HDP'nin Barış-Demokrasi ve adalet mitinginin 2.si Van'da yapıldı.

Gerek ulusal,gerekse yerel medyada fazla görülmeyen fazla öne çıkarılmayan bir mitingti. 

Yani malum medyamız,HDP'nin 'barış ve adalet çağrısını' şu ticaret odası seçimleri kadar dahi önemsemediler. 

Hee neyse ...

Zaten HDP de, yazsınlar diye bu mitingi yapmadı.

Zira 2009 yılından bu yana HDP bu kentte onlarca miting yaptı ve ne yapıp yapamadığı arşivlerdeki fotoğraflar da duruyor! !!

Makale konum bu değil,mitingin farklı  bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum.

Şimdi HDP'nin bu mitingini nasıl okuyacağız? 

Nasıl yorumlayacağız?

Ona dair birkaç laf edelim.

HDP'nin dün Musa Anter parkında gerçekleştirdiği miting,sayısal olarak  elbette ki önceki mitinglerden daha zayıftı.

Bu gerçeği saklamanın ,gizlemenin manası yoktur.

Ancak,şartların ne kadar ağır olduğu,hassasiyetlerin ne kadar uç noktada olduğu  bir süreç gerçeği var.

Selahattin Demirtaş'ın ,Bekir Kaya'nın,Diba Keskin'in katılmadığı bir miting var.

İnsanlar ve kitleler daha temkinli.

Biraz da,halkın mevcut siyasilere karşı olan serzenişlerini hesaba kattığınızda daha sağlıklı bir yorum yapma şansı doğuyor.

Yani bu miting,alandaki insanların azlığı ve çokluğuyla değerlendirilmemeli. ..

Böylesi bir değerlendirme eksik ve zayıf kalır.

Geleceğe dair siyasi tahminleri yanıltır.

Nihayetinde referandum mitingi ve sonrasındaki seçimde böyle oldu.

Birileri "HDP en fazla %30-40 arası oy alır "derken,HDP'nin oy oranı yine %57 oldu.

EGER Kİ 'BARIŞ 'DİYORSANIZ SORUMLULUK HDP -AKP'NİNDİR 

şimdi şu haliyle ve mevcut durumla ilerisini daha iyi okumalıyız.

Bu kentin,bu ülkenin mutlaka ve mutlaka kalıcı bir barışa ihtiyacı var.

(Ki bu barış birgün elbet sağlanacaktır)

Bu gerçeklikle,tahriklerden, provakasyonlardan ve basiretsiz siyasi politika ve politikacılardan uzaklaşarak yeni bir konsept oluşturulmalı. 

Vallahi de billahi de kabul etsek de etmesek de bu kentin,bu coğrafyanın ve bu ülkenin ana siyasi gerçekliği AKP ve HDP'dir. 

Yakın tarih itibarıyla ne AKP ne de HDP siyasi arenada silinir diye hayal kurmayın.

Yaşadığımız kentte de durum farklı değil.

Bu iki siyasi oluşum bu kentin siyasetine daha uzun yıllar yön vereceklerdir.

Dolayısıyla,akan kanın durması,kalıcı barışın sağlanması ve herkese adalet için daha akılcı ve daha ortaklaştırıcı bir siyaset güdülmeli.

Ve bu siyaset daha donanımlı ,daha bağlı ve daha basiretli politikacı ve siyasetçilerle yapılmalı.

Marjinal,militer, günbirlikçi,yalaka rantçı,Makam-mevkii-koltuk hevesli kişilikler bu konsept ten uzaklaştırılmalı. 

DEMEK Kİ KİMSENİN CANI YANMIYOR 

Bu miting, bir başka  gerçeği  daha göz önüne serdi.

İnsanlar ellerinde parti bayraklarıyla alana girdiler.

Türküler eşliğinde halaylar çektiler.

Karşılıklı sağduyu ve tahammül,miting alanını adeta şenlik alanı yaptı.

Ve o şenlik ruhuyla dağılıp evlerine,iş yerlerine gittiler.

Yani kimsenin canı yanmadı.

Gaz bombaları patlamadı.

O bildik olumsuz görüntüler yaşanmadı. 

Birilerine "esnafımızın camlarını kırdılar,ekmeği ile oynadılar.işveren Van'da kalmadı" deme fırsatı vermediler.

O riyakar kişiliklerin yaranabilmek adına telefonlara sarılmalarına,savcılara ,müfettişlere rapor sunmalarına mahal vermediler. 

Dedikodu,kin,nefret ve iftiranın önüne geçtiler.

Birilerinin maskelerini düşürdüler.

Barışı-sevgiyi ve yeniden ortak yaşayabilmenin ihtimalini öne çıkardılar.

İşte hepsi bu....

Demek istendiğinde oluyor.

Demek ki,kırmadan-dökmeden de oluyor.

İşte bunun için HDP'nin Adalet ve Demokrasi mitingini çok iyi okumak lazım.

kalın sağlıcakla...