İnsan Hakları Derneği Van Şube Sekreteri Hamdi Bayhan, 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun 12. yıl dönümünde yeni ölümlerin olmaması için yetkilileri göreve çağırdı.
İHD Van Şubesi'nde Şube Başkanı Ömer Işık eşliğinde basın açıklaması yapan Hamdi Bayhan, adına 'hayata dönüş operasyonu' denilen ve onlarca canın yitirilmesiyle sonuçlanan cezaevleri operasyonunun 12. yıl dönümü olduğunu hatırlattı. 12 yıl önce yaşamları devletin koruması ve güvencesi altında olan 30 mahpusun, Türkiye'deki 20 cezaevinde düzenlenen operasyon sonucu öldürüldüğünü ileri süren Bayhan, "Yüzlercesi de tahribatları bir daha onarılmaz şekilde yaralandı. Faillerin adına 'Hayata Dönüş Operasyonu' dedikleri katliam sonrasında yaşam hakkına kastedilen mahpuslar için hazırlanan otopsi raporlarında, operasyon sırasında yanıcı kimyasal maddelerin kullanıldığı, pek çoğunda işkenceye işaret eden darp izlerinin bulunduğu tespit edildi. Türkiye'de ciddi hak ihlallerinin yaşandığı mekanların başında gelen cezaevlerindeki ölümler, hala hepimizin hafızalarındadır. Biz insan hakları savunucuları olarak, 19 Aralık 2000 tarihinden bir yana cezaevlerinde bir çeşit 'ikinci' bir cezalandırma sistemi olarak uygulanmakta olan tecrit ye izolasyona son verilmesini savunmaktayız. Tecrit ve izolasyon, olağanlaştırılmış bir cezalandırma sistemidir ve mahpusların diğer tutuklu ve hükümlülerle bir araya gelmelerine, çeşitli aktivitelerde bulunmalarına engel olmaktadır. Oysa ki cezaevinde de olsa tüm insanların yaşam, sağlık, eğitim, beslenme, spor, kültürel ve sosyal faaliyette bulunma hakları vardır" ifadelerini kullandı.
19 Aralık gününü cezaevlerinde İnsan Hakları İçin Mücadele Günü ilan edişleri vesilesiyle taleplerini de ileten Hamdi Bayhan, 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun 12. yıl dönümünde yeni ölümlerin olmaması için yetkilileri göreve çağırdıklarını belirtti. Bayhan, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Adli veya siyasi ayrımı yapmadan bütün tutuklu ve hükümlüler için insan onuruna saygı gösterilmelidir. Hiçbir tutuklu ve hükümlü tecrit ve izolasyon koşullarında tutulmamalıdır. Tutuklu ve hükümlülerin haklarını ihlal eden, onlara işkence yapan, yaralayan ve öldüren kamu görevlileri hakkında davalar açılmalı, açılmış davalar bir an önce sonuca bağlanarak failler hak ettikleri cezalara çarptırılmalıdır. 24 saate yayılan tecrit, gayri insani muamele olduğundan tek kişilik İmralı Kapalı Cezaevi derhal kapatılmalıdır. Cezaevleri sivil izlemeye açık olmalıdır. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin savunma, şiddete maruz kalmama, sağlık, eğitim, beslenme, aileleri, avukatlarıyla ve genel olarak dış dünya ile iletişim haklarına saygı gösterilmeli, belirlenen ilkeler kabul edilmelidir. Daha özgün sorunlar da yaşandığından, kadın ve çocuk cezaevleri, insan onurunun zedelenmediği, temel hakların koruma altına alındığı bir bakış açısıyla yeniden düzenlenmelidir. Hükümet ve Adalet Bakanlığı sorumluluklarını yerine getirmeli; meydana gelebilecek yeni ölümleri durduracak sorumlulukta davranmalıdır. 12 Eylül 2012 günü başlayan 68 gün devam eden açlık grevlerinde, grevcilerin temel taleplerine çözüm getirilmesi açısından Adalet Bakanlığınca çalışmalar başlatılmalıdır."
(SER-MET-Y)

19.12.2012 14:02:14 TSI

Editör: Wan Haber