Bazı şeyleri uzakta seyretmekle içinde olmak yanılgılı,isabetsiz değerlendirmelere götürebilir!Televizyonda,basında izlediğimiz kadarıyla HDP kongresi oldukça coşkulu geçti.En azında halkın katılımı kadar,yabancı heyetlerin çokluğu ve heyetlerin bizzat katılım yaparak, mesajlarını okunmasında bunu anlayabiliriz.Yalnız buna rağmen, uzaktan seyreden birisi olarak, yarım, eksik kalan bir şeyleri sezmeden edemedim. Sezdiğim nedir,ne değildir bunu tam dile getiremiyorum, getirmekten zorlanıyorum. Sezdiğim şeyin nedeni ve ismini en iyi katılım yapanlar ve Kongre hazırlığı içinde olanlar ancak iyi dile getirebilir.Benim kisadece sezgidir. Sezgime neden olan ise görünümüydü. Görünüme yansıyan; Demokrasinin elzemliğine inanıyorum ama haya takılan görünümün fazla öne çıkışıydı. Sanki her şey öncede ayarlanmış, sofraya sürülmüş gibi durmaktaydı.Bu görünüm klasik sistem partilerin kongresini çağrıştırmaktaydı.Belki seyrettiğimyanılgıdır ve bensadece yansıyanı dile getiriyorum!

 Demokrasinin kendisi toplumda başlamaz!Bilinçli bireyin sorumluluk alıp,toplumun ahlaki,politik çalışmasını yapmasında başlar. Bilinçli bireylerin aynı amaç ortaklılığı, topluluklar faaliyetine dönüştükçe, demokrasi o zaman özgür irade seçeneğiyle benimsenir, kabul görür, tasvip, taltiflenilir.Bu ortak amaç, toplum,ulusun kurtuluş programına,tüzüğüne yansıdıkça, toplum demokratikleşme çalışmasına dâhil olur. Demokrasi çalışmasında bulunan bilinçli toplum olur.  Klasik iktidarcı zihniyetlerde bu daha farklı anlayışla pratikleşmektedir: Toplum adına, toplumun kurtuluş mücadelesini veriyorum adınamüdahaleci olmayı hak gören anlayıştır. Bu anlayış ya aşırı benmerkezci olarak öne çıkmakta, yada aşırı popülizm şeklinde öne çıkmaktadır. Her iki anlayışın zihniyetinde demokrasi yoktur. Demokrasi adına kendini iktidar, yetkici kılma vardır. Bu anlayış Türkiye devletin sistem partilerinde nasıl kronikse, onun reddiyim, karşısında muhalefetim diyenlerin anlayışında da kronik bir durumdur. Bunun için Türk solu bin parçaya ayrılan gerçekle hep sahnede olmaktadır.Bu anlayış Klasik Sovyet particiliğin, Avrupa sosyal demokrat partilerin alışkanlıklarında Anadolu, Mezopotamya ya zuhur eden anlayıştır. Bu anlayış ve alışkanlıkta kurtulmadıkça, söz, dil belki demokrasi olur. Ama pratik demokratik olmaz.HDP Kongresini televizyonda izlerken, HDP nin de hala bu hengâme içinde olduğunu görür gibi oldum.HDP farklılıkların bilincinde, farkındalığın saygısında yolla çıkıyorum diyen partidir. Sanki bu tam yerine oturmamış gibi bir hava hâkimdi. Daha çok vitrinde gösterilen gibi durmaktaydı. Eğer gördüğümüz bizi yanıltmıyorsa, HDP nin demokrasi sınavında geçmesinedaha çok çalışmaya ihtiyacı var demektir. HDP demokrasi zihniyetini toz zerreciğin duruşuna göre oluşturduğu oranda demokrasiye yakın duran parti olacaktır.Yok, ben toz zerreciğine göre değil, görünen taşlamış topluma göre yapıyorum derse, o zaman klasik reel-sosyalizm partici anlayışı içinde kalır ve demokrasi noktasında fazla güven vermeyeceğinde,çekici olmaz, tek kalır ve çokları partisi değil,aynıların partisi durumuna düşen klasik parti olur.Buda HDP nin amaç,programına ters olsa gerek!Umarım HDP klasik sol partici anlayışın tekrarı olmaz,68 ruhun gerçekleştireni, radikal demokrasi ruhunu yakalayan, güncelleştiren partisi olur. En azında şimdiye kadar uyandırdığı umut bu yöndeydi. Bu umudu yeşerteceğine olan inancımla, HDP ye başarılar dileyerek, sözü fazla uzatmadan, kimsenin canını sıkmadan bu değerlendirmemi bitirmek istiyorum!

 Hasan Akbaba

24 Haziran 2014

Strasburg