Zonguldak’ın Çaydeğirmeni beldesinde ikamet eden Sevim ve Mustafa Akoğlu çifti evlilikleri boyunca dört çocuk dünyaya getirdi. Çocuklarının en büyükleri Şevket Akoğlu, dünya evine girerek iki çocuk sahibi oldu. Diğer kardeşler Arife (25), Emrah (29) ve Fikret’in (30) ise yaşları ilerledikçe hastalıkları ortaya çıktı. Çiftçilik yapan baba Mustafa Akoğlu ise 2011 yılında kalp krizinden hayatını kaybetti.

Engelliler arasınde en büyük kardeş olan 30 yaşındaki Fikret Akoğlu ile 29 yaşındaki Emrah Akoğlu aldıkları raporlarda belirtildiğine göre, ‘Mental Motor Retardasyon’ adlı hastalığa yakalanırken, 25 yaşındaki Arife Akoğlu ise ‘Snipo Cerebeller Ataksi’ hastalığına yakalanarak özürlü kaldı. Arife’ye yüzde 82, Emrah ve Fikret’e ise yüzde 68 oranında özürlü raporu verildi.

Üç kardeş için bin 800 TL bakım aylığı alan Akoğlu ailesi, çocuklarının iyileşme imkanlarının olup olmadığından habersiz bakımını yapıyor. Ayak damarlarının zayıf olması sebebiyle yürüme fonksiyonlarını tamamen yerine getiremeyen üç kardeş, duvarlara veya çamaşır iplerine tutunarak yada emekleyerek yürümeye çalışıyor.

“BENİM SESİMİ DUYSUNLAR”

Eşini kaybeden anne Sevim Akoğlu, engelli çocuklarına en büyük oğlu Şevket ile baktığını belirtti. Anne Akoğlu, “Zar zor bakıyoruz, ne yapalım. Sonradan böyle oldular. Gittikçe daha da ağırlaşıyorlar. Durumumuz iyi değil. Hastalıkları sebebiyle doktora götüremedik. Babaları iki sene önce vefat etti. Duvarlara tutunarak gidiyorlar, duvarda tutunurken öyle kalıyorlar. Biz yardım ediyoruz. Okula gitmiyorlar. Haftada birkaç gün engelli okuluna gönderiyoruz. Sırtımızda getirip götürüyoruz” diye konuştu.

Kardeşlerin en küçüğü olan Arife ise “İpe tutunuyorum, öyle yürüyorum. En çok istediğim akülü araba ve bilgisayar” diyebildi. 30 yaşındaki Fikret ise “Akülü araba ve bir de bilgisayar istiyorum. Hiç akülü arabaya binmedim. Oynamak için bilgisayar istiyorum. İpe tutunarak yürüyoruz” dedi.

Evlerinin önünden başka bir yere gidemeyen üç kardeşten Emrah ise “Hayata duvar, ip bazen ebil ebil (emekleyerek), bazen anamın sırtında, bazen de tekerlekli sandalye ile tutunuyorum. Akülü araba olsa iyi olur. Gezmek istiyorum. Buradan başka yere gitmek istiyorum. Yetkililere sesleniyorum. Benim sesimi duysunlar” diye konuştu.

EĞİTİMLERİ YARIM KALDI

Okul çağında iken yakalandıkları hastalık nedeniyle, özürlü kalan kardeşler eğitimlerini tamamlayamadı. Engelli kardeşler haftada bir kez engelli okuluna giderek eğitim görüyor. Ağabey Şevket Akoğlu kardeşlerinin doğuştan değil, okul çağlarında iken bu hastalıklara yakalanarak özürlü kaldığını ifade etti. Ağabey Akoğlu, “İlk önce hastalıkları yoktu. Maddi durumumuz olmadığı için biz onları doktora götüremedik. Hayata böyle devam ediyoruz. Yürümeleri için ya ipe tutunmaları yada duvarlara tutunmaları lazım. Bir yere tutunmayınca yürüyemiyorlar. Ya annem ya ben yada dört ellerinin üzerinde yürüyorlar. Bizden başka kimseleri yok. Tedavi imkanları şu an bilmiyorum olur mu? Olmaz sanırım” diye konuştu.

TEK EĞLENCE TELEVİZYON

Kaynakçı ustası ağabey Şevket Akoğlu, yaklaşık 9-10 yaşlarındayken hastalanan kardeşlerinin tek eğlencelerinin televizyon olduğunu söyledi. Kardeşlerine; istedikleri bilgisayar ve akülü arabayı alamadıklarını söyleyen ağabey Akoğlu, “Biz imkanlarımızla akülü araba alamadık. Kardeşlerimin akülü arabası ve bilgisayarı olsa daha iyi olur. Televizyonumuz var başka vakit geçirebilecekleri hiçbir şey yok. Hayırseverler kardeşlerime yardımcı olursa çok seviniriz. Onlarda sevinirler” diye konuştu

Üç engelli kardeş, hayırseverlerin uzatacağı yardım elini bekliyor.

Editör: Wan Haber