu yapanları Erdoğan ve AKP her gün utanmadan tebrik ediyor, kutluyor. Davutoğlu’nun 'devletin kudreti' dediği şey bu mudur?

Yine birçok ev hiçbir çatışmanın olmaması, hendeğin olmamasına rağmen neden yıkılıyor, yakılıyor? Amaç nedir? Bunlarla halkı terbiye edeceklerini mi sanıyorlar? Kesinlikle yanılacaklar.  Bunu asla kabul etmeyiz.” 

ACİL HAREKETE GEÇME VE DESTEK ÇAĞRISI

Yine operasyon kapsamında mahallelere girmeye çalışan asker, polis ve korucuların halkın evlerinin kapısını kırıp içeri girerek onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu söyleyen Turgut, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Resmiyette şehir merkezinde sokağa çıkma yasağı konulmuş ancak Yüksekova’ya bağlı tüm köylerde bu yasak fiilen uygulanmaktadır. Köylerde yaşayan insanlarımız hastaneye gidemiyor, tarlaya ve merasına gitmesine izin verilmiyor.

Acilen uluslararası ve Türkiye’deki tüm kurum ve kuruluşlar, insan hakları örgütleri, siyasi partiler, STK’ler, af örgütleri, barolar, sağlık örgütleri, hatta konsolosluklar ve tüm demokratik çevreleri Yüksekova’ ya davet ediyoruz. İddialar çok ciddidir. Yine göçertme politikaları sonucu çevre il ve ilçelere yerleşen halkımızın birçok sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu söylüyor, bunun için ilgili il ve ilçelerdeki tüm kurum ve kuruluşlarımızın halkımızın sorunlarıyla yakından ilgilenmesini ve destek olmasını bekliyoruz. Bu konuda maddi ve manevi desteklerde bulunulmasını istiyoruz."      Vanaktuel

Editör: Wan Haber